Tarihte pek çok medeniyete ev sahipliği yapan İstanbul, eşsiz mimarisi, Boğaz’ı ve hareketli yaşamının yanı sıra her sokakta rastlanan kedileriyle de dünyaca ünlü. Fatih, Kadıköy ve Beyoğlu gibi ilçeler, İstanbul’un sokak kedileriyle özdeşleşen semtleri arasında yer alıyor.
Kentin kalıcı misafirleri: İstanbul kedileri
Sokak kedileri, kimi zaman martıların peşinde, kimi zaman ise balıkçıların oltalarının yanında İstanbul’u bir turist edasıyla keşfediyor. Çeşitli türleri ve renkleriyle şehrin sokaklarını süsleyen kediler, “Tekir”, “Sarman”, “Kartopu” gibi isimlerle anılıyor. Fotoğrafçıların karelerinde sıkça yer bulan bu sevimli sakinler, esnafın, semt sakinlerinin ve turistlerin ilgisiyle besleniyor ve İstanbul’un sıcak yüzünü yansıtıyor.
Osmanlı’dan günümüze merhametin sembolü
Tarihçi-yazar Zafer Bilgi, İstanbul’un kedilerle kurduğu bağın köklü bir geçmişe dayandığını belirtiyor. İstanbul’un fethinden sonra yapılan külliyeler ve cami avlularının kedilerin doğal yaşam alanı haline geldiğini anlatan Bilgi, Osmanlı döneminde hayvan sevgisinin şehir kültürünün temel bir unsuru olduğunu vurguluyor.
Bilgi, 3. Murat döneminde dünyadaki ilk Evrensel Hayvan Hakları Bildirgesi’nin yayımlandığını belirterek, Osmanlı’da halkın kedilere duyduğu sevginin, kurallar veya fermanlarla değil, merhamet duygusuyla geliştiğini ifade ediyor.
Tarihten izler: Mancacılar ve kedilerin şehir kültürü
Osmanlı dönemi şehir kültüründe, cami çıkışlarında kedilere ve köpeklere ciğer dağıtan “mancacı” adı verilen bir sınıf bulunduğunu anlatan Bilgi, bu geleneğin İstanbul’un hayvan sevgisini yansıtan özel bir örneği olduğunu belirtiyor. Ayrıca, Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin eski müdürü İsmail Saib Sencer’in maaşının üçte birini kedilere mama almak için harcadığına dair kayıtların bulunduğunu ekliyor.
500 yıllık dostluk
Zafer Bilgi, İstanbul’da kedilerin yalnızca bir sokak hayvanı değil, aynı zamanda şehrin bir parçası olduğunu vurguluyor:
“Kediler, İstanbul’da 500 yıldır şehirle bütünleşmiş, bir yönüyle ailenin, terapinin ve ibadetin parçası olmuşlardır. Toplumdaki şefkat ve merhamet sayesinde kediler kendilerini bu şehirde huzur içinde hissetmişlerdir. İstanbul’da cins ayrımı yapılmaksızın her kedi bir misafir olarak görülür.”
İstanbul’un sokak kedileri, yalnızca bir şehir silüeti değil; aynı zamanda merhamet, şefkat ve birlikte yaşam kültürünün yaşayan bir simgesi olarak varlığını sürdürüyor.