Türk Lirası’na Merkez'den güçlü destek

Birol BOZKURT

Merkez Bankası, bankacılık sistemini Türk lirasını (TL) cazip kılacak şekilde dönüştüren adımlarına kararlılıkla devam ediyor. Bankacılık sisteminde TL payını artırma ve TL’yi tasarruf aracı haline getirme amacını kararlılıkla sürdüren TCMB, mevcut düzenlemede yaptığı revizyonlarla bu amacını pekiştirirken, bazı teşvik ve uygulama kolaylıkları da getirdi.

Merkez Bankası, yerel para TL’yi güçlendirmeye yönelik olarak hem standart TL mevduatı destekleyen hem de kur korumalı hesaplardan standart TL mevduata geçişi özendiren yeni adımlar attı.

Merkez’den bankalara yeni talimatlar

 Merkez Bankası’nın adımlarını DÜNYA’ya değerlendiren ekonomistler, KKM’den çıkışın hızlandırılması ancak bunu yaparken çıkan paranın döviz hesapları yerine TL’ye dönmesinin amaçlandığı görüşünde.

Merkez Bankası’ndan bu haftaki toplantısında ciddi bir faiz artışı bekleyen ekonomistler, bu adımlarla birlikte TL mevduat faizlerinin de daha cazip oranlara yükselebileceğini söylüyor. Buradaki temel amacın KKM’den çıkan paranın dövize geçişini engellemek olduğunu dile getiren ekonomistler, “Merkez Bankası hem faizleri artırıyor hem de banka düzenlemeleri ile döviz hesaplarına geçişi durdurmaya çalışıyor.

Bir zamanlar dolarizasyonu azaltmak için çıkarılan bir enstrüman olarak görülen KKM geldiğimiz aşamada dolarizasyonun sebebi olarak görülüyor” dedi.

KKM’de TL mevduat komisyonu sona erdi

 TCMB’nin bankalara gönderdiği uygulama talimatına göre, (gerçek kişiler için) TL payı artış hedefi yükseltildi.

TCMB, ağustos ayında menkul kıymet ve zorunlu karşılık uygulamalarında kur korumalı hesapların TL mevduata dahil olduğu TL payı rasyosunu yürürlükten kaldırmış, yerine kur korumalı hesapları TL mevduat olarak dikkate almayan ve standart yerel para olan TL mevduatın toplam mevduat içindeki payını artırmayı hedefleyen yeni bir TL payı rasyosu getirmişti. TL’ye geçişlerin hızlandığını gösteren veriler doğrultusunda gerçek kişiler için aylık yüzde 2 olarak belirlenen TL payı artış hedefi, yüzde 2,5’e yükseltildi.

Ayrıca, TL’ye geçiş ve yenileme ile TL payı hesaplamalarında revizyona gidildi. TL’ye geçiş ve yenileme oranında eksik kalan kısmın gerçek kişi dönüşüm hesaplarıyla tamamlanması mümkün hale getirildi. Ağustos ayında menkul kıymet ve zorunlu karşılık uygulamalarında yürürlükten kaldırılan eski TL payı rasyosuna göre komisyon uygulaması da sona erdirildi.

Komisyon uygulamasında, TL’ye geçiş ve yenileme oranları belirleyici olacak. Uygulama talimatına göre, TL’ye geçiş ve yenileme oranı yüzde 100’ün altında olan bankalara yıllık yüzde 8 oranında, yüzde 100’ün üzerinde olan bankalara ise yıllık en fazla yüzde 4 olacak şekilde TL’ye geçiş oranına göre komisyon uygulanacak.

Ekonomistler bu düzenlemenin bankaların mevduatta %60’lık TL payını tutturamamasına sebep olacağına dikkat çeken ekonomistler, “KKM’nin TL mevduat olarak sayılmaması bankaların yükünü ciddi oranda etkileyecektir. TL mevduatların yüzde 33’ünü KKM hesaplarının oluşturduğu düşünüldüğünde çoğu bankanın bu oranları tutturmak için TL mevduat faizlerinde hızlı bir artışa zorlandığı görülüyor” diye konuştu.

