Bekir Ağırdır, Türkiye üzerine yaptığı araştırma ve incelemelerine bir yenisi ekliyor. Bize Yeni Bir Söz Lazım, Ağırdır’ın yıllar boyunca edindiği bilgileri süzerek kullandığı bir yol haritası. Adeta Türkiye’nin siyasi fay hatlarının geçmişten bugüne yarattığı kırılmaların bir analizi…
Ağırdır, önemli bir seçimin kavşağında bulunan Türkiye’de mevcut durumdan çıkmak için neler yapmamız gerektiğini sadece günlük meselelerle ele almıyor, zihnî bir değişiklik yapılabilmesi için hem dünyada neler olup bittiğine bakıyor hem de bunların ülke düzleminde nasıl uygulanması gerektiğine dair önemli saptamalarda bulunuyor. Kitabının ilk sayfalarına Covid-19 pandemi süreci ile başlıyor.
“Gerçekte geleceği belirleyecek bu hikayenin salgından fazla bir şey olduğunu anlamak zaman aldı” diyerek yaşamı daha öncesinden de değişime zorlayan temel dinamiklere değiniyor. Ekonomik sıkıntıların yarattığı geçim problemleri ve salgının etkisiyle yaşanan ve yaşanabilecek değişikliklere ifade ediyor.
“Cumhuriyetin iki hedefi olmuş, kalkınmak ve modernleşmek. Birisi ekonomik hedef, diğeri de toplumsal dönüşüme denk düşüyor.” açıklamasının devamında ile Osmanlının son dönemlerinde ki kalkınmalardan Cumhuriyet dönemi stratejilerine geçiyor.
“Bu kitap bir parti manifestosu değil. Öyle bir bilgim, maharetim de yok. Kaldı ki bugünün karmaşıklığı ve belirsizliği içinde, bilenlerin yazacağı manifestoların bile geçerliliği yok. Çok aktörlü, çok boyutlu, çok katmanlı hale dönüşmüş bugünün hayatında tek doğru katılımcı süreçlerle “birlikte doğru olanı kabul edebileceğimizi” oluşturmak, tüm farklılıkları kendilerini var hissettikleri ortak bir hayali yazmak olabilir.” diyor.
