Münih

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın barış müzakerelerine güçlü bir pozisyonda başlamaması halinde, bunun AB kadar ABD’nin de zararına olacağını söyledi.

  • 61. Münih Güvenlik Konferansı başladı
  • Dışişleri Bakanı Fidan Münih’te temaslarda bulundu

Von der Leyen, Almanya’da düzenlenen 61. Münih Güvenlik Konferansı’nın (MSC 2025) açılışında konuştu.

“Münih’teki görevimiz sadece bu yeni jeopolitik manzarayı tanımlamak değil, onu transatlantik değerlerimizin sürmesini ve çıkarlarımızın savunulmasını sağlayacak şekilde şekillendirmek.” diyen von der Leyen, şöyle konuştu:

“Çünkü bazıları tarafından etki alanları inşa etme yönünde açık bir girişim var. Dünya düzenine dair rekabet eden vizyonlar, küresel meselelere daha işlemsel bir yaklaşıma yol açıyor. Avrupa’nın bu yeni gerçeklikte gelişmek için değişmesi gerekiyor. Önümüzde bizi neyin beklediği konusunda akıllı ve açık görüşlü olmalıyız.”

Von der Leyen, Rusya’dan AB’nin egemenliği ve güvenliğine yönelik zorluklara, Çin ile ABD arasındaki iki kutuplu çatışmaya kadar birçok zorluğun üzerinde iyi düşünülmesi gereken konular olduğuna dikkati çekti.

Bunların başında Ukrayna’nın ve Avrupa’nın savunulmasının geldiğini belirten von der Leyen, Ukrayna-Rusya’nın barış görüşmelerindeki başlangıç pozisyonlarına değinerek, şunları anlattı:

“Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin yaklaşımını Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’inkiyle karşılaştıralım. En zor koşullarda bile Başkan Zelenskiy, ülkesinin ve şehitlerin fedakarlığını onurlandıran bir barış için çalışmaya hazır. Zelenskiy’nin en başından beri söylediği gibi, ‘Ukrayna herkesten daha fazla barış istiyor.’ Son yılların dehşetinin bir daha asla tekrarlanmaması için adil ve kalıcı bir barış. Öte yandan, Başkan Putin görüşmeye istekli olduğunu söylüyor ancak hangi şartlarda? İlgi alanının bu savaşı uzatmak olmadığını göstermek ona kalmış. Ukrayna’yı yok etme hırsından vazgeçtiğini göstermek ona kalmış. Çok açık konuşayım. Başarısız bir Ukrayna Avrupa’yı zayıflatır ancak aynı zamanda ABD’yi de zayıflatır. Asya-Pasifik’teki zorlukları yoğunlaştıracak ve ortak çıkarlarımızı tehdit edecektir. Çünkü gördüğümüz şey şu ki otoriter liderler, komşunuzu işgal edip uluslararası sınırları ihlal ettiğinde bunun cezasız kalıp kalmayacağını dikkatle izliyorlar. Ya da gerçek caydırıcı faktörler olup olmadığını. Hangi eylemleri seçtiğimizi. Bu yüzden bunu doğru yapmamız çok önemli.”

“AB, Ukrayna’ya ABD kadar askeri yardımda bulundu” mesajı

ABD ile çalışarak adil ve kalıcı bir barışı sağlayabileceğine inandığını belirten von der Leyen, şöyle devam etti:

“Avrupa’nın çok önemli miktarda katkıları var. Ukrayna’ya mali ve askeri olarak toplam desteğimiz 134 milyar avroya ulaşıyor. Bu, başka herhangi bir aktörün katkıda bulunduğundan daha fazla. Buna 52 milyar dolar askeri yardım da dahil. ABD ile aynı seviyede. Buna ek olarak Rusya’nın ekonomisini önemli ölçüde zayıflatan sert yaptırımlar uyguladık. Birbiri ardına tabuları yıktık ve Rus gazına olan bağımlılığımızı yok ettik.”

Von der Leyen, Ukrayna’nın AB’ye katılımı konusunda çalıştıklarını, bu ülkenin geleceğinin AB’de olduğunu kaydetti.

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, NATO’nun önemini vurguladı

Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada NATO’nun önemine değindi.

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ile görüştüğünü kaydeden Steinmeier, “(Kendisine) Neye karar verirsen ver, bizimle konuşun. Hedefi paylaşıyoruz, o yüzden oraya giden yolu koordine edelim. Her halükarda kısa vadede NATO’nun yeteneklerini zayıflatmak hatta uzun vadede NATO’yu sorgulamak, hiçbirimizin çıkarına olmaz.” değerlendirmesinde bulundu.

20. yüzyıldaki demokrasilerin gücünden doğan böyle bir İttifakı 21. yüzyılda bir daha hiç kimsenin hatta ABD’nin bile kuramayacağını savunan Steinmeier, “ABD dahil en güçlüler bile 21. yüzyılda müttefiklere bağımlı olacak.” dedi.

Almanya’nın 70 yıldır NATO üyesi olduğunu hatırlatan Steinmeier, “70 yıl sonra bile hala özgürlük ve güvenliği savunabilmesi için bugün NATO’ya ne borçlu olduğumuzu kendimize sormalıyız. Evet, mesajı aldık. Avrupa ile ABD arasında dengeli yük paylaşımına ihtiyacımız var. NATO’nun her iki taraf için de değerini koruyabilmesi amacıyla eşit derecede güçlü iki ayağın üzerinde durması gerekir. Ülkem bu konuda elinden geleni yapacaktır.” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Ukrayna konusunda konuşmasına da değinen Steinmeier, şunları kaydetti:

“Herkes, bu savaşın bitmesini istiyor. Bu savaşın nasıl sona ereceği, güvenlik düzenimiz ve Avrupa ile Amerika’nın dünyadaki güç konumu üzerinde kalıcı bir etki yaratacaktır. Sadece bir anlaşma yapıp ayrılmanın hepimizi zayıflatacağına inanıyorum. Ukrayna ve Avrupa’nın yanı sıra ABD’yi de. Bu nedenle ister savaşın bitiminden önce, ister sonra olsun, her senaryo, kolektif caydırıcılığımızı ve gücümüzü gerektirir. Bu nedenle her durumda Ukrayna’ya desteğimiz devam etmelidir.”

