İşverenlerin gelecekteki çalışanlarını iş gücü piyasasından temin etmekte zorlandıklarını, kendi iş gücü geliştirme programları üzerinde çalışmalarının faydalı olacağını belirten Prof. Dr. Erhan Erkut, “Yönetici yetiştirme programlarına benzer ‘çalışan yetiştirme’ programları ile NEET gençler farklı sektörlerde istihdama hazırlanabilir” dedi.
Genç işsizliği, çalışma isteği ve gücünde olup makul ve uygun iş bulamayan 15-24 yaş arasındaki kişileri ifade ediyor. “Not in Education, Employment or Training-NEET” şeklinde de belirtiliyor. 2024’ün 4’üncü çeyreğine ilişkin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) iş gücü verilerine göre Türkiye genelinde 15-24 yaş grubundaki 11 milyon 598 bin gencin yüzde 22,5 oranındaki 2 milyon 614 bini; ne çalışıyor ne okuyor. Eğitimine devam etmediği gibi herhangi bir işte de çalışmayan bu gençlerin büyük bölümü ilköğretim mezunu. Akademisyen Prof. Dr. Erhan Erkut’a göre, “İş dünyasının talep ettiği bilgi, beceri ve yetkinliklere sahip olmadıkları gibi, kendi işlerini kurmak için gereken bilgi ve becerilere de sahip değiller. Önemli bir kısmı iş bulmaktan ümidini kaybetmiş ve bezgin.”
Yıllardır yürüttüğü akademik çalışmaları, çeşitli üniversitelerde rektörlük ve dekanlık görevlerinin yanı sıra lise ve üniversiteli gençlere yönelik 10 sene önce hayata geçirdiği, kurucusu ve yöneticisi olduğu Yetkin Gençler (YetGen) eğitim kooperatifindeki çalışmaları ve gözlemleri nedeniyle Prof. Dr. Erhan Erkut’a, Türkiye’deki ‘ne-ne gençliği’ni sorduk.
Bu gençlerin Türkiye’deki genel profili nedir?
Görebildiğim kadarıyla bu gençlerin eğitim seviyeleri düşük veya vasıfsız bir eğitim almışlar ki; ülkemizdeki eğitimin gençleri geleceğe hazırlamada çok yetersiz olduğunu düşünüyorum. İş dünyasının talep ettiği bilgi, beceri ve yetkinliklere sahip olmadıkları gibi, kendi işlerini kurmak için gereken bilgi ve becerilere de sahip değiller. Önemli bir kısmı iş bulmaktan ümidini kaybetmiş ve bezgin.
Ne-ne gençliği olmalarının başlıca nedenleri neler? Bu gençlerin mental sağlık durumları hakkında ne biliyoruz?
NEET olmalarının başlıca nedeni, ülke ekonomisinin yeteri kadar istihdam yaratamaması. Ülkenin demografisine baktığımızda, işsizliğin artmaması için her yıl 700 bin civarında yeni istihdam yaratılmasının gerekli olduğunu görüyoruz. Maalesef ekonomimizde böyle bir kapasite geliştirilmedi. İkinci neden, iş dünyasının beklentilerini gözardı eden eğitim sistemi ve gerekli yetkinlikler kazandırılmadığı için gençlerin iş bulamaması. Üçüncü neden ise asker/memur yetiştirmeye odaklı eğitimin sisteminin gençlere girişimcilik veya kendi işlerini kurma eğitimi ve yönlendirilmesini vermemesi. Ruh sağlığı uzmanı değilim ama gözlemlerim, sadece NEET gençlerinin değil ülkedeki tüm gençlerin kaygılı ve umutsuz olduğu yönünde. Hatta bu nedenle Yetkin Gençler üzerinden verdiğimiz 21. yüzyıl farkındalıkları eğitimine iyi olma hali, anda kalma, özfarkındalık, ilişkiler, stres yönetimi ve esneklik eğitimleri ekledik. Gençlerin ruh sağlığının hiç iyi olmadığını düşünüyorum.
