Küresel zorlukların aşılmasında Türkiye, AB için vazgeçilmez

Maruf BUZCUGİL

Ankara Sohbetlerine konuk olan İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Giorgio Marrapodi, geçmiş yıllardaki FIAT-Tofaş, CNH-Koç Holding(Türk Traktör) işbirliklerinin başarısına dikkat çekerek, önümüzdeki dönemde de yeni sinerjilerin çıkabileceğini söyledi. Marrapodi, Paris İklim Anlaşması’na imza atan Türkiye’nin iklim değişikliğine yönelik küresel zorlukların aşılmasında AB için vazgeçilmez bir muhatap olduğunu bildirdi.

■ İtalya ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkileri genel olarak değerlendirir misiniz? Önümüzdeki dönemde bu ilişkilerin geliştirilmesi için neler öngörüyorsunuz?

Ülkelerimiz arasındaki dostluk bağı çok güçlü. Bu hususta yeni bir şey keşfetmemize ihtiyaç yok; hâlihazırda sürülmüş ve verimli hale getirilmiş bir tarlada çalışılması gerekir. Önümüzdeki yıllardaki temel amacım bu tarlayı ekip biçerek yeni mahsullerin çıkmasını sağlamak olacak.

Tarım metaforunu bir kenara bırakırsak, İtalya ve Türkiye arasındaki ticari ilişkiler çok iyi seyrediyor. Yenilenebilir enerji, ilaç, demiryolu, havacılık ve uzay gibi yeni sektörlerde sürekli yeni gelişmeler kaydediliyor. Ülkelerimizi birleştiren bağın arz ettiği önemi izah etmek için bazı verilerden bahsetmekte fayda görüyorum.

2021 yılında (2020 yılına göre %33’luk bir artış ile) 23 milyar dolara ulaşarak, büyüme eğiliminde olan bir ticaret hacmi ile Türkiye, İtalya’nın Akdeniz bölgesindeki birinci ticaret ortağı. Türkiye’nin Çin, Rusya, Almanya ve ABD’den sonra dünyada en büyük 5. tedarikçisi; Almanya, ABD ve Birleşik Krallık’tan sonra ise 4. müşterisiyiz. 2021 yılında, toplam ticaret hacmi 2019 yılına kıyasla, %20’lik artışla, yaklaşık 4 milyar dolar daha büyüdü. Ayrıca ülkelerimiz arasındaki 2021 yılının ticaret hacmi verileri çok önemli bir başka bilgi daha sunuyor; ikili ticaret hacmimizde Türkiye’nin sadece 86 milyonluk bir açığı kaydedildi. Bu rakam, ekonomilerimizin birbirine yüksek seviyede bağlantılı ve karşılıklı olduğunun bir göstergesi.

■Türkiye’nin AB üyelik başvurusunun geldiği aşama hakkında ne düşünüyorsunuz? Yeniden müzakere sürecine girilmesi için her iki tarafın da ne yapması gerekiyor?

AB Ülkelerinin ekonomileri ile Türkiye ekonomisi arasındaki tamamlayıcılık seviyesi yüksek olup Haziran 2021’de Avrupa Konseyi tarafından başlatılan “pozitif gündem”in bir parçası olarak Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki Üst Düzey Diyalogların yeniden ivme kazandırılmasının kanıtladığı gibi, her iki tarafın da işbirliğini güçlendirme iradesi varlığını sürdürüyor. Türkiye, terörle mücadele, göç vb olaylar, çok takdir edilen Paris Anlaşması’nı onaylama kararı ve 2053 yılına kadar sıfır emisyon hedefiyle, küresel zorlukların aşılmasında AB için vazgeçilmez bir muhataptır. Türkiye ve AB, karşılıklı güven ilişkilerinin pekiştirilmesi konusunda durmaksızın çalışmak suretiyle diyaloğu sürdürmeli, işbirliğini yoğunlaştırmalıdır. Ancak bu şekilde, katılım sürecinin gerçekten ivme kazanmasını görebiliriz.