“ABD, Avrupa’dan daha farklı dünya görüşüne sahip”

Trump’ın Filistinlilerin Gazze’den komşu ülkelere yerleştirileceğini duyurduğu sabah Ürdün’de bulunduğunu anlatan Steinmeier, bu açıklamaların Amman sokaklarında endişeye neden olduğunu görebildiğini söyledi.

Alman Cumhurbaşkanı, Amerikan yönetiminin kendilerinden çok daha farklı dünya görüşüne sahip olduğuna dikkati çekerek, “Yerleşik kurallara, ortaklıklara ve tesis edilmiş güvene saygı duymayan bir dünya görüşü. Bunu değiştiremeyiz. Bunu kabul etmeliyiz ve bununla baş etmeliyiz ancak bu dünya görüşünün hakim paradigma haline gelmesinin uluslararası toplumun çıkarına olmadığına inanıyorum. Kuralsızlık, dünyada yeni düzene model olmamalıdır.” şeklinde konuştu.

Liberal demokrasilerin geleceğine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Steinmeier, demokrasinin kargaşanın oyun alanı olmadığını söyledi.

Rusya ile Çin’in dijital teknolojiyi kullanarak hibrit savaş yürüttüğünü ve otokratik güçlerini geliştirmeye çalıştıklarını kaydeden Steinmeier, şunları dile getirdi:

“Sanki bu yeterince endişe verici değilmiş gibi ABD’de tarihsel olarak benzeri görülmemiş bir teknolojik, finansal ve politik güç yoğunlaşması ortaya çıkıyor. Bir demokrat olarak, liberal demokrasilerde küçük bir girişimci elitin oyunun kurallarının önemli bir bölümünü yeniden tanımlama gücüne, araçlarına ve iradesine sahip olması, beni en çok endişelendiriyor. Ben özellikle bu elitlerden bazılarının demokrasimizin kurum ve normlarına yönelik küçümsemelerini gizlememesinden endişe duyuyorum.”

TikTok ve X gibi teknoloji şirketlerinden de AB yasalarına uymalarını isteyen Steinmeier, bu platformların demokratik toplumları yok etmelerine ya da çocuklarda ciddi zararlar oluşturmalarına izin vermeyeceklerini sözlerine ekledi.

ABD Başkan Yardımcısı Vance, Avrupa’nın güvenliği konusunda endişeli olduklarını söyledi

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ise Donald Trump yönetiminin Avrupa’nın güvenliği konusunda endişeli olduğunu belirterek, Rusya ile Ukrayna arasında da makul bir anlaşmaya varılabileceğine inandıklarını söyledi.

Vance, konferansta yaptığı konuşmada Avrupa’nın güvenliği konusunda Trump yönetiminin “çok endişeli” olduğunu dile getirdi, öte yandan Rusya ile Ukrayna arasında makul bir anlaşmaya varılabileceğine de inandıklarını belirtti.

Vance, “Ayrıca önümüzdeki yıllarda Avrupa’nın kendi savunmasını sağlamak için büyük bir adım atmasının önemli olduğuna inanıyoruz. Avrupa’ya karşı en çok endişelendiğim tehdit Rusya, Çin veya başka bir dış aktör değil, endişelendiğim şey içeriden gelen tehdit.” diye konuştu.

Avrupa’yı, ABD ile paylaştığını savunduğu “ifade özgürlüğü” gibi en temel değerlerin bazılarından geri çekilmekle eleştiren Vance, “Ne yazık ki bugün Avrupa’ya baktığımda, Soğuk Savaş’ın galiplerinin başına ne geldiğini bazen çok net anlayamıyorum.” dedi.

Avrupa’da düzensiz göçmen sorununa değindi

Vance, “Burada temsil edilen ulusların karşı karşıya olduğu tüm baskılar, zorluklar arasında, bugün kitlesel göçten daha acil bir şey olmadığına inanıyorum.” diyerek Avrupalı yetkililere kıtadaki düzensiz göçü durdurma çağrısı yaptı.

Almanya’da yaşayan neredeyse her 5 kişiden birinin yurt dışından gelen göçmen olmasını örnek gösteren Vance, “Bu kıtadaki hiçbir seçmen, milyonlarca denetlenmemiş göçmene kapıları açmak için sandık başına gitmedi.” ifadesini kullandı.

Vance, Trump yönetiminin Avrupalıların kendi kıtalarının geleceğinde daha büyük yol oynaması gerektiğine inandığını hatırlatarak, “Bu yük paylaşımı terimini duymadığınızı düşünüyoruz. Avrupa (kendi güvenliği için) öne çıkarken ABD’nin dünyanın büyük tehlike altında olan bölgelerine odaklanmasının, birlikte paylaşılan bir ittifak içinde olmanın önemli bir parçası olduğunu düşünüyoruz.” dedi.

Bu arada, Vance’ın bugün Münih Güvenlik Konferansı marjında, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Rusya-Ukrayna savaşına çözüm bulma amaçlı bir araya gelmesi bekleniyor.

Kaynak URL