Türkiye’deki NEET gençlerin oranı diğer OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında nasıl bir tablo çiziyor? Farklılıkların nedenleri neler olabilir?
NEET sıralamasında OECD ülkeleri arasında açık ara ile birinciyiz. Sebeplerini yukarıda anlatmaya çalıştım. Türkiye’nin NEET oranını yükselten bir faktör daha var: Kadınların ekonomiye katılma oranlarının diğer ülkelere kıyasla düşüklüğü. Bunun nedenleri kanımca sosyo-kültürel. Birçok ailede kadınların çalışması desteklenmiyor ve evde oturup evlenmeyi ve çocuk yapmayı beklemeleri tercih ediliyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını içine sindirememiş bir ülkeyiz.
Pandemi ve ekonomik kriz gibi faktörler, NEET gençlerin sayısını ve durumunu nasıl etkiledi?
Pandemi tüm dünyada ekonomiyi yavaşlattı ve dolayısıyla istihdamı düşürdü. Fakat pandemi sonrası Türkiye ekonomisinin kötü yönetilmesinin sonucu olan yüksek enflasyon yatırımları yavaşlattı veya öteletti ve böylece istihdamın artmasını engelledi.
Pandeminin bazı olumlu sonuçları da oldu. Bireyler evden çalışarak para kazanma yollarını araştırmaya ve denemeye başladılar. Birçokları kendi emeklerinin ürünlerini İnternet üzerinden satmaya başladı. Fakat bu konuda gereken eğitimi almamış olmaları başarılarını kısıtladı.
Bu gençlerin topluma yeniden kazandırılması için hangi politikalar ve programlar uygulanmalı? Eğitim, istihdam, sosyal destek gibi alanlarda ne tür yenilikler yapılabilir?
Eğitim sisteminin eksiklerinin tamamlanması gerek. Örneğin yukarıda sözünü ettiğim ‘Yetkin Gençler’ 21. yüzyıl yetkinlikleri programı ile her yıl 3 bin lise ve üniversite öğrencisine veya mezununa ulaşabiliyoruz. Bu programda öğrencilere kariyer planlama, sunum teknikleri, takım çalışması gibi temel işyeri becerilerinin yanı sıra, teknoloji medya, bilgi ve finans okuryazarlığı dersleri veriliyor. Kapsamlı bir algoritmik düşünme, kodlamaya giriş, Excel ile modelleme ve yapay zekâ eğitimi veriliyor. Bu teknik eğitimlerin yanında yukarıda sözünü ettiğim kişisel gelişim dersleri de var. Bu programın bir benzerini de NEET gençler için yapmayı çok isterdim, ama maalesef bu program için gereken finansmanı ne özel sektörden ne de devlet veya belediyelerden bulamıyoruz. Benzer şekilde, bu yıl Zeynep Bilgiç ile birlikte kendi işini kurmak isteyen öğrenciler için bir ‘Freelance’ dersi veriyorum, fakat bu yıl sadece bir üniversite bu dersi müfredatına dahil etti.
Mesleki eğitim ve beceri geliştirme programları, NEET gençlere nasıl daha etkili bir şekilde ulaşılabilir ve sunulabilir? Bu programların içeriği ve kalitesi nasıl iyileştirilebilir?
Ülkede özel sektörün reklama ve gençlere ulaşabilmek için yaptıkları etkinliklere harcadıkları milyonlarca dolara bakıp da üzülmemek elde değil. Yetkin Gençler programının yıllık bütçesi 200 bin dolar bile değil, fakat bırakın daha fazla kişiye ulaşmayı, bu bütçeye ulaşmakta bile güçlük çekiyoruz. Dijitalleşmek ve yapay zekâ gereçlerini kullanmak için gereken finansmana ulaşabilsek, bu programı yılda 3 bin kişi yerine 30 bin, hatta 300 bin kişiye ulaştırmak mümkün olur. Başarısı kanıtlanmış bir program varken başka arayışlara gerek yok diye düşünürüm. Bunun yanında Habitat’ın bazı şehirlerde açmış olduğu istasyonların her şehirde açılması, çevrimiçi eğitimlerin yüz yüze etkinlikler ile desteklenebilmesi açısından çok kıymetli.
