Oxfam/Munoz: Tahıl anlaşmasının fiyatlara etkisini gelişen ülke ekonomilerinde geç göreceğiz

Oxfam Kıdemli Tarım Politikaları Danışmanı Munoz, ‘Tahıl Sevkiyatı Anlaşması’nın etkisiyle fiyatlarda düşüşün ‘hemen’ olmayacağını belirtti ve “Özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerinde fiyatların çok daha geç düşeceğini göreceğiz” diye konuştu.

İLAYDA KILIÇAY

Oxfam Kıdemli Tarım Politikaları Danışmanı Eric Munoz, tahıl ürünlerinin Ukrayna limanlarından dünya pazarlarına taşınmasına olanak sağlayan ve Türkiye’nin ev sahipliğinde imzalanan Tahıl Sevkiyatı Anlaşması’nın özellikle buğday ve yağlı tohumlar için önemli olduğunu belirtirken fiyat etkilerinin ise ancak orta vadede görülebileceğini ifade etti.

Munoz, anlaşmanın hızlı şekilde fiyat indirimlerine dönüşmeyeceğini söylerken, “Özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerinde fiyatların çok daha geç düşeceğini göreceğiz” dedi.

Dünyada tahıl stoklarının mevcut ve öngörülen ihtiyacı karşılamaya yeterli olduğunu belirten Munoz öte yandan başlıca tahıl ihracatçısı ülkelerde hasatların iyi olmaması durumunda yüksek fiyatlarla birlikte gıdaya erişim sorununun daha da ağırlaşacağını belirtti. Kuraklığın etkili olduğu yerlerde mahsul üretiminde düşüşlerin olduğuna ve bunun devam edeceğine dikkat çeken Munoz, “Halihazırda gıda fiyatlarının çok yüksek ve açlığın rekor seviyede olduğu bir dönemdeyiz. İklim değişikliğinin hız kazanmasıyla bu durum tahıl üretimi yapan bölgelerde daha da kötüleşecek. Bu 1 ila 3 yıl içinde karşılaşabileceklerimizin senaryosu” dedi.

Munoz iklim değişikliği nedeniyle çiftçilerin daha yoğun kuraklıkla, düzensiz yağmurlarla ve yükselen deniz seviyeleri nedeniyle baskınlarla mücadele etmek zorunda kaldığını belirtti ve durumun özellikle açlıkla karşı karşıya olan yoksul çiftçiler için giderek zorlaştığını ifade etti.

Tatmin edici yatırımlar olmazsa kronik açlık artarak devam edecek”

Birleşmiş Milletler, dünya genelinde açlık yaşayanların Kovid-19 pandemisinin başladığı 2019 yılından bu yana 150 milyon kişi arttığını, yalnızca 2021’de ise 46 milyon kişi artarak 828 milyona ulaştığını duyurdu.

Kronik açlığın son beş yıldır artarak devam ettiğini belirten Munoz, kırsal yoksulluğun azaltılmasında, tarımsal kalkınmada ve sosyal koruma için tatmin edici yatırımlar olmadığı takdirde mevcut gidişatı döndürmenin çok daha zor olacağını belirtti. Yoksulluğun sona erdirilmesi, çevrenin korunması, iklim krizine karşı önlem alınması, refahın adil paylaşımı ve barışı hedefleyen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşılamayacağını söyleyen Munoz, “Yanlış yoldayız. Eğer gidişatı çevireceksek, savunmasız toplulukların ihtiyaçlarını karşılama konusunda çok daha kararlı olmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Kısa vade için iyimser olmadığını belirten Munoz: “Korkarım ki devam eden ekonomik belirsizlikten kaynaklanan çatışmalar nedeniyle son on ayda tanık olduklarımızın devamını göreceğiz. İklim felaketlerini, aşırı hava olaylarını ve açlığı yüksek seviyelerde görmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

İklim değişikliğine uygun tarım politikaları geliştirilmeli”

Munoz iklim değişikliğine uyum için yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: “Tarımın gelişimine yatırım yapmamız gerektiğini biliyoruz. Bu, mevcut ve öngörülen iklim koşullarına uyarlanacak mahsuller, ürün çeşitleri ve tarım teknikleri üzerinde araştırma yapmak anlamına gelir. Özellikle kadınların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yatırımlar olmalı. Kadınlar üç kat daha fazla yükle karşı karşıya. Tarlada maaş alamıyorlar. Çocuk bakımının sorumluluklarını üstlendikleri hanede, sosyal yükümlülüklerinin olduğu topluluklarda üretken olmak için ihtiyaç duydukları desteği de almıyorlar. Tarımı kadınların ihtiyaçlarına göre uyarlamalı ya da yüklerini azaltacak fırsatları ve çözümleri sağlamalıyız.”

Kaynak URL