KOBİ kredilerinde muafiyet sınırı arttı

İhracat, yatırım ve KOBİ kredilerinde 50 bin TL’nin üzerinde kredi kullandırılması durumunda kredinin belirlenen harcama alanlarında kullanıldığının belgelenmesi gerekiyor, aksi takdirde bankalar kredinin yüzde 30’u oranında menkul kıymet tesis ediyor ve bu krediler kredi büyümesi sınırına dahil oluyor. Kredi akışını rahatlatmak amacıyla bu krediler için fatura muafiyet sınırı 250 bin TL’ye yükseltildi.

Altınbaş Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Işın Çelebi: Bankaların bono alma zorunluluğu kaldırılmalı

“Bankalar her kredi verdiğinde bunun yüzde 10 ila 30’u kadar bir oranda bono alma zorunluluğu içinde. Bononun faizi yüzde 28 seviyesindeyken, bankalar mevduatı yüzde 35 ila 40 faizle topluyorlar.

Zorunlu karşılık oranı yüzde 25’te. Perşembe günü faiz yüzde 30’a çıkarılsa bile bankacılık sisteminin halkın TL’ye geçişini hızlandırabilecek bir faiz sunabilmesi bu koşullarda mümkün değil.

Bankalar devleti finanse etme noktasında, bu sürdürülebilir değil. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir noktada halkın TL’ye güvenini sağlamak için bu faizler yeterli gelmiyor. Bankacılık sisteminin bono alma zorunluluğu kaldırılmalı ya da zorunlu karşılıkların indirilmesi gerekiyor. Döviz kurunu da piyasalara bırakmak gerekiyor.

Kuru baskılamak ithalatı teşvik ediyor ve cari işlemler açığını artırıyor. Ben Türkiye için cari işlemler açığının en az enflasyon kadar önemli bir problem olduğunu düşünüyorum. Burada üretim verimliliğini artırıp ihracatı desteklemek, bu yolda da Eximbank’ın sermayesini 5 milyar dolar seviyesine çıkarmak çok önemli.”

Bahçeşehir Üniv. Öğr. Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ünalmış: Düzenlemelerin TL mevduata etkisi sınırlı

TCMB aldığı yeni kararlar ile KKM’den çıkışı hızlandırmak istiyor. Bu çerçevede, bir yandan KKM hesaplarının lehine olan düzenlemeleri kaldırırken diğer taraftan da bankalar için tasarruf sahiplerini geleneksel mevduata yönlendirme konusunda teşvikler getiriyor.

TL mevduat payı artış hedefinin %2’den %2.5’e çıkartılması ve KKM’nin TL mevduat sayıldığı komisyon uygulamasının kaldırılmasını bu açıdan değerlendirmek gerekir.

Şunu da unutmamak gerekir ki bu tür teşviklerin KKM’den geleneksel mevduata geçiş sürecini hızlandırmadaki etkisi sınırlı. Burada asıl parametre TL mevduatın KKM’ye önemli bir rakip hale gelmesi. Piyasalarda faiz seviyesi makroekonomik dengeler ile uyumlu hale geldikçe TL mevduatın KKM için ciddi bir alternatif hale geleceğini düşünüyorum.

Diğer taraftan, operasyonel açıdan zorluklar yaratan 50 bin TL’lik fatura muafiyeti sınırının 250 bin TL’ye çıkartılması da sistemin işleyişini kolaylaştıracak bir adım. Son dönemde ticari kredilerde gözlenen artış atılan adımlar sayesinde kredi piyasasının daha etkin çalışmaya başladığını gösteriyor.

Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği Genel Başkanı Orhan Aydın: KOBİ’lerimiz nefes alır gerçekçi bir karar olmuş

Merkez Bankası’nın fatura muafiyet sınırını 250 bin TL’ye yükseltmesi kararı ile KOBİ’lerin elini güçlendiriyor. Daha önceki 50 bin TL sınırının güncel değer olarak geçerliliğini yitirdi, 50 bin TL limiti günümüz koşullarında daha gerçekçi bir limit. Dünya’da yaşanan küresel ekonomik sıkıntıların yansımasını maalesef ülkemizde de görmekteyiz. Bu nedenle bir dizi tedbirler almış, krizin olumsuz etkilerini asgariye indirmeye çalışmıştık.

