Ece CEYHUN
Dünyanın yeni bir düzene evrildiğini ve uzunca bir süredir tek kutuplu dünya sisteminin cari olmayacağının belli olduğunu söyleyen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, dünyada yeni birtakım güç merkezleri ve güç denklemlerinin ortaya çıkacağının aşikar olduğunu dile getirdi.
Numan Kurtulmuş, “Bundan sonraki dönem, Amerika’nın hızla Afganistan’dan çekildiği tarihi dikkate almanın doğru olduğu kanaatindeyim. Tek kutuplu bir dünya olmayacak, çok kutuplu bir dünyaya doğru evriliyoruz. Çok kutupluluk aslında kutuplaşma, polarizasyon, ayrışma anlamında değil; yeni birtakım merkezlerin, bölgelerin ortaya çıkması anlamındadır. Çok kutupluluk dediğimiz şey aslında çok merkezliliktir” dedi.
Numan Kurtulmuş, medya kuruluşlarının genel yayın yönetmenleriyle bir araya geldiği iftar sonrasında değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin de bu merkezlerden biri olacağını ifade eden Kurtulmuş, Türkiye gibi 4-5 ülkenin daha gelecek dönemin avantajlarından istifade edebilecek potansiyele sahip olduğunu vurguladı. TBMM Başkanı Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Bu süreç nasıl evrilecek, özellikle yeni Amerikan yönetimiyle birlikte dünyada nasıl bir küresel denge ortaya çıkacak, bazı öngörülerimiz var ama bugünden kesin yargılara varmak çok kolay değil. Temel ayrışmanın, ‘Dünyadaki sorunlar güçle mi çözülecek, yoksa müzakereyle, karşılıklı uzlaşmayla, karşılıklı rızayla mı çözülecek?’ sorusuna verilen cevaplara göre olacağı açıktır.
Bu ayrışma önümüzdeki dönemin akışını belirleyecek en önemli hususlardan birisi olacaktır. Bir başka ikilem ise demokrasi ile otokrasi arasındaki çatışma olacaktır. Yani dünyadaki problemlere, sıkıntılara yönelik demokratik çözümler mi üreteceğiz, yoksa otokratik yönetimlere teslim mi olacağız?”
Türkiye bedeli ödenmiş demokrasiye sahiptir
Suriye’nin yeni yönetimiyle sürekli temas içinde olduklarını da belirten Kurtulmuş, “Bu süreçte Suriye politikasında devre dışı kaldığını hisseden bazı aktörler, bazı provokasyonlara girişebilirler; bunlara karşı da dikkatli olmak mecburiyetindeyiz.
Ümit ediyorum, Suriye söylediğimiz 3 temel prensip çerçevesinde çok kısa süre içerisinde derlenip toparlanır ve yoluna devam eder. Avrupalı muhataplarımıza da bu süreç içerisinde hep şunu söylüyoruz; Suriye’nin kurumsal yapısının güçlendirilmesi, bu çerçevede devletin bütün kurumlarının yeniden gözden geçirilmesi ve özellikle ambargoların bir an evvel kaldırılarak Suriye’nin yeniden inşası en önemli önceliklerden birisidir. Artık ambargonun devam etmemesi gerekir. Yakılmış, yıkılmış şehirler var, altyapının yeniden oluşturulması var.
Suriye’nin kurumsal yapısının güçlenmesi için katkıda bulunulması lazım” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin bu süreçte Suriye’ye demokratik rehberlik de yapabileceğini kaydeden Kurtulmuş, “Türkiye bedeli ödenmiş çok güçlü, olgun bir demokrasiye sahiptir” dedi.
Bir el silahta bir el sandıkta olamaz
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye hedefine ilişkin sorular üzerine de “40 yıldır başımıza bela olan, 40 bini aşkın insanımızın hayattan koparılmasına neden olan terör belasının Türkiye’nin gündeminden kaldırılması, hatta Orta Doğu’nun gündeminden kaldırılması ve Türkiye’de birliğin, beraberliğin, iç kalenin tahkim edilmesiyle birlikte geniş coğrafyamızda da birlik ve beraberliğin sağlanması zorunludur, akıl bunu gerektirir” görüşünü paylaştı.
Bir elin silahta, bir elin sandıkta olamayacağına dikkati çeken Kurtulmuş, “Terörle irtibatlı bir siyasete, dünyanın hiçbir yerinde müsaade edilmez. Terörsüz Türkiye istikametindeki adımlar atıldı, İmralı’dan çağrı da geldi. PKK’yla irtibatlı, iltisaklı diğer örgütlerin de tamamen silah bırakmasıyla birlikte Türkiye bu belayı tarihin çöplüğüne atmış olacak” dedi.
Türkiye’nin sorunlarının çözüm yeri Meclis’tir
TBMM Başkanı Kurtulmuş, “terörsüz Türkiye konusunda inisiyatif alıp Meclis’i gizli oturuma davet edip etmeyeceğine” ilişkin bir soru üzerine, İmralı’ya giden heyetin, genişleyerek gittiğini hatırlattı.
