AV. Mehmet Enis TEKE

Çalışma hayatında serzeniş­ler bitmiyor… İşveren ta­rafına da kulak vermek ve sıkça hayıflanılan headhunting (üst düzey yetenek avcılığı) ile rakip işletmeler arasında yapılan ça­lışan transferlerine ve rekabet yasağı sözleşmesine değinmek istedim.

Serbest piyasa ekonomisi, re­kabetçi pazarı teşvik ederken, haksız rekabeti önleyici tedbir­ler almak zorundadır. Şüphesiz piyasanın en önemli aktörlerin­den birini de çalışanlar oluştu­ruyor. Bu minvalde TBK 444 ve devamında düzenlemeler yapıl­mıştır.

Teknoloji çağında çalışanla­rın, işverenin işletmesiyle ilgi­li ticari ve üretim sırları, müş­teri çevresi gibi kritik bilgilere vakıf olması ve bu bilgileri ra­kip firmada, kendi namına açtı­ğı işletmesinde ya da hileli gizli bir ortaklıkta kullanması müm­kün olduğundan, işverenin zarar görme tehlikesi bulunmaktadır. İş akdi devam ederken işçi kanu­nen işverenle rekabet edemez­ken, iş akdinin feshi sonrasında ise ancak rekabet yasağı sözleş­mesinin bulunması halinde re­kabetin önüne geçilebilecektir.

Zararı işçi tazmin edecektir

Uygulamada rekabet yasağı sözleşmelerinde işçi aleyhine cezai şart da kararlaştırılmakta ve yasağın ihlali halinde işvere­nin oluşan tüm zararları kanu­nen işçi tarafından tazmin edi­lecektir.

Peki, rekabet yasağı sözleşme­si nasıl düzenlenmelidir?

Şüphesiz Anayasa’da düzen­lenen çalışma hürriyeti ile mad­di ve manevi varlığın korunma­sı ve geliştirilmesi hakkı kar­şısında kanun koyucu rekabet yasağı sözleşmesine sınırlama­lar getirmiştir. Rekabet yasağı, iş akdine konulan bir kayıt veya iş akdi devam ederken sözleşme ile yazılı olarak kararlaştırılma­lı; yer, zaman, konu bakımından sınırlandırılmalı, işçi tam fiil ehliyetine haiz olmalı ve hizmet ilişkisi içinde konum olarak ti­cari sırlar, üretim sırları, müş­teri çevresi gibi kritik bilgilere vakıf olma imkanı var olmalı, “personel yönetimi, stok bilgi­leri, müşteri listeleri, tüketici fi­yat bilgileri, formül, icat, metot, teknik, yöntemler, desen ve mo­deller, üretim teknolojisi, teknik bilgi/know-how”; bu bilgilerin rakip alanda kullanılmasını iş­verene zarar verme tehlikesi bu­lunmalıdır.

Kanıta gerek yok zarar görme tehlikesi yeterli

Eski tarihli yargı kararlarında bu koşullardan herhangi birinin bulunmaması halinde sözleşme batıl olacağına hükmedilmek­teyse de yeni tarihli kararlarda rekabet yasağı düzenlemeleri ayakta tutulmakta ve mahkeme­ce aşırı nitelikteki rekabet ya­sağı hükümlerinin kapsamı ve­ya süresi bakımından, durum ve koşulları serbestçe değerlendi­rilerek yargıç tarafından sınır­landırılması gerektiğini belirt­mektedir.

Rekabet yasağı düzenleme­lerinde sadece işçi aleyhine ön­görülen ceza koşulu geçerlidir, yani işverene karşı edim yük­lenmesine gerek bulun­mamaktadır. Ayrıca cezai şart alaca­ğının tahsili için işverenin uğra­dığı zararı ka­nıtlamasına ge­rek bulunmayıp, zarar görme tehli­kesinin bulunması yeterlidir.

Kaynak URL