Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar
Türkiye, 2002 yılından itibaren enerjide dışa bağımlılığını azaltma ve yerli ve yenilenebilir kaynaklardan maksimum verim elde etme hedefi ile önemli bir dönüşüm süreci yaşıyor. AK Parti hükümetlerinin öncülüğünde hayata geçirilen politikalar, sadece ülkemizin enerji güvenliğini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda çevre dostu ve yenilikçi enerji çözümleriyle küresel ölçekte örnek teşkil ediyor. Bu dönemde enerji ve madencilik sektörlerinde yapılan yatırımlar, küresel enerji piyasalarında Türkiye’yi önemli bir aktör haline getiriyor.
Karbonsuz enerji hedefimizle dışa bağımlılığı bitireceğiz
Bugün ülkemizin enerji alanın da üç temel zorlukla karşı karşıya kaldığını olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi, büyüyen nüfus ve gelişen ekonomi sonucunda her geçen gün artan enerji talebini karşılamak, vatandaşımıza kesintisiz, ucuz ve kaliteli enerji arzı sağlayabilmektedir. İkincisi, enerji de dışa bağımlılığımızı bitirerek cari açığın kapatılmasına katkı sunmaktır. Üçüncüsü de Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda ülkemizin enerji ihtiyacını karbonsuz bir şekilde karşılamaktır. Buradan yola çıkarak bu üç zorluğa karşı aynı anda çözüm üreten enerji politikaları geliştiriyoruz.
Yenilenebilir enerjide kurulu güç rekor kırıyor
Türkiye’nin uzun dönemli enerji stratejilerinde öncelikli konulardan birisi, yenilenebilir enerji kaynaklarının hızla ekonomiye kazandırılmasıdır. Bu doğrultuda yaptığımız çalışmalarla 2002 yılında sadece 12 bin MW olan yenilenebilir enerji kurulu gücümüzü, 70 bin MW seviyesine çıkardık. 2024 yılında açıkladığımız “Yenilenebilir Enerji 2035” yol haritası ile önümüzdeki 11 yılda, rüzgâr ve güneş kurulu gücümüzü 4 katına çıkararak, 120 bin MW’a ulaştırmayı amaçlıyoruz.
Enerji dönüşüm sürecinde kritik öneme sahip bir diğer alan nükleer enerjidir. Nükleer enerjiyi, Türkiye’nin enerji geleceği için yalnızca bir seçenek olarak değil, aynı zamanda arz güvenliğimizi sağlama ve iklim hedeflerimize ulaşma noktasında bir zorunluluk olarak görmekteyiz. Türkiye olarak Bakü’de düzenlenen COP29’da “Nükleer Enerjiyi 2050 Yılına Kadar 3 Katına Çıkarma Deklarasyonu”na imza attık. Bu adım, nükleer enerjinin küresel düzeydeki önemini bir kez daha teyit eder ken 2050 yılı için planladığımız yaklaşık 20 bin megavatlık kuru lu güç hedefinin de dünya trendleri ile uyumlu olduğunu gösteriyor. Mersin Akkuyu’da dünyanın en büyük nükleer santrali inşaatı devam ediyor. Sinop ve Trakya’daki yeni projelerimizle toplamda 12 reaktörde 15 bin MW kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz. Ayrıca, küçük modüler reaktörlerle bu kapasiteyi 5 bin MW daha artırmayı planlıyoruz.
Son yıllarda enerji alanında at tığımız en önemli adımlardan bir tanesi de doğal gaz ve petrol aramacılığında ortaya koyduğumuz paradigma değişikliğidir. 2017’de Türkiye’nin ilk derin deniz sondaj gemisi Fatih’i filomuza kattıktan sonra Yavuz, Kanuni ve Abdülhamid Han gemilerinle dünyanın en modern filosunu oluşturduk. 2020’de Karadeniz’deki Sakarya Gaz Sahasında tarihimizin en büyük doğalgaz keşfini gerçekleştirdik. Bugün, Sakarya Gaz Sahasında günlük 7 milyon metreküpü aşan üretimle yaklaşık 3 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılıyoruz. Milli Enerji ve Maden Politikası çerçevesinde Türkiye’nin en önemli ithalat kalemlerinden biri olan petrolde yerli üretimi artırmaya yönelik stratejik adımlar attık. 2021 yılında Şırnak Gabar’da, Cumhuriyet tarihinin kara alanlarındaki en büyük petrol keşfini gerçekleştirdik ve bir zamanlar terör nedeniyle “Girilemez” denilen bu bölgeyi adeta bir petrol üretim üssüne dönüştürdük. Bugün, Gabar’da günlük 75 bin varil petrol üretimi gerçekleştiriyoruz.
