Küresel piyasalar 2023’e resesyon endişesiyle başladı

Merkez bankalarının tarihin en sert faiz artırım adımlarını attığı, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle bazı emtia fiyatlarının rekor kırdığı ve dünya genelinde enflasyon baskısının tarihi seviyelere çıktığı 2022 sona erdi.

ABD Merkez Bankası (Fed) 2022’de politika faizini yüzde 4,25-4,50 ile son 15 yılın, Avrupa Merkez Bankası (ECB) da refinansman faizini yüzde 2,50 ile son 14 yılın en yüksek seviyesine çıkardı.

Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Brent petrolün varili fiyatı 131 doları görmesinin ardından geri çekilse de, yılı yüzde 8,4 artışla 84,3 dolardan tamamladı. Altının ons fiyatı 1.615-2.070 dolar aralığında dalgalı bir seyir izlemesinin ardından yılı yüzde 0,3 azalışla 1.824,6 dolardan tamamladı.

İş Yatırım Uluslararası Sermaye Piyasaları Müdürü Şant Manukyan, Fed’in faiz artırımlarının yılın ikinci yarısında etkisini net bir şekilde göstereceğini ve ABD’de resesyonun ana konu olacağını söyledi.

Geçen yılın başında yaygın görüş olan stagflasyonun, petrol fiyatlarının 130 dolara çıkmasına karşın gerçekleşmediğini hatırlatan Manukyan, yine de enflasyon baskısıyla ABD ve Avrupa’da merkez bankalarının faiz artırımına giriştiğini, Japonya ve Çin tarafında ise bu baskının daha az olması nedeniyle merkez bankalarının gevşek para politikalarını sürdürdüğünü söyledi.

“Reel faiz yükselişi büyük ölçüde sonlandı”

Manukyan, bu açıdan bakıldığında kötü senaryonun gerçekleşmediğini belirterek, “Pay piyasalarındaki kayıpların da görece sınırlı kaldığını söyleyebiliriz. Aynı şey bono piyasası için de geçerli” dedi.

Fed’in faizleri, ülkeyi resesyona sokacak kadar yükselteceği beklentisinin devam ettiğini ve bankanın zaten bunu üstü kapalı olarak ifade ettiğini kaydeden Manukyan, 2023’e geniş anlamda bakıldığında yılın ilk yarısında bir resesyon olacağını zannetmediğini ifade etti.

Manukyan, Avrupa’nın Rus doğalgazı yerine ne kullanacağının önemli bir belirsizlik olduğuna dikkati çekerek, Rus doğalgazı haricindeki her seçeneğin Avrupa endüstrisine daha fazla maliyet getirdiği için zorlayıcı olacağını söyledi.

Çin’in bu yıl büyümesinin hızlanacağını belirten Manukyan, ancak bunun emtia fiyatları üzerinde yeni bir trend oluşturmasını beklemediğini ifade etti.

Manukyan, iç ve dış talebin zayıf olacağı bir yılda büyümenin yolunun alt yapı yatırımları olduğunu ancak, 2009’da olduğu gibi büyümeyi etkileyecek bir paketin açıklanmayacağını bildirdi.

Stratejist Özgür Hatipoğlu da yılın ikinci yarısında resesyonun net olarak ortaya çıkabileceğini kaydederek, “Bu noktada önemli bir soru işareti olan nihai faiz konusuna da değinmek gerekir. Swap piyasası yüzde 5’in altına göre fiyatlama yaparken Fed komite üyeleri yüzde 5,25 bekliyorlar. Benim beklentim ise yüzde 5,25-5,50 bandında gerçekleşeceği yönünde” değerlendirmesinde bulundu.

Hatipoğlu, piyasadaki beklentilerin yönetilmesi açısından 2008 krizinden itibaren küresel merkez bankalarının Fed’i bir adım geriden takip ettiğini hatırlattı.

“Altında her geri çekilme alım fırsatı olacaktır”

Kasım 2022’den bu yana portföylere kıymetli maden eklenmiş olması gerektiğini vurgulayan Hatipoğlu, “Politika faizlerinin düşmesi, altın ve diğer kıymetli metallerin yükselmesine yol açacak en temel faktör. Bundan sonrası için altında her geri çekilme alım fırsatı olacaktır” dedi.

Hatipoğlu, petrolün ise oldukça tartışmalı bir konu olduğunu kaydederek, petrol piyasasının, ABD ve Rusya’nın çarpıştığı bir muharebe alanı olduğunu vurguladı.

Bunlara ek olarak, Çin’in açılması ve olası talep artışına karşılık, küresel resesyon nedeniyle talep daralması konularının da eklenebileceğini ifade eden Hatipoğlu, “Bu nedenle petrol piyasasında kısa süreli haber akışına dayalı olarak maksimum 2 haftalık ralliler ve satış dalgaları ile bant hareketinin devam edebileceğini tahmin ediyorum. Bu bant aşağıda 70 dolar, yukarıda ise 95 dolar ile sınırlı olacak gibi gözüküyor” değerlendirmesinde bulundu.

Çin’deki salgında artan vaka sayılarının piyasa fiyatlamalarına etkisinin sınırlı olacağını ifade eden Hatipoğlu, şunları kaydetti: “2023’te hisse senedi piyasasında hala aşağı yönlü riskler özellikle büyüme hisseleri için daha yüksek. Sanayi, sağlık ve petrol hisseleri portföylerde daha ağır basacak. Emtia tarafında ise tarım emtiasında dikkate değer fırsatlar olduğunu düşünüyorum. Kıymetli metaller fırsat sunarken baz metaller resesyon ile ilgili olarak favorim olmaktan uzak.”

Kaynak URL