Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, Türkiye’nin 2024 yılı elektrik üretiminin yaklaşık 350 teravatsaat olduğunu belirterek, “Elektriğimizin yaklaşık 11,2 teravatsaatini jeotermal santrallerimizden ürettik” dedi.
Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) tarafından düzenlenen ve iki gün sürecek 8. Türkiye Jeotermal Kongresi, jeotermal enerji sektöründeki gelişmeleri farklı disiplinlerden mühendis ve bilim insanlarını, yatırımcıları, tedarikçileri, kamu ve özel sektör çalışanlarını bir araya getirdi. Tancan, kongrede yaptığı açılış konuşmasında, 2023 sonu itibarıyla Türkiye’nin birincil enerji arzının 158 milyon ton eşdeğer petrol (TEP) olduğunu ve ülkenin enerji talebinin 2035’e kadar 205 milyon TEP değerine ulaşmasının öngörüldüğünü söyledi.
Kurulu güç içindeki pay yüzde 1,5
Türkiye’nin 2024 elektrik üretiminin yaklaşık 350 teravatsaat olduğunu aktaran Tancan, “Jeotermal enerji tesislerinin kurulu güç içindeki payı yüzde 1,5. Yaklaşık bin 734 megavat jeotermal kurulu gücümüz var. Bu tesislerimizin toplam üretim içindeki payı yaklaşık yüzde 3,2 civarında. Elektriğimizin yaklaşık 11,2 teravatsaatini jeotermal santrallerimizden ürettik” ifadelerini kullandı. Tancan, Türkiye’nin elektrik talebinin 2035’e kadar yıllık ortalama yüzde 3,5 artarak 510 teravatsaate ulaşacağını ve 2035-2055 döneminde söz konusu talebin yıllık ortalama artışının 5,2 seviyesine yükselerek bin 406 teravatsaate yükseleceğini öngördüklerini bildirdi.
Enerji talebinin güvenli, sürekli, uygun maliyetli ve rekabetçi koşullarda ve yerli kaynaklardan sağlanmasının önem arz ettiğinin altını çizen Tancan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birincil enerji arzı içindeki yerli kaynaklara ait pay yüzde 31 olup enerji ithalatı için 2024 yılında 65,6
milyar ABD doları ödenerek enerji kaynaklarını ülke olarak ithal ettik. Bu miktarın olabildiğince azaltılması ve Türkiye’nin mutlaka enerjide tam bağımsızlığını kazanması gerekmektedir. Kararlılıkla uygulanan ve uygulanmasına devam edilecek politikalarımız sayesinde enerjide dışa bağımlılık oranı hızla artan enerji talebine karşılık 2035 yılına kadar yüzde 59,4’e düşürülecektir.”
Tancan, Türkiye’nin politikalarının enerji arz güvenliğini sağlama, enerjide dışa bağımlılığı azaltma ve sera gazı emisyonlarını düşürerek 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşma doğrultusunda şekillendiğine işaret etti.
Abdullah Tancan, söz konusu hedeflere ulaşabilmek ve Türkiye’nin enerji geleceğini inşa etmek için stratejik bir yol çizilerek uzun vadeli stratejiler içinde yenilenebilir enerji kapasitesini artırmaya yer verildiğini söyledi.
Hedef, jeotermal kaynaklardan gübre elde etmek
JESDER Başkanı Ufuk Şentürk de jeotermal enerji yatırımlarıyla arz güvenliğine önemli katkı sağladıklarını belirterek, “Jeotermalde bugün itibarıyla bin 730 megavat kurulu güce eriştik. Dünyada dördüncü, Avrupa’da birinci sıraya geldik. Bu başarıyı daha da ileri taşımak amacıyla hepimiz hummalı bir çalışma içindeyiz” diye konuştu.
Bu yılki hedefleri arasında jeotermal kaynaklardan gübre elde etmek olduğu bilgisini paylaşan Şentürk, “Jeotermal kaynakların içinde birçok maden ve mineral var. Gübrenin içinde de bu maden ve mineraller var. Bu araştırmalarla bir yol haritası belirledik ve jeotermal kaynakların içinde bol miktarda bulunan silisyum ve diğer kıymetli maden ve mineralleri doğrudan bitki örtüsüne sunarak gübre olarak kullanmanın yolunu açacağız. Bunu Endonezya başardı, Antalya’da da bir madencilik şirketi bununla ilgili Ar- Ge çalışmalarına devam ediyor” değerlendirmesinde bulundu.