Maden potansiyelimizi geliştirmeye odaklandık
Türkiye, yeraltı kaynakları açısından çok zengin bir ülke. Dünyadaki 90 civarındaki madenin 70’i ülkemizde bulunuyor. Üretilen maden çeşitliliğinde dünya 7’nci sıradayız. Bor, soda külü, alçı taşı ve kromda ilk 5 içerisindeyiz. Yerli kömürden altına, diğer metalik madenlerden nadir toprak elementleri ve bor madenine kadar her alanda yatırımı, üretimi, istihdam ve ihracatı artırmamız gerekiyor. Bunu yaparken önce insan sonra çevre sonra katma değerli madencilik anlayışını benimsiyor. Ülkemizin sahip olduğu zengin kaynakları katma değerli bir şekilde işleyerek ekonomimize kazandıracak ve Türkiye’yi madenler alanında net ihracatçı konuma getireceğiz.
Türkiye’nin enerji dönüşümündeki bir diğer önemli başlık enerji verimliliği dir. 2021 ve 2022 yıllarında dünyada enerji yoğunluğu nu en iyi iyileştiren ikinci ülke olduk. 2023 yılında ise yüzde 4,5’lik enerji yoğunluğu iyileşmesiyle, küresel ortalamanın çok üzerinde bir performans sergiledik. Birinci Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı çerçevesinde, 2017-2023 yılları arasında hem kamu hem de özel sektörden yapılan 8,5 milyar dolarlık yatırımla 45 bin yeşil istihdam yaratmayı başardı. Aynı dönemde, birincil enerji tüketimimizi yüzde 15 oranında düşürürken yıllık 70 milyon ton emisyon azalttık. Daha iddialı hedefler koyduğumuz İkinci Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ile 2024 2030 yılları arasında birincil enerji tüketimimizi yüzde 16 oranında düşürerek yıllık 100 milyon ton emisyon azaltımını hedefliyoruz. Bu büyük hedeflere ulaşmak için kamu ve özel sektör işbirliğiyle 2030 yılına kadar yaklaşık 20 milyar dolarlık bir yatırıma ihtiyaç duyuyoruz. Bu yatırımlar, sadece çevresel faydalar sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda 15 yıl içinde 46 milyar dolar değerinde enerji tasarrufu oluşturacak.
Enerji ve madencilik sektörlerinin sesi oldu
Kurulduğu günden bu yana ekonomi haberciliğine yön veren, iş dünyasına rehberlik eden DÜNYA Gazetesi, enerjideki bu hizli dönüşümü titizlikle takip eden, iş dünyasını ve kamuoyunu doğru bilgiyle buluşturan önemli bir yayın kuruluşudur. Enerji ve madencilik gibi stratejik sektörlerde ki gelişmeleri kamuoyuna aktararak önemli bir rol üstlenen DÜNYA Gazetesi, Türkiye’nin büyüme yolculuğunda sanayiden finansal piyasalara, ticaretten enerjiye kadar pek çok alanda sağladığı bilgi akışı, sektörlerin sağlıklı ve bilinçli kararlar almasına katkıda bulunmaktadır.
DÜNYA Gazetesi’nin, 45 yıllık birikimiyle, genelde ekonomi özelde enerji bağlamında ulusal ve küresel gelişmelere ışık tutmaya devam edeceğine inanıyorum. Bu vesileyle, DÜNYA Gazetesi’nin 45’nci yaşını kutluyor, bu süreçte emeği geçen tüm çalışanlarını tebrik ediyorum.