İTALYAN ŞİRKETLERİN DENEYİMİ YENİ İŞBİRLİKLERİ İÇİN ÖNEMLİ

■ İtalyan ve Türk şirketlerin başta üçüncü ülkelerde olmak üzere, ortak yatırım yapma potansiyeli var mı? Varsa, size göre hangi sektörlerde yatırım gerçekleştirilebilir?

Halihazırda algıladığımız kadarıyla, Türkiye’nin son yıllarda büyük adımlar atarak, yurt dışından nihai mamulleri satın almaya daha az yöneldiği ve kendi teknolojileri ile milli ürünleri geliştirmeye daha çok odaklanıyor. Özellikle teknoloji yoğunluğu yüksek sektörlerde, İtalyan şirketlerinde olduğu gibi Türk şirketleri de sanayi işbirliğini yoğunlaştırmaya devam etme konusunda güçlü bir iradeye sahip. Bu bağlamda, İtalyan şirketlerinin know-how’ı ve yerel sanayide karşılıklı olarak avantajlı sinerjiler yaratmak suretiyle entegre olma konusundaki süregelen yetenekleri, çok önemli bir rol oynayacak.

Örneğin, 70’li yılların başında FIAT grubunun Türkiye’ye gelişi ve Tofaş ile kurduğu ortaklığın, Türkiye’deki tüm otomotiv sektörü için üçüncü pazarlara yönelik otomobil ihracatı açısından önemini düşünün.

■ Görev yaptığınız süre boyunca Türkiye’deki yatırım iklimine ve ekonomik potansiyele ilişkin izlenimlerinizi paylaşabilir misiniz?

Son yıllarda Türkiye, lojistiği geliştirmeye yönelik altyapı planları, Teknopark olarak adlandırılan yenilikçi start-up ve Ar-Ge üsleri tesis edilmesi gibi adımlarla, yabancı yatırımcıları çekmeye odaklandı. Ayrıca yurtdışından giderek artan miktarda yatırım çeken avantajlı bir teşvik sistemi oluşturuldu. En son veriler de, İtalya ile Türkiye arasındaki ekonomik-ticari ilişkilerde çok sayıda fırsatın elde edildiğini gösteriyor. Ve söz konusu bu fırsatlar, re-shoring olarak tanımlanan üretim zincirlerinin Uzak Doğu’dan tekrar Avrupa’ya çekilmesine yönelik mevcut eğilimle daha da önem kazanabilir. Nitekim, pandeminin küresel tedarik zincirlerindeki bazı zayıflıkları ön plana çıkarmasıyla birçok şirket, kendi değer zincirlerini, stratejik olarak yeni bölgelere tekrardan konumlandırarak onları baştan tasarlamaya yöneldi. Bu dinamikler, pandemi krizinin patlak vermesinin ardından son dönemde deniz taşımacılığı maliyetlerinde kaydedilen önemli artışlar sebebiyle hızlanmakta. Bu açıdan bakıldığında Türkiye, güçlü imalat ve sanayi dokusuyla, özellikle “serbest ticaret bölgeleri”nde mevcut olan indirimli vergilendirme sistemiyle, işgücünün kalitesiyle ve iyi seviyede olan; 2023 yılına kadar daha da gelişmesi beklenen iç ulaşım ağı ile Avrupa şirketleri için kesinlikle çekici bir pazar konumunda. Aynı zamanda Türkiye’nin yeni İpek Yolu üzerinde stratejik bir coğrafi konumda bulunması, Avrupa’ya konteyner taşımacılığı ve entegre “Ro-Ro” taşımacılığını daha elverişli hale getiriyor. Türkiye’deki İtalya Kurumsal Ülke Ağı (Sistema Italia) nın temsilcileri ile birlikte, güçlü bir işbirliği ilişkisi kurduğumuz “Invest in Turkey” Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi sinerji içerisinde amaca özel tanıtım etkinlikleri de düzenleyerek, İtalyan yatırımcılar için doğabilecek yeni fırsatları çok yakından takip etmeye çalışacağız.

İTALYAN FİRMALAR TÜRKİYE PİYASASINA YOĞUN İLGİ GÖSTERİYOR

■ Karşılıklı yatırımlarda dikkat çekici bir değişim var mı?

