ABD’de kritik ara seçimler öncesi sert söylemlerle siyasi hava ısınıyor.
ABD’de kime kulak verseniz eskiden rakipler arasındaki karşılıklı saygı ve uzlaşıdan dem vuruyor.
Emekli Kongre üyesi Edward Whitfield, “1994’te Kongre üyesi seçildiğimde Demokratik Partili Clinton başkandı. Bütçe konusunda anlaşmazlık yaşamıştık. Bir de Cumhuriyetçiler Kongre’de çoğunluğu ele geçirdi. Ama Clinton pragmatik bir başkandı ve cumhuriyetçilerle anlaştı, sorun çözüldü.” diye konuştu.
Reelclear Politics Beyaz Saray Muhabiri Jon Christopher Bua ise, “John Kennedy ve Richard Nixon iki farklı partiden senatördü ve ortak üsluba sahiplerdi. Kabile kültürü yoktu, kasıt ve art niyet yoktu. Clinton’un hep dediği gibi; bir insanla siyaseten anlaşmayabilirsiniz ama ondan nefret etmek zorunda değilsiniz.” ifadelerini kullandı.
ABD’de bu ortamın yerini kutuplaşma ve sert üslup aldı.
Özellikle Trump ve Biden dönemlerinde zirve yapan kutuplaşmanın iki ana sebebi olarak lider eksikliği ve medya gösteriliyor.
“Trump, tartışmalı konulardan kaçınmıyor”
Whitfield, “ABD siyasi olarak oldukça bölünmüş durumda. Kuşkusuz Trump, bölücü bir figür. Tartışmalı konulara girmekten çekinmiyor ve aklından geçeni söylüyor. Farklı siyasi görüşlerde, toplumda bölünmenin en büyük sebeplerinden biri ülkenin siyasi liderlikten yoksun oluşu. Biden 30’lu yaşlarından beri siyasette ama güçlü bir lider olarak görünmüyor. Buna ek olarak medyanın tutumu buna katkı sağlıyor.”
Birçok insan, ana akım medyanın tek taraflı yoğun yayınları ve yazılarının bölünmeyi körüklediği görüşü üzerinde hemfikir.
Anketlere bakıldığında Demokratlar bazı Cumhuriyetçileri Demokrasiye yönelik tehdit olarak görüyor.
Cumhuriyetçiler ise Demokratik partiyi ülkenin değerlerine aykırı politikalar üretmekle suçluyor.
ABD bu atmosferde en kritik ara seçimlerinden birine adım adım ilerliyor.
Kamera: Derviş Eray Çağlar, Erhan Polat
