Abuja

ABD, Afrika kıtasındaki kalkınma ve diplomatik faaliyetlerini önemli ölçüde azaltmayı planlıyor.

Donald Trump yönetiminde Afrika’daki diplomatik temsilciliklerin kapatılması ve kalkınma yardımlarının askıya alınması, kıtada sağlık, eğitim ve ekonomik kalkınma alanlarında ciddi endişelere yol açıyor.

📲 Artık haberler size gelsin
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Bu politikalar, ABD’nin Afrika’daki etkisini azaltırken milyonlarca insanın yaşamını doğrudan tehdit ediyor.

Sızdırılan başkanlık kararnamesine göre Trump yönetimi, Dışişleri Bakanlığının Afrika’daki yapılanmasını büyük ölçüde küçültmeyi ve dış yardımları yönetmekle sorumlu kuruluşu USAID programlarını neredeyse tamamen sonlandırmayı hedefliyor.

Bu adımlar, ABD’nin Afrika’daki en büyük dış politika dönüşümlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

USAID kesintileri, Afrika’da sağlık ve kalkınma alanlarını vurdu

USAID aracılığıyla Afrika’ya her yıl milyarlarca dolarlık yardım aktarılıyor. Sağlık, eğitim, tarım ve yönetişim gibi alanlara odaklanan bu yardımlar, 2023 itibarıyla 7,6 milyar dolara ulaşmıştı.

Trump yönetimi, ocak ayında USAID aracılığıyla sağlanan dış yardımları 90 gün süreyle dondurdu. Bu kapsamda yapılan fon kesintileri, Sahra Altı Afrika ülkelerinde sağlık, eğitim ve kalkınma projelerini ciddi şekilde sekteye uğrattı.

Bu karar, HIV/AIDS tedavisi, sıtma önleme, anne-çocuk sağlığı ve tarımsal kalkınma programlarında belirgin düşüşlere neden oldu.

Trump yönetiminin yeniden şekillendirdiği dış yardım politikaları kapsamında alınan kararlar, kıtadaki birçok ülkeyi derinden etkiliyor.

USAID’in özellikle Sahra Altı Afrika’da bulunan bazı ülkelerdeki projelerinin daraltılması ve kaynakların daha sınırlı sayıda stratejik ülkeye yönlendirilmesi planlanıyor.

Kenya, Uganda ve Nijerya gibi birçok ülke, yüz binlerce insanın hayatını etkileyen projelerin askıya alınması ya da tamamen durdurulmasıyla karşı karşıya kaldı.

Öte yandan ABD Dış Yardım Veri Portalı’na göre bu yıl Afrika ülkelerinden Ekvator Ginesi, Eritre, Gabon, Gine-Bissau, Morityus, Sao Tome ve Principe ve Seyşeller gibi ülkelere hiçbir yardım gönderilmezken Yeşil Burun Adaları’na 3 bin 844 dolar, Komorlar’a 113 bin 788 dolar ve Gambiya’ya 409 bin 280 dolar yardım ulaştırıldı.

ABD’nin Afrika’daki diplomatik varlığı azalıyor

ABD, Çin’den sonra Afrika’da en fazla büyükelçilik ve konsolosluk sahibi ülke olarak biliniyor, bu kıtada 50’den fazla ülkede diplomatik temsilciliği bulunuyor, bunların arasında 29 büyükelçilik ve 11 konsolosluk öne çıkıyor.

Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’daki büyükelçilik, aynı zamanda Afrika Birliği nezdinde ABD’nin diplomatik faaliyetlerini yürütüyor.

Trump yönetimi, Dışişleri Bakanlığında büyük bir yeniden yapılanma planı çerçevesinde Eritre, Gambiya, Güney Sudan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC), Lesotho ve Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki büyükelçiliklerin yanı sıra Kamerun ve Güney Afrika’daki konsoloslukları kapatmayı hedefliyor.

Sızdırılan taslak yürütme emrine göre, Afrika İşleri Bürosu ile Demokrasi, İnsan Hakları ve Çalışma Bürosu gibi birimlerin lağvedilmesi planlanıyor. Ayrıca iklim, mülteciler, insan hakları ve cinsiyet eşitliği gibi alanlarda faaliyet gösteren birimlerin de kaldırılması hedefleniyor.

Bu adımlar, ABD’nin Afrika’daki diplomatik varlığını önemli ölçüde azaltacak ve kıtadaki etkisini zayıflatacak.

Afrika’da alternatif stratejiler arayışı

Afrika ülkeleri, ABD’nin bu politikalarına karşı kendi kaynaklarını kullanarak alternatif çözümler arıyor.

Nijerya hükümeti, ABD’nin sağlık yardımlarındaki kesintileri telafi etmek amacıyla 200 milyon dolarlık bütçe ayırdı ancak birçok Afrika ülkesi, yolsuzluk ve kötü yönetim gibi iç sorunlar nedeniyle bu tür alternatifleri sürdürülebilir kılmakta zorlanıyor.

ABD’nin Afrika’daki kalkınma ve diplomatik faaliyetlerindeki bu daralma, kıtadaki milyonlarca insanın yaşamını doğrudan etkiliyor.

Uzmanlar, Afrika ülkelerinin bu zorluklarla başa çıkmak için kendi kaynaklarını etkin şekilde kullanmaları ve uluslararası işbirliklerini çeşitlendirmeleri gerektiğini vurguluyor.

Aksi takdirde sağlık, eğitim ve ekonomik kalkınma alanlarında elde edilen kazanımların kaybedilme riskiyle karşı karşıya kalınabileceği uyarısı yapılıyor.

Kaynak URL