Bu ticaret hacmi seviyesi, İtalyan firmalarının Türkiye piyasasına yönelik büyük bir ilgi duyduğunun göstergesi. Yakın zamanda Roma CESPI Uluslararası Siyasi Araştırmalar Merkezi’nin Türkiye’de faaliyet gösteren İtalyan şirketlerinin memnuniyet derecesi konusunda yaptığı bir araştırmaya göre, bu pazardan memnuniyet duyan firma oranının çok yüksek olduğu ortaya çıktı. Aynı zamanda Kasım 2021 yatırım verileri de ilk kez, Türkiye’den İtalya’ya yapılan yatırım akışının İtalya’dan Türkiye’ye yapılan yatırım akışından daha fazla olduğunu gösteriyor. AB Kurtarma Fonu’nun sağladığı finansman sayesinde başlatılan İtalya Toplarlanma Planı’ndan veya misal olarak Özel Ekonomik Bölgeler’den de faydalanarak, her iki ülkenin şirketlerine yönelik yatırım fırsatlarını tanıtma hedefli faaliyetler aracılığıyla, bu güven ortamını konsolide etmek gerekecek.

“İtalyan şirketlerin Türkiye’deki varlığı çok sağlam”

İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Giorgio Marrapodi, İtalyan şirketlerin Türkiye’deki durumunu değerlendirdi. Büyükelçi yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Türkiye’de yaklaşık 1600 İtalyan firması faaliyet gösteriyor. 2020 yılında yaklaşık bir milyar avroluk DYY hacmi ile İtalya’nın başlıca yabancı yatırımcı olduğunu unutmamak lazım. Makineden otomotive, tarımsal gıdadan kimyaya, finans, inşaat, perakende, hizmet sektörü, enerji altyapıları, uzay havacılık endüstrisi ve demiryollarına kadar firmalarımız, neredeyse bütün sektörlerde faaliyet gösteriyor” dedi. İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Giorgio Marrapodi, geniş sektör yelpazesinin, Türkiye ile İtalya arasındaki köklü ekonomik ilişkileri ve İtalya’nın bu pazarda karşılıklı yarar sağlayan stratejik sinerjiler kurma konusundaki büyük yeteneğini mükemmel bir şekilde yansıttığını söyledi. Marrapodi konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede şunları söyledi, “İtalya Dış Ticaret ve Tanıtım Ajansımız ICE’nin İstanbul Ofisine, çoğunluğu KOBİ büyüklüğünde olan, Türk partnerlerle ortaklıklar kurmakla ilgilenen çok sayıda İtalyan şirketten bilgi talepleri geliyor. Bahsettiğim gibi bu trend, birçok şirketin değer zincirlerini “kısaltma” ihtiyacının yanı sıra, Türk ürünlerinin Avrupa pazarının gitgide “ayrıcalıklı kapısı” olarak görüldüğü İtalya ile Türkiye arasında bulunan mükemmel kara ve deniz ulaşımı sayesinde de, daha da ivme kazanacaktır.”

“Türkiye-İtalya arasındaki işbirliği yeni alanlarda geliştirilebilir”

İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Giorgio Marrapodi, Türkiye ile İtalya arasındaki köklü işbirliği geleneğinin gelecekte yeni sektörlerde de devam edeceğini vurguladı. Büyükelçi, “Dünyada 100’den fazla ülkeye ihracat yapabilen, tarım makinaları sektöründe olağanüstü bir aktör olan, CNH ile Koç Holding ortaklığı TürkTraktör’ü düşünün. Bu türden yeni sinerjiler büyük bir gelişme potansiyeli ile örneğin havacılık ve uzay endüstrisi, yüksek hızlı tren, ilaç gibi teknoloji yoğunluğu yüksek başka sektörlerde de geliştirilebilir. Az önce bahsettiğim CESPI’nin araştırmasına göre ankete katılan İtalyan şirketlerinin %93’ü de Türkiye’yi Kafkaslar, Orta Asya ve Afrika gibi farklı bölgelere ihracat yapmak üzere stratejik bir üretim üssü olarak görüyor” dedi.

Kaynak URL