İşverenlerin NEET gençlere yönelik algısını değiştirmek ve onları istihdam etmeye teşvik etmek için neler yapılabilir? Staj programları, mentorluk gibi uygulamalar faydalı olabilir mi?
İşveren kendi kurumunun performansına bakar. Amme hizmeti ile ilgisi zayıftır. Staj programları zaten şu anda üniversitede olanlar için bile sorunlu. Eğer kamu NEET gençlerin istihdam edilebilirlik seviyesini yükseltir ise işveren bu gençleri işe almaya daha yakın olur. Yani çözüm ekonomik. “Üç yıldır işsiz olan genci işe alırsan altı aylık maaşını devlet verecek” gibi çözümlerin sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum. Zaten böyle şeyler denendi ve başarıları çok kısıtlı oldu.
İşverenler gelecekteki çalışanlarını iş gücü piyasasından temin etmekte zorlanıyorlar ise (ki şu anda durum bu), kendi iş gücü geliştirme programları üzerinde çalışmaları akıllıca olur diye düşünüyorum. Yönetici yetiştirme programlarına benzer ‘çalışan yetiştirme’ programları ile NEET gençler farklı sektörlerde istihdama hazırlanabilir.
Sivil toplum kuruluşlarının bu gençlere yönelik çalışmaları neler? Sizce bu çalışmaların etkisi nasıl artırılabilir?
Ülkemizde sivil toplumun çok zayıf olduğunu düşünüyorum. Benim bildiğim kadarıyla NEET gençliğe yönelik çalışmalar yapan Habitat ve Yetkin Gençler var, fakat bu hizmetlere erişim oldukça kısıtlı.
Ülkemizde, ‘eğitimde fırsat eşitliği’ doğru anlaşılmadı. Kanada gibi gelişmiş ülkeler yaş, ırk, cinsiyet, zekâ farklılıklarına bakmadan her vatandaşlarını istihdama dahil etmek için büyük çabalar sarfediyor iken, biz en iyi beyinlerimizden bile tam yararlanamıyoruz.
“Ne-ne gençliği aile evinde yaşamaya devam etmek zorunda”
Ne-ne gençliğinin geleceğe dair beklenti ve umutlarının neler olduğu ve kendilerine nasıl bir gelecek gördükleri konusunda Prof. Dr. Erhan Erkut; Habitat Derneği’nin yayımladığı beşinci Gençliğin İyi Olma Hali Raporu’na (*) işaret ederek şunları söyledi: “Bu rapor; gençlerin yaşam memnuniyetinin beş yıldır düşüş eğiliminde olduğunu ortaya koydu. Yaşam memnuniyeti en düşük olan grubun iş arayan gençler olduğu tespit edildi. Ayrıca iş arayan gençlerin yalnızca yüzde 28’i, hayatlarından memnun olduğunu belirtti. Gençlere göre, karşılaştıkları en önemli sorun enflasyon ve hayat pahalılığı, ikinci sıradaysa işsizlik ve iş bulamamak geliyor. Üçüncü sırada kiraların yüksek olması, dördüncü sırada da sokaklardaki şiddet on plana çıkıyor.”
Prof. Dr. Erkut, “Özetle mutsuzlar ve gitgide umutlarını da yitiriyorlar” diyerek ‘ne-ne gençleri’nin ‘ev gençleri’ne dönüşmesini ise şöyle açıkladı: “Bu kuşak, uzun zamandır ebeveynlerinden daha düşük bir yaşam standardına ulaşabilen ilk kuşak. Çoğu, aile evinde yaşamaya devam etmek zorunda. İş bulmaları halinde bile alacakları maaş ile bağımsız yaşama ulaşmalarının çok zor olacağının bilincindeler. Bu gerçek, onların hayal kurmalarını da engelliyor. Sadece varlıklarını sürdürebilmek için yaşamak onları ruhen doyurmuyor.”