Arz ve talep ilişkisine bağlı olarak yükselen enflasyon ve beraberinde getirdiği imalat fiyatlarındaki artışlar özellikle KOBİ derecesindeki firmalarımızı ciddi finansman arayışına itmektedir. Ne var ki kredi musluklarının kısılması finansa erişimi zorlaştıran etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Artık dünün 50 bin lirasının alım gücü bugünkü 50 bin TL ile çok farklılık arz ediyor. Bunu hemen hemen tüm sektörlerde görmekteyiz.

2022 Ekim ayı gibi alınan 50 bin TL’lik muafiyette bugünkü değerleme üzerinden bakıldığında gerçekçiliğini yitirmiş gözüküyordu. Merkez Bankasının muafiyet oranını 250 bin TL ye çıkartması gerçekçi değerini bulan bir karar olmuştur. Ayrıca KOBİ’lerimize de nefes olacak bir karar olmuştur.

TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici: KKM artık misyonunu tamamlıyor, ihtiyaç da yok

Bloomberg HT’de soruları yanıtlayan TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, Merkez Bankası’nın adımlarını değerlendirdi. Leblebici şunları söyledi; “TL mevduatın yüzde 57 olduğu dönemde ZK yoktu, şimdi TL mevduata geçişte benzer uygulama yapılması doğru.

Geçmişte TL mevduattan krediye aktarım mekanizması tam çalışmıyordu, şimdi normale dönmeye başladık. TCMB aslında bankaları yavaş yavaş doğru kanala yönlendiriyor. Kredi büyümesinde yüzde 2,5’lik büyüme sınırlarını zorluyoruz ama aşırı ısınmaya karşı TCMB denge istiyor.

Paramızı dövizde tutalım önünde sonunda yukarı gider yaklaşımını son dönemde görmüyorum. KKM artık misyonunu tamamlıyor ihtiyaç da yok, enflasyondan korumuyor. Kredi mevduat faizi arasındaki makas eksilere gelmişti ama normalleşmeye başladı. TCMB’nin sıkılaştırma mesajları enflasyonda beklenen işlevini yerine getirmeye başladı. TCMB’nin kararlarıyla bankaların ana amacı arasında çelişki görmüyorum.

Nakdi krediler 10 trilyon TL’yi aştı

Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi üyesi kuruluşlar tarafından kullandırılan nakdi krediler temmuz 2023 itibarıyla, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 59 artarak 10,84 trilyon TL oldu. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi tarafından yapılan açıklamaya göre, Nakdi kredilerin 10 trilyon 496 milyar TL’si bankalar, 167 milyar TL’si finansal kiralama şirketleri, 80 milyar TL’si finansman şirketleri ve 96 milyar TL’si faktoring şirketleri tarafından kullandırıldı.

Tasfiye olunacak alacaklar 2023 yılı Temmuz ayı itibarıyla 212 milyar TL oldu. Tasfiye olunacak alacakların 200 milyar TL’si bankalara; 9 milyar TL’si finansal kiralama şirketlerine, 2 milyar TL’si faktoring şirketlerine ve 1 milyar TL’si de finansman şirketlerine ait. Bankalar ve banka dışı finansal kuruluşlar tarafından kullandırılan bireysel krediler, yüzde 83 artarak 2 trilyon 290 milyar TL oldu.

Bireysel kredilerin yüzde 99’u bankalar tarafından kullandırılırken, finansman ve finansal kiralama şirketleri tarafından kullandırılan 13 milyar TL’lik bireysel kredinin 7,5 milyar TL’si taşıt kredilerinden oluşmaktadır. Bireysel kredilerin yüzde 34’ünü ihtiyaç kredileri, yüzde 20’sini konut kredileri, yüzde 37’sini kredi kartları, yüzde 4’ünü taşıt kredileri ve yüzde 6’sını kredili mevduat hesabı oluşturdu. Bireysel kredilerde tasfiye olunacak alacak oranı yüzde 1,7 seviyesinde gerçekleşti.

 

Kaynak URL