Kurtulmuş, “Bu görüşmeleri yaptıktan sonra önce Meclis Başkanı olarak beni ziyaret ederek başladılar; ne yapacaklarını, ne konuşacaklarını, nasıl bir yol haritası izleyeceklerini anlattılar. Biz de onlara bu konuyla ilgili genel çerçevemizi anlattık. Ondan sonra partileri ziyaret ettiler. Şimdi bu hafta içerisinde tekrar partileri ziyaret edecekler.
Dolayısıyla İmralı’da ne konuşuldu, neler oldu, bu süreci anlatacaklar. Tabi ki Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye’nin bütün sorunlarının çözüm yeridir. Dolayısıyla mesele TBMM’deki siyasi partilerin ortak tavrıyla çözümlenecektir. Gerektiğinde gerektiği zaman biz de devreye girerek bu konuyla ilgili meselenin şeffaf, açık, samimi bir şekilde yürütülmesini sağlayacağız. Sonuçta Meclis de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecek” ifadesini kullandı.
İmralı ile anayasa çalışmaları ayrı konulardır
Kurtulmuş, “Meclis Başkanı olarak, terörsüz Türkiye görüşmelerinin sonlandırılmasıyla beraber gerçekten sivil bir anayasaya ulaşılabileceğini düşünüp düşünmediği” yönündeki soruyu yanıtlarken, zamanlamada erteleme olduğunu hatırlattı ve şöyle devam etti: “Türkiye’nin bir anayasa değiştirme ihtiyacı var ki partiler bunu millete teklif ettiler.
Anayasanın önce niteliğiyle sonra içeriğiyle ilgili tartışmalar yapılacaktır. Nihayetinde de TBMM’de ortak bir yöntem geliştirilecektir. Hatta partilere şunu da teklif ettik: ‘Yöntemi ben belirlemeyeyim, sizler yöntem teklif edin, bu teklif ettiğiniz yöntemler içinde en uygun olan yöntemi bularak Meclis’te müzakereyi öyle başlatalım’. Bu görüşmelere tekrar başlarız ve ümit ederim ki Türkiye bir anayasa yapma sürecine girer.
Israrla vurgulamak istediğim şey şudur. Özellikle İmralı süreciyle yeni anayasa çalışmalarının birbiriyle bağlantısı yoktur. Daha İmralı sürecinin ilk adımı dahi atılmamışken, ondan bir sene, hatta 1,5 sene evvel anayasa meselesini Meclis’in 28. Dönemi’nin açıldığı ilk günden itibaren gündeme getirmeye başladık, dolayısıyla ikisi birbirinden ayrı konulardır, ikisini karıştırmamak lazım.”
Trump el yükseltiyor ama tek kutuplu düzen geride kaldı
ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamalarının sorulması üzerine de TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Trump’la ilgili bugün bunları konuşuyoruz. Allah ömür verirse bir sene sonra bir araya geldiğimizde bugün konuştuğumuz konuların birçoğu belki hiç konuşulmayacaktır. Yani kanaatimce Sayın Trump, el yükseltiyor. Grönland meselesi, Kanada meselesi, Meksika Körfezi meselesi, işte Rusya’ya, Ukrayna’ya karşı yaptıkları şeyler…
Bunların hepsi el yükseltme, kendi sınırlarını test etmeye çalışıyor. Ama ben yeni bir dünyanın kurulması derken artık tek bir devletin hegemonyasına bağlı bir dünya sisteminin çok geride kaldığını ifade etmeye çalışıyorum. Önümüzdeki günlerde çok daha net göreceğiz ne iki kutuplu dünya ne ondan sonra kurulan tek kutuplu düzen, bunların ikisi de artık geride kaldı, bundan sonra çok kutupluluk-çok merkezlilik olacak. Dünyada yeni güç merkezleri ortaya çıkacak. ‘Ben yaptım oldu’ devri bitti artık.”
Yeni anayasa, partilerin değil milletin anayasası olacak
Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmaları konusunda değerlendirmelerde bulunurken, partilerin değil milletlerin anayasası olacağını ve bu tartışmaların topluma yayılması gerektiğini dile getirerek, “Bu nihayetinde bir siyasi iklim meselesidir.
Siyasi iklim oluşursa insanlar farklı fikirlerde olmakla birlikte aynı masanın etrafına gelirse, bu siyasi iklimin ben olumlu tartışmaları gündeme getireceğini ve nihayetinde de bir matematik işi, 400’ün üstünde bir oyla da Meclis’ten geçeceğini düşünüyorum. Yani ben bugüne kadar hiç anayasanın içeriğiyle ilgili konuşmadım pozisyonum dolayısıyla benim de hayatım boyunca anayasayla ilgili birikimim, çalışmalarımız var, partide yaptığımız çalışmalar var.
Türkiye’nin burada yani bir kere çoğulcu, kapsayıcı, demokrat, sivil, toplumun bütün kesimlerinin kendisini işin içerisinde gördüğü, güçler ayrımı prensibini tam manasıyla benimsemiş ve bu anlamda da hukukun üstünlüğü prensibini gerçekten yerleştirmiş kapsamlı bir anayasaya ihtiyacı var” dedi.