Sanayiye ve tarıma dayalı kalkınmanın örnek şehri Bursa

Tarih boyunca bir sağlık ve bereket şehri olarak bilinen Bursa, hızla büyüyen bir cihan imparatorluğuna başkentlik yaptığı tarihlerde bile huzurlu ve dingin kalmayı başarmış, saray entrikalarına kulağını kapalı tutarak “Üreterek” büyümüş bir şehirdir.

Hiç şüphesiz Bursa’nın bu özelliğinin benzersiz doğasıyla güçlü bir ilişkisi vardır. Yalova, Mudanya ve Gemlik’te doğal ve geniş limanlara açılan şehir, tarih boyu her dönem malını İstanbul’a ve engebesiz ovası sayesinde Anadolu içlerine kadar kolayca ulaştırmıştır. Sırtını ormanlarla kaplı Keşiş Dağı’na yaslamış Bursa, dünyanın en müstahkem şehirlerinden biri durumundadır.

Bursa bu ulu dağın zirvesine kadar çıkan ormanların sisli ve bol oksijenli havası ve topraktan fışkırırcasına çıkan şifalı ve bol kükürtlü suyuyla şifa arayan binleri her dönem kendine çekmiştir. Denizi ve dağı olan bu şanslı şehrin şansı bununla da sınırlı değildir. Bursa oturduğu yamaçlardan İzmir ve Ankara yönüne doğru uzayıp giden mümbit ve sınırsız bir ovayı izlemektedir. Bereketli Bursa ovasında yetişen şeftali, bir benzeri olmayan kara incir, gemlikten şehre kadar uzanan zeytin ağaçları, bol ve çeşitli sebzecilik şehri aynı zamanda bir tarım merkezi haline getirmiştir.

Tarıma dayalı sanayinin her dönem zengin ve revaçta olduğu Bursa, sanayiyi tarım ürünleri ile öğrense de ipek böcekçiliği ile başlayıp gelişen dokumacılık Bursa’yı İstanbul’dan sonra imparatorluğun en büyük sanayi şehri haline getirmiştir. Şiirlere konu olmuş hanlarında ticaret yüzlerce yıl içinde kendi geleneğini ve kültürünü yaratmıştır. Halkı zengin ve sakin olan bu şehir, koyu gölgeli cami avluları ve billur şadırvanlarıyla gönüllere de seslenmiş, bir ilim ve irfan yuvası olarak da tarihte kendine yer edinmiştir.

Cumhuriyet Bursa’sı

Bir imparatorluk başkenti olarak Bursa, cumhuriyet inkılaplarına da büyük bir istekle ve şevkle ayak uydurmuş, genç cumhuriyet için sınırsız gelir ve değer üretmiştir. Kendi sermayesine sahip bu şehir cumhuriyetin sanayileşme hamlesine de ev sahipliği yapmıştır.

Açılışı bizzat Atatürk tarafından yapılan Gemlik Sunğipek Fabrikası, Merinos fabrikası ve İpekiş ile Bursa cumhuriyetin sanayileşme yarışında da başı çekmiş şehirlerden biri olmuştur. Bursa Atatürk için de bir huzur ve güven şehridir. Bursa’nın şifalı suları ve bol oksijenli havasına her zaman hayran olan Atatürk için bu bölge hep bir huzura kaçış merkezidir.

Yıllar içinde şehre olan sevgisi ve bağlılığı artan Atatürk Bursa’da bulunan mal varlıklarını henüz sağlığında bir kararname ile belediyeye bağışlayarak kendisine kucak açan bu şehre nasıl bir muhabbet beslediğini göstermiştir. Atatürk’ün bu güzel şehre çok sayıda ziyareti olmuş, şehrin sanayileşmesini, cumhuriyet değerleriyle donanmasını her zaman şahsen ve çok yakından takip etmiştir.

İş Bankası da Bursa’da

 Türkiye’nin bir sanayi ve ticaret merkezi olması için yapılan aralıksız yatırımlar, açılan yollar, yapılan hastaneler ve okullar şehirleri yeni baştan imar ederken, Bursa, bütün bu şehirler içinde en şanslılardan biri olmuştur. Yukarıda gördüğünüz fotoğraf Ulu Önder’in yine bir Bursa ziyareti sırasında çekilmiştir. Kendisine geçmişte İş Bankası Umum Müdürü olan dönemin Başbakanı Celal Bayar eşlik etmektedir.

Celal Bayar 1800’lerin sonunda Bursa’ya bağlı Gemlik kazasının Umurbey köyünde doğmuş tam bir cumhuriyet insanıdır. İşte bütün bu sebeplerle kalkınmanın en önemli simgelerinden ve destekçilerinden biri olan İş Bankası’nın Anadolu’daki ilk şubesini 1925 yılının başında Bursa’da açması son derece anlaşılabilir bir gelişmedir. Milletin tasarrufları ile yine milletin geleceğini inşa etmeye çalışan cumhuriyetin bu değerli kurumu, Bursa’da ticaretin bir parçası olmak için hiç vakit kaybetmemiştir. Atatürk’ün iki sevgilisi olan Bursa ve İş Bankası işte bu güzel girişimle bir kez daha yan yana gelmiştir.

 

Kaynak URL