Dünya Çocuk Hakları Günü Türkiye Bildirisi'ni yazan Kenan Sarıalioğlu, Gazze'deki çocukların haklarını hatırlattı

İstanbul

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”yi imzaladığı 20 Kasım 1989’dan bu yana her yıl 20 Kasım “Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak kutlanıyor.

  • Gazze’de saatte 5 çocuk öldürülürken 7 bebek bombalamalar arasında dünyaya gözlerini açıyor
  • Dünyada en kısa sürede en fazla çocuğun öldürüldüğü yer: Gazze

Çocuklara çocuk değil, insan olarak davranmalıyız” başlığıyla yazıya dökülen bu yılki bildiride, bu çağın zalimlerle ve mazlumların çağı olduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

“Ancak, en bitek, en verimli toprakların yanardağların, ateş püsküren eteklerinde oluşması gibi, yaşadığımız bu çağ cehennemine karşın asla tükenmeyen, gecenin hangi vaktinde doğacağı bilinmeyen umut güneşi de doğudan, batıdan aynı anda parıldamak üzere… İnsan hakları, hayvan hakları, çocuk hakları, yaşlı insanların hakları, inanç ve düşünce özgürlüğü, vb. sonsuzca uzayabilen bir zincir halinde, tümü de ‘hak’ kavramında odaklanan yeni kavramlar da hukuk, politika, kültür ve sanat alanında kendilerine kalıcı bir yer sağlamayı başardı çoktan. Hak kavramının ister metafizik, ister teolojik, ister günlük anlamlarıyla alalım, bu kavram kişilerarası ya da toplumlararası ilişkilerde “sorun çözücü” temel bir anahtar işlevi görebilir kanısındayım.

Filozoflara, yazarlara, toplumbilimcilere ̧ sanatçılara, tüm bilinçli vicdanlara, vicdanlı bilinçlere sesleniyorum: Eğer bu ‘hak’ kavramını tüm insani ilişkilerde odak noktası olarak görüyorsanız, görmek istiyorsanız, yeniden, yeniden düşünelim lütfen. Bu kavrama evrensel anlamda bir gerçeklik, tartışılmazlık ve her kilidin açılmasında temel bir açkı işlevi kazandırabilirsek, bu anahtarı ‘hak bilir’ bir kişiliğe teslim edebileceğimiz bir siyasal yapıyı yaşama geçirebilirsek, işte o zaman, ‘beşeriyetten insaniyete’ bir adım daha yaklaşacağız demektir. Yavrusunu vahşi köpeklere kaptırdıktan sonra dönüp otlamaya devam eden ‘sığırlıktan’ sıyrılıp ‘insan’ sıfatına biraz daha yakışacağız.”

Çocuk haklarının önemine işaret edilen bildiride, “Çocuk hakkını gözetmek insanlık hakkını, emeğin hakkını, yaşama hakkını, yerin-göğün hakkını ve nihayet evrensel barış hakkını (Mustafa Kemal Atatürk’e selam olsun!) gözetmek demektir. 7 Ekim’den bu yana, dünyanın gözü önünde binlerce çocuk katledildi. Vahşet devam ediyor hala! Hangi amaca, hangi yüce hayale ulaşılabilir, çocukları öldürerek? Bu cümlenin kendisi bile iğrenç. Geleceğin hayali cennetleri uğruna, bugünü cehenneme çevirmek hangi akla, hangi vicdana sığar? Çocukların gülümsediği bir dünyadan daha güzel, daha büyülü bir cennet mi var?” değerlendirmesinde bulunuldu.

Bildiride öğretmenlere de çağrıda bulunularak, şunlar kaydedildi:

“Değerli öğretmenlerimiz, insan ruhunun gönüllü emekçileri, çocuklara çocuk olarak değil, insan olarak davranmalıyız. En şaşmaz pedagojik kural olarak şunu saptadım hep: Çocuktan öğrenmeden, ona öğretemezsiniz. En önemli görevimiz çocuğu tanımak olmalı. Ödev yükü ile evi okula çevirmek doğru değil. Eğitimi eğlence ile, eğlenceyi eğitim ile sarmalarsak, eğitim acı verici olmaktan çıkar, eğlence de vakit öldürmek gibi korkunç bir israf olmanın ötesine geçer. Eğitime de, eğlenceye de hakkı olan çocuğun gerek mekanda, gerek zamanda boşluğa da gereksinmesi olduğunu unutmayalım, rengini ve kokusunu boşluğa salan çiçekler gibi.”

Kaynak URL