ÖZGE YAVUZ
Abiye ve haute couture’de (kişinin özel siparişi üzerine hazırlanmış, özel dikim) mağazalar zinciri kurarak kısa sürede önemli bir büyüme ivmesi yakalayan Cengiz Aktürk markasıyla bir yıl önce yolları kesişen ünlü tasarımcı Cihan Nacar’ın işbirliği, önemli başarılara imza atıyor. Cengiz Aktürk markasının bir yıl önce kreatif direktörlüğünü üstlenen Cihan Nacar’ın hazırladığı ‘Cengiz Aktürk SS 2023’ koleksiyonu, geçtiğimiz günlerde Çırağan Sarayı’nda düzenlenen bir defileyle tanıtıldı. 2023 ilkbahar ve yaz sezonu modasıyla ilgili tüyolar veren Cihan Nacar, renklerin ve hacimli formların yerini sadeliğe bırakacağını söyledi. Cihan Nacar’la haute couture üzerine bir sohbet…
Cengiz Aktürk markasıyla olan bağınız nasıl başladı?
Ben tasarıma kendi markamda mayo ile başladım ama tabii zamanla mayo sezonluk bir ürün olduğu için, başka bir ürün arayışına girdiğimiz noktada body’lere döndük, oradan da couture elbiselere döndük. Cengiz Aktürk ise bir mağaza zinciri. Ama hiç kendi koleksiyonlarını yapmamışlar bugüne kadar. ‘Kendi koleksiyonumuz olsun’ diye düşündükleri noktada da beni buldular. Ben de dedim ki, ‘Bunu bir sezonluk yapmayalım, ben sizin kreatif direktörünüz olayım, uzun vadede beraber yürüdüğümüz bir yol olsun.’ Böylece bir markalaşma süreci başladı. Şimdi markanın koleksiyonlarını ben çiziyorum, koleksiyon takiplerini de ben yapıyorum. O senenin renklerine, kumaşlarına kadar ben belirliyorum.
Markanın çizgisi nedir?
Cengiz Aktürk tamamen abiye ve couture üzerine bir marka. Ama tabii biraz daha planları değişti, mağazalara artık kendi koleksiyonumuz da girdi. Hedefimiz mağazadaki tüm ürünlerin kendi koleksiyonumuzdan oluşması.
Bir tasarımcı olarak modadaki tarzınızı nasıl ifade ediyorsunuz?
Çıkış noktam mayo tasarımıydı. Ama o algı artık değişti. Kadın giyim moda tasarımcısıyım. Haute couture tasarımcı diye de geçiyor. Cihan Nacar markasıyla, 2013 yılında kurduğum bir şirketim var. Orada yaz sezonu için mayo üretiyoruz. Nişantaşı’ndaki showroom’umuzda kişiye özel siparişleri alıyoruz. Bu gelinlik de olabiliyor, bir davet elbisesi de olabiliyor.
Kaç yıl oldu meslekteki deneyiminiz?
Meslekteki 16’ncı yılım.
Haute couture’de 2023 ilkbahar yaz trendleri nedir?
Geçen sene çok renkliydik, kendi koleksiyonumuz da çok renkliydi. Danışmanlık yaptığımız markalar da öyleydi. Dünya öyleydi, çok hacimliydi, formlar çok büyüktü. Aynı zamanda işin içine çok fazla renk alternatifi girmişti. Bu sene dünyada 2023 yazında bir sakinleşme var. Biraz daha renksiz koleksiyonlar görüyoruz. Şimdi Milano Moda Haftası’nda da gördük, siyahlar beyazlar, antrasitler, gümüş, gold tonları, ten rengi… Çok silik ve daha kirli renkler. Daha sofistike görünen, daha minimal bir el işçiliği var artık.
Peki kumaşlar nasıl?
Çok fazla saten var bu sene. Geçen sene ve önceki sene çok daha fazla tül ve tafta vardı ama şimdi artık daha kaygan kumaşlar, parlak kumaşlar, saten, ipek baskın. Krep zaten her sezon kullanılıyor. Deri gibi görünen ama aslında örme olan kumaş çeşitleri de çok fazla var.
Pandemi bittiğinden bu yana haute couture’e olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sanki o iki senenin acısını çıkarıyor gibi insanlar. Her yerde fazlasıyla haute couture var. Normalde davetlere giderken giyilen mini siyah ‘basic’ elbiselerin yerini bile couture elbiseler aldı. Dolaysıyla kendi açımdan da bakıyorum 10 senenin en ihtişamlı senesini yaşıyoruz diyebilirim.
Bu kış nasıl olacak haute couture trendleri?
Geçtiğimiz seneye baktığınız zaman renkli kürkler bile vardı kış sezonunda. Bu sezon ben öyle bir şey görmüyorum koleksiyonlarda. Daha sade, kirli renkler var. Yeşilse yeşilin en kirli, maviyse mavinin en kirli tonu yani daha böyle derin maviler gibi. İşin özünde halen renkli ama biraz daha neonluk ve canlılıktan uzak renkler.
DAHA GİDECEK YOLUMUZ VAR!
CİHAN NACAR’a, Türk kadınının hem haute couture hem de günlük giyim tarzını nasıl değerlendirdiğini sordum. Şunları anlattı: “Son dönemde biraz daha iyi görüyorum durumu. Malum, sosyal medya sayesinde her şeye çok kolay erişebiliyoruz. Geçtiğimiz günlerde moda haftası vardı, anında koleksiyonları telefonumuzda görebildik. Paris, Milano’da kadınlar nasıl giyiniyor, takip edebiliyoruz ama önümüzde halen uzun bir yol olduğunu düşünüyorum. Süreç hızlı ama daha da hızlanması lazım.”
