GÖRÜŞ – İspanya genel seçimlerinde son viraj

İstanbul

Emekli Diplomat Akın Özçer, İspanya’da 23 Temmuz’da gerçekleşecek olan erken genel seçimler öncesindeki son durumu ve olabilecekleri AA Analiz için kaleme aldı.

***

Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanı İspanya bu Pazar erken genel seçimlere gidiyor. Başbakan ve Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) Genel Sekreteri Pedro Sanchez geçen 28 Mayıs’ta yapılan özerk topluluk ve belediye seçimlerinde partisi ve daha solda konumlanan ortağı Unidas Podemos’un (UP) bozguna uğraması üzerine erken seçim kararı aldı.

Kimler yarışıyor?

Yerel seçimlerin ardından PSOE’nin ortağı UP’de de büyük değişiklik oldu. Sanchez hükümetinde başbakan yardımcılığı görevinde bulunan Pablo İglesias’ın 2021’de aktif siyasi yaşamına son vermesinin ardından hükümetteki ve partideki görevlerini üstlenen komünist kökenli Yolanda Diaz 31 Mayıs’ta yeni bir siyasi parti kurdu. Birleşik Sol (IU), Podemos gibi büyüklerin yanı sıra siyasi yelpazenin sol ucunda yer alan 20 partiyi içine alan yeni siyasi parti, aritmetik anlamda “toplamak” anlamına gelen Sumar Hareketi (Movimiento Sumar) kısaca SMR adını taşıyor.

Genel seçimlerde PSOE ve Sumar İttifakı’nın karşısında uzun yıllar İspanya’yı dönüşümlü olarak yönetmiş olan Halkçı Parti (PP) ile daha sağdaki ortağı Vox yer alıyor. PP’nin başında 2009’dan 2022’ye kadar dört seçim kazanarak Galiçya Özerk Hükümeti Başkanlığını yürütmüş olan Alberto Nunez Feijoo var. ​2022’de senatör olan Nunez Feijoo, aynı yıl yapılan PP’nin 20. Kongresi’nde oyların yüzde 98,35’ini alarak Pablo Casado’nun yerine parti Genel Başkanı seçildi. PP’nin 28 Mayıs yerel seçimlerindeki başarısını da Galiçya’da adeta “seçim kazanma makinesine” dönüşmüş olan Feijoo’nun artı hanesine yazmak gerekiyor. Feijoo, Sanchez’le 10 Temmuz’da televizyondan yayımlanan ikili tartışma programının da kazanan tarafı oldu.

PP’nin ortağı Vox, siyasi yelpazenin sağ ucunda yer alan, aşırı muhafazakar ve radikal milliyetçi olarak tanımlanan bir parti. Ancak Vox, AB içinde radikal Kimlik ve Demokrasi (ID) grubuna değil, Muhafazakar ve Reformist Partiler (ECR) grubuna mensup. 2013’te PP kökenli siyasetçi ve militanlar tarafından kurulan Vox’un o tarihten bu yana başındaki Santiago Abascal’ın dile getirdiği görüşlerden de anlaşılacağı üzere, partinin aşırı olarak nitelenen milliyetçiliği aslında 1978 Anayasası’nda yer alan özerklik sistemine karşı çıkmasından kaynaklanıyor. Bu karşıtlıkta Bask ve özellikle Katalan milliyetçilerin son yıllarda attıkları bağımsızlık adımlarının rolü olduğunun altını çizmekte yarar var. Özet olarak belirtmek gerekirse, Vox’ta Kuzey Avrupa’daki aşırı sağcı partilere özgü yabancı düşmanlığı gibi dışarıdan gelenlere yani sığınmacılara karşı değil, içerideki ayrılıkçılara tepki ön planda bulunuyor.

PP bir adım önde

Ana muhalefet bloğunun son anketlerde PSOE ve Sumar bloğunun bir adım önünde olduğu görülüyor.

Kiko Llaneras, El Pais’te yayımlanan 13 Temmuz tarihli yazısında, televizyondaki Sanchez ve Feijoo düellosunun ardından anketlerin PP’nin ortalama yüzde 34 oyla PSOE’nin 6 puan önünde seyrettiğini, ittifak ortakları Vox ve Sumar’ın yüzde 13 civarı oyla aşağı yukarı eşit güçte göründüğünü yazdı. Llaneres, bu nedenle muhalefetin iktidar şansının biraz daha yüksek olduğunu belirtiyor. Llaneras, yaptığı hesaba göre PP ve Vox ikilisinin yüzde 48 oy oranıyla 350 sandalyeli Temsilciler Meclisi’nde 179 milletvekiliyle salt çoğunluğa (176) ulaşabileceğine, ancak altında kalırsa iktidarı milletvekilliği kazanacak bazı küçük partilerin belirleyebileceğine dikkat çekiyor. Llaneras, sol bloğun son hafta kararsızları etkileyerek durumu lehine değiştirmek ya da seçim gecesi bir sürpriz yapmak dışında şansı olmadığı görüşünde.