(*) blog/gencligin-iyi-olma-hali-raporunun-besincisi-yayimlandi
“Bu sorun kapsamlı iş birlikleriyle çözülebilir”
Prof. Dr. Erhan Erkut, “Ülkenin en önemli istihdam problemlerinden birine 10 yıldır çözüm üreten, fakat bu çözüme değer verilmeyen bir eğitim kooperatifi kurucusu ve yöneticisi olarak, bu konunun kısa ve uzun vadeli sonuçlarının enine boyuna düşünülmediğini düşünüyorum” diyerek, şu yorumu yaptı: “Ne devlet, ne özel sektör, ne üniversiteler, ne de STK’lar bu konuda yapılması gerekenleri yapmıyorlar. Bu sorun, bir tek kurumun çözebileceğinden çok daha büyük. Ancak kapsamlı iş birlikleri ile çözülebilir. Ben elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Umuyorum bu sorunu dert eden başka kişi ve kurumlar ile birlikte çalışma fırsatı bulurum.”
İş gücüne katılım, globalde gençler arasında düşüyor
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2025 Dünya İstihdam ve Sosyal Görünüm raporu, düşük gelirli ülkelerde iş gücüne katılım oranlarının düştüğünü, yüksek gelirli ülkelerde ise özellikle yaşlı işçiler ve kadınlar arasında arttığını belirtiyor. Genç erkeklerin iş gücüne katılım oranı keskin şekilde düşmüş durumda, birçoğu ne eğitimde, ne istihdamda ne de mesleki eğitimde (NEET) yer alıyor.
●Bu eğilim, özellikle düşük gelirli ülkelerde belirgin. Bu ülkelerde genç erkekler arasında NEET oranı pandemi-öncesine göre 4 puan artmış durumda. ●Rapora göre, 2024’te düşük gelirli ülkelerde NEET oranları arttı. Bu oran, 15,8 milyon genç erkek ve 28,2 milyon genç kadın seviyelerine ulaştı. Ancak bu rakamlar, 2023’e kıyasla sırasıyla 500 bin ve 700 bin artışa işaret ediyor. Küresel düzeyde ise 2024’te 85,8 milyon genç erkek (yüzde 13,1) ve 173,3 milyon genç kadın (yüzde 28,2) NEET durumunda. Bu oranlar, bir önceki yıla göre sırasıyla 1 milyon ve 1,8 milyon arttı.
Küresel istihdam açığı 402 milyona ulaştı
2024’te çalışmak isteyen ancak iş bulamayan kişilerin tahmini sayısı 402 milyona ulaştı. Bu sayı, 186 milyon işsiz kişiyi, iş bulma ümidi olmayan 137 milyon kişiyi ve çalışmak istemesine rağmen bakıcılık gibi yükümlülükler nedeniyle çalışamayan 79 milyon kişiyi içeriyor. Pandemiden beri bu açık yavaşça daralıyor olsa da gelecek iki yıl boyunca sabitlenmesi bekleniyor.
Türkiye’deki 2 milyon 614 bin genç, ne çalışıyor ne de okuyor
Türkiye’deki rakamlara bakıldığında ise gazetemiz yazarı Naki Bakır’ın değerlendirmesine göre; Türkiye, 2024’ün ekim-aralık dönemini kapsayan 4. çeyreğinde önceki yılın aynı dönemine göre iş gücü 652 bin kişi artarak 35 milyon 701 bine, istihdamdakiler 639 bin kişi artarak 32 milyon 659 bine, ülkedeki toplam aktif işsiz sayısı da net 14 bin kişi artarak 3 milyon 43 bine yükseldi. Bakır’ın aktardığına göre; “2024’ün 4’üncü çeyreğine ilişkin TÜİK iş gücü verileri başka bir çarpıcı tabloyu daha ortaya koyuyor. Buna göre ülke genelinde 15-24 yaş grubundaki 11 milyon 598 bin gencin yüzde 22,5 oranındaki 2 milyon 614 bini ne çalışıyor ne okuyor. Eğitimine devam etmediği gibi herhangi bir işte de çalışmayan bu gençlerin büyük bölümü ilköğretim mezunu.”