Babacan'dan Erdoğan'a yanıt: Özür dilemelisiniz

Seçime aylar kala siyaset arenasında söylemler sertleşmeye başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Rahmetli Menderes 14 Mayıs 1950’de sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştı. Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün 6’lı masaya ‘yeter’ diyecektir” ifadeleriyle merakla beklenen seçim tarihi için 14 Mayıs’ı işaret etti. Muhalefete yönelik eleştirilerine de devam eden Erdoğan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı hedef aldı. Babacan, Erdoğan’a yanıtını sosyal medyadan verdi.

BABACAN’A SERT TEPKİ

Erdoğan konuşmasında DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı da sert bir dile eleştirdi. Babacan Baykar’a yönelik sözlerini eleştiren Erdoğan, “Bir ülkenin savunma sanayisine ancak rahatsız olanlar saldırır. Yunanistan’ın sızlanmasını normal görüyorum. Ülkemizin her değerini savunmak nasıl boynumuzun borcuysa bu alçak saldırıya hak ettiği cevabı vermek sorumluluğumuzun gereğidir. Bu ahlaksız çıkmış, ne diyorlar, geldikleri zaman hesabını soracaklarmış, rekabetin oluşması lazımmış. Sen rekabet nedir bilir misin? Sen git çocuk bezi satmaya, home tekstil üretmeye devam et. Üzgünüm, 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı” ifadelerini kullandı.

BABACAN’DAN ERDOĞAN’A YANIT: ÖZÜR DİLEMELİSİN

DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına sosyal medya hesabından yanıt verdi. Erdoğan’a ‘özür dilemesiniz’ diyen Babacan şu ifadelere yer verdi;

Sayın Erdoğan, dünyanın imrenerek baktığı milletimizin huzur ve refah içinde olduğu günler için değil milletimizi 28 Şubat’ın aktörleri Perinçek ve Bahçeli’ye mahkum ettiğiniz için özür dilemelisiniz. Adalet için yola çıkmış parti kurucularınızı tek tek tasfiye edip tek güç olma hırsınız için özür dilemelisiniz. Otoriter ittifakınız ile milyonları adaletsizliğe ve yoksulluğa hapsettiğiniz için özür dilemelisiniz. Özrünüzü milletimizin kabul edip etmeyeceğini bilmiyoruz ancak biz kararlıyız: Siyasete ilk adım attığımız günden beri ulaşmak için çabaladığımız özgürlüklerden, ileri demokrasiden, evrensel hukuk değerlerine olan sadakatten, çoğulculuktan, katılımcılıktan vazgeçmeyeceğiz.