Yine El Pais’ten Carlos E. Cue da köşesinde, PSOE ve Sumar cephesinin sandıkta kullanacağı oyun rengini son hafta belirleyen kararsız seçmenin desteğini alarak oy oranını yüzde 30 ve üstüne çıkarmayı ve en azından sağ bloğun salt çoğunluğa ulaşmasını engellemeyi hedeflediğine işaret ediyor. 18 Temmuz Salı gününden itibaren anket yasağı yürürlüğe girdiğinden, oy eğiliminde değişiklik olursa bunu seçimden önce öğrenmek mümkün olmayacak.

PSOE’nin ağırlıklı olarak hedeflediği kitle Katalan seçmeni. Anketler, Katalonya’nın tarihi olarak en güçlü merkez partisi Katalan Sosyalist Partisi’nin (PSC) bölgede 1. çıkacağına işaret ediyor. Başbakan Sanchez, geçen Cumartesi Barcelona’da yaptığı mitingde Katalan kadınları, gençleri ve kararsızları sandığa giderek “İspanya’nın geleceği” için PSC’ye destek olmaya çağırdı. Feijoo gibi Galisyalı (Gallega) olan Sumar’ın lideri Yolanda Daaz’ın El Pais’e verdiği son mülakatta öne sürdüğü gibi zafer sol bloğun olacaksa bunda Katalan seçmenin rolünün büyük olacağına kuşku yok.

Seçimler AB Dönem Başkanlığı önceliklerini etkiler mi?

İspanya AB dönem başkanlığı sırasında ilk kez genel seçimlere gidiyor. PP ve Vox bloğunun seçimleri kazanması halinde, iktidar değişikliğinin Sanchez hükümetince hazırlanan programı etkileyip etkilemeyeceği önemli bir soru. Kabul etmek gerekir ki, Sanchez’in Brüksel AB Zirvesi’nde dile getirmiş olduğu gibi, İspanya için Avrupa öncelikle bir devlet politikası. Brüksel’de olası iktidar değişikliği halinde Ana Palacio, Jose Manuel Garcia Margallo, Inigo Mendez de Vigo ve Miguel Arias Canete gibi eski bakanlardan oluşacak AB Dönem Başkanlığı ekibini tanıtan PP lideri Alberto Nunez Feijoo da aynı görüşü paylaştığını açıkladı.

Bununla birlikte, AB Dönem Başkanlığı programı ve önceliklerinde değişiklik yapılmayacak olması iki devlet adamının bazı başlıklardaki farklı görüşlerinin uygulamaya yansımayacağı anlamına gelmiyor. Nitekim Emilio Ordiz, 20 Minutos’ta yayımlanan analizinde Sanchez ve Feijoo’nun enerji, stratejik otonomi, göç ve Latin Amerika ile ilişkiler gibi ana başlıklarda görüşlerinin örtüştüğüne ama PP cephesinin Ukrayna’ya destek ve başta tarım olmak üzere ekonomi politikalarında hükümeti yetersiz bulduğuna işaret ediyor. Nitekim AP’deki PP sözcüsü Dolors Montserrat, hükümetin AB içinde tarım ve hayvancılıkla uğraşanların lehine hareket etmemiş olduğunu vurguluyor. Genel seçimlere katılmayan Katalan Yurttaşlar Partisi (Ciutadans) AP sözcüsü Adrian Vazquez’in de belirttiği gibi, AB öncelikleri kağıt üstünde aynı kalabilir. Ancak, Polonya, İtalya, Macaristan hükümet partileriyle aynı ittifakta yer alan PP ve Vox’un kuracağı hükümetin başta Hukuk Devleti başlığı olmak üzere bazı önemli konulara yaklaşımı farklı olacak.

Türkiye ile ilişkilerin geleceği

İspanya AB ülkeleri içinde Türkiye’ye yakın duran ve ikili ilişkileri mükemmel düzeyde seyreden ülkelerin başında geliyor. Felipe Gonzalez’ten Zapatero’ya, Jose Maria Aznar’dan Mariano Rajoy’a kadar PSOE veya PP hükümetleriyle bu politikada bugüne kadar herhangi bir değişiklik olmadığı için İspanya’nın ülkemizle yakın ilişkilere önem atfeden bir devlet politikası olduğunu söylemek mümkün. İspanyol hükümetleri bu olumlu politikayı, sol (El País) ve sağ (ABC) eğilimli olanlar dahil, İspanyol medyası Türkiye’ye uluslararası medya çizgisinde daha olumsuz bakmasına karşın sürdürüyor. Bu bakımından, İspanya’da olası hükümet değişikliğinin Türkiye-İspanya ilişkileri ve yakın işbirliğinde herhangi bir olumsuz değişikliğe neden olmayacağını söylemek mümkün

[“Agur, ETA artık yok” (Aralık 2018), “Çoğul İspanya: Anayasal Sistemi ve Terörle Mücadele Modeli” (2006) ve “Euskal Herria: İspanya Siyasi Tarihinde Bask Milliyetçiliği” (1999) kitaplarının yazarı olan Akın Özçer, emekli Dışişleri mensubudur.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Kaynak URL