Victor Hugo Sefiller

On yedi yılda tamamlanan ve 1862 yılında ilk baskısını yapan Sefiller romanın baş kahramanı Jean Valjean, sefil bir hayat içerisindedir. Çalışkan bir köylü iken somun ekmek çaldığı için 5 yıl hapis ceza ile hapse atılır. Daha sonra birkaç kez kaçma girişiminde bulunup yakalanınca 19 yıl kürek mahkumiyetine çarptırılır. Tahliyesinden sonra inançlarını yitirmiş olarak, öfke ve kin duyduğu toplumda kendine yer edinmesi gereken zorlu bir hayata başlar. Suç içerisinde geçen yaşamı, Piskopos M. Beinvenu ile karşılaşınca yön değiştirir ve tövbe eder. Fransa’nın kuzeyine yerleşir ve mücevher imalatı yapmaya başlar. Adını değiştirir, geçmişini gizler. Zengin bir iş adamı olmasının yanı sıra kişiliği ile de çok takdir toplar ve belediye başkanı olur. Javert, dürüst bir polis memurudur. Onun için önemli olan verilen görevi yaparak kuralları uygulamaktır. Bir olayı soruştururken Valjean’ın bulunduğu kasabaya kadar gelir. Jean Valjean’dan şüphelenir ve gerçek kimliğini ortaya çıkartmaya çalışır. Bir hırsızlık sonucunda aynı adı taşıvan bir başkası tutuklanması üzerine Jean Valjean teslim olur. Hapiste kaldığı bir gecenin ardından kaçar. Sakladığı tüm parasını alır, Fantine’nın kızı küçük Cosette ile birlikte bir manastıra sığınır. Yıllar sonra Cosette genç, güzel bir genç kız olur ve Marius ile tanışır. Paris’de ayaklanmalar başlamıştır ve Sosyalistler, 1832’de, Paris’te hanedânlığa karşı başarısız bir başkaldırıda bulunurlar. Paris kanla yıkanırken, Javert ile Jan Valjean yine karşı karşıya gelirler. Jean Valjean, Javert’i ve Marius’ü ölümden kurtarır. Javert için bir kırılma anıdır, bir mahkûmun, kanuna saygı duyan bir vatandaştan daha iyi bir insan olacağına görür. Cosette’in sevdiği genç ile evlenmesi için Valjean, aralarından çekilir ve yalnız yaşamaya başlar. Son kez Valjean ölüm döşeğindeyken bir araya gelirler ve yıllar önce piskoposun kendisine hediye ettiği gümüş şamdanları Cosette’e verir.

Victor Hugo’nun hayatı

26 Şubat 1802 – 22 Mayıs 1885 Napolyon’un ordularında general olan Joseph-Leopold Sigisbert’in oğlu olan Hugo, Şubat 1802’de Fransa Besançon’da doğdu. Annesi ve babası arasındaki anlaşmazlıklar yüzünden hep annesinin yanında kaldı ve sorunlu bir çocukluk geçirdi. Viktor, Latin edebiyatıyla ilgili iyi bir eğitim gördü ve Hukuk Fakültesi’ne gitti. 1816’dan sonra edebiyata yöneldi. 1819- 1821 arasında “Conservateur Litteraire” adlı bir dergi çıkardı, 1821’de hayatta en büyük desteği olan annesini kaybetti. 1822 yılında hayatında çok önemli bir yeri ve etkisi olan çocukluk aşkı Adele Foucher ile evlendi. Aynı yıl ilk şiir kitabı “Odlar ve Çeviriler” ve ilk romanı “İzlanda Hanı” yayınlandı. Bu kitapla edebiyat dünyasına romantizme bağlı bir yazar olarak kendisini kabul ettirdi. 15 yaşındayken bir şiiriyle Akademi Ödülü’nü kazandı. 17 yaşında Toulouse Edebiyat Akademisi’nin en büyük ödülü olan Altın Zambak’ı aldı. 1825’te Légion d’Honneur nişanının sahibi oldu.”Marion de Lorme” oyunu sansür tarafından yasaklanması üzerine “Hernani” oyununu yazdı. 11’inci Louis dönemini anlatan romanı “Notre Dame’ın Kamburu” edebiyat dünyasındaki yerini sağlamlaştırdı. 1841’de Fransız Akademisi’ne seçildi. 1851’deki hükümet darbesinden sonra 3’üncü Napolyon iktidara gelince Brüksel’e kaçtı. Sürgün yaşamı 1870’teki cumhuriyete kadar sürdü. Eserlerinin çoğunu bu döneminde yazdı. Ünlü romanı “Sefiller” 1862’de yayınlandı ve olağanüstü ilgi gördü. Kısa sürede çeşitli dillere çevrilen bu roman, ona uluslararası düzeyde başarı getirdi. Fransız-Alman savaşının ülkesinin yenilgisiyle son bulması ve cumhuriyetin kurulmasından sonra Paris’e döndü.1868’de eşi Adele vefat etti. 1870’te Paris’in kuşatmasını anlatan “Korkunç Yıl” şiiriyle ulusal bir kahraman oldu ama ailesindeki kayıpların verdiği acıyla yaşamdan koptu. 1871’de kurulan Paris Komünü’nü destekledi, yine Brüksel’e kaçmak zorunda kaldı. Kısa süre sonra döndü. Senatör seçildi. 1878’de beynindeki bir dolaşım sorunu nedeniyle rahatsızlandı. Ölümünde cenazesi ulusal törenle kaldırıldı, Pantheon’a gömüldü. Fransız edebiyatına en çok eser kazandıran yazarı Hugo, 1830’larda “Romantizmin en güçlü beyni” olarak adlandırıldı. Ayrıca popüler Fransız edebiyatının babası ve Fransa’nın ulusal şairi oldu. Ancak sonraki yıllarda daha çok düzyazıları ve özellikle romanlarıyla akıllarda kaldı.

Başlıca eserleri: Notre Dame’ın Kamburu (1831, 1958) Sefiller (1862, 1930) İdam Mahkumunun Son Günü (1829, 1972) Deniz İşçileri (1866, 1970) İzlanda Hanı 15 Yaşındaki Bir Kaptan. İhtiyar Balıkçı Nişanlıya Mektuplar

 

Kaynak URL