Avrupa pazarı doydu Asya’da topa girme zamanı

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN

Gelişmiş ekonomilerle birlikte küresel ticaretteki sınırlı büyüme, ihracatının %50’den fazlasını Avrupa’ya yapan Türkiye açısından işlerin bu yıl, 2023’ten daha kolay olmayacağını gösteriyor.

Türk ihracatçısı 2024’te, OVP’de belirlenen 267 milyar dolar mal, 135 milyar dolar hizmet olmak üzere toplamda 402 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için çalışacak. Bu da doyuma ulaşan pazarlardaki daralmayı kapatacak alternatifleri zorunlu kılıyor.

Tam da bu noktada 3 dönem DEİK Türkiye-Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör başkanlığı görevini yürüten ve halen DEİK Türkiye-Hong Kong İş Konseyi Başkanı olan Murat Kolbaşı, Türk markaları açısından Asya-Pasifik ülkelerindeki fırsatlara dikkat çekiyor.

Özellikle Çin’in de aralarında bulunduğu bölgedeki 15 ülke tarafından imzalanan ve dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması RCEP’e (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Kalkınma Anlaşması) işaret eden Kolbaşı, “RCEP, Avrupa Birliği’nden daha büyük bir oluşum. 10 tane Asya, 5 tane Asya-Pasifik ülkesinin yer aldığı RCEP, dünya nüfusunun üçte birini kapsıyor.

Küresel gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 30’una tekabül ediyor. Yeni dönemde bu bölgedeki fırsatlara bakmamız lazım” dedi. Türkiye ihracatının yüzde 50-55’inin AB’ye yapıldığını hatırlatan Kolbaşı, “Yaptığınız kapasiteyle verdiğiniz pazarın bir doyum noktası var. Şu an yüzde 70-80 kapasite dolu. O nedenle yeni açılımlar gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.

“Kimse RCEP’i doğru okuyamadı”

 RCEP anlaşmasının 1 Ocak 2022’de imzalandığını hatırlatan Kolbaşı, üye ülkeler arasındaki serbest dolaşım anlaşmasına işaret etti. Yani RCEP kapsamında 15 ülkeden herhangi birinde üretilen ürünler, yüzde 40 o ülkenin menşei olması durumunda, diğer ülkelerde serbest dolaşım hakkı kazanıyor. “Bunu bilmezsen Asya’yı doğru okuyamazsın” diyen Kolbaşı, “Bugün Asya’ya ne oldu deniliyor. Oysa anlaşma sayesinde o ülkelerin kendi içlerindeki ticaret büyüyor. Böylece Asya’nın dünya hâkimiyetinde bir yükselme oldu. Bunu kimse doğru okuyamadı” şeklinde devam etti.

“Batı’daki daralmanın nedeni RCEP”

 2030’da küresel GSYH’nin %50’sinden fazlasının 15 RCEP ülkesinden geleceği öngörülüyor. Anlaşmanın; 2030’a kadar Çin GSYH’sini yüzde 0,5, daha önce hiçbir blokta yer almayan Güney Kore’nin GSYH’sini yüzde 1,4 ve Japonya’nın GSYH’sini yüzde 1,3 artırmasını bekleniyor. Anlaşmayla Kamboçya, Laos Myanmar ve hatta Vietnam’da bile hazır giyim yatırımlarının artması söz konusu olurken, anlaşmanın üye ülkeler arasındaki ticarete yaklaşık 45 milyar dolar katkı sağlayacağı düşünülüyor.

Bu katkının 17-20 milyar dolarlık kısmının anlaşmaya taraf ülkelerin kendi aralarındaki ticaret artışından, 25 milyar dolarlık kısmının ise anlaşma dışında kalan ülkelerin bölgeye yönelik dış ticaret paylarını taraf ülkelerin almasından kaynaklanacağı belirtiliyor. RCEP anlaşmasından en fazla etkilenen bölgenin ise Batı ülkeleri olacağı su götürmez bir gerçek. Nitekim Murat Kolbaşı, AB pazarındaki daralmanın en önemli nedenlerinden biri olarak bu anlaşmayı gösteriyor.

“Sadece ithalat değil ihracata da gidelim”

 Türkiye ihracatının yüzde 55’inin yapıldığı AB pazarının artık doyuma ulaştığını söyleyen Kolbaşı’na göre, Türkiye bu zamana kadar Asya’da yeterince topa girmedi ve şimdi bunun zamanı geldi. Maliyetlerin yükselmesi nedeniyle Asya’dan ithalatın arttığını, burada Türkiye’nin dış ticaret açığının büyüdüğü kaydeden Kolbaşı, şunları anlatı: “2022’de 17 ülkede toplam 77 milyar dolar dış ticaret açığı verdik.

Henüz açıklanmayan 2023 rakamları daha da fazla olacak. Çin’den ithalatımız 40 milyar dolar. Herkes Çin’e odaklanıyor ama bu bölgeden gelen açığın yarısı da Güney Kore, Japonya, Hindistan gibi ülkelerden kaynaklı. Bölgeye ithalat için giden firmalarımızın artık ihracata da gitmesi gerekiyor.” Kolbaşı, RCEP ülkelerinden Malezya, Singapur ve Güney Kore ile Türkiye’nin serbest ticaret anlaşması bulunduğunu hatırlatarak “Bu üç ülkeye STA ile girmek daha kolay” dedi.

“Pazara girmenin kolay yolu iş birlikleri kurmak”

Sadece ürün satmak değil yatırım için de RCEP bölgesine bakmak gerektiğini dile getiren Murat Kolbaşı, bu bölgede kurulacak işbirlikleriyle pazara daha uygun maliyet ve kolaylıkla ulaşılacağını belirtti. Türk firması Evyap’ın Malezya’da hayata geçirdiği 200 milyon dolarlık yatırımı örnek gösteren Kolbaşı, “O bölgeye doğru, ihracatı arttırıcı ama gıda, ama hizmet, ama farklı konularda oralara doğru gitmesinde büyük bir avantaj var” yorumunu yaptı.

18 ‘uzak ülke’den 10’u RCEP’li

Türkiye’nin Uzak Ülke Stratejisi için belirlediği 18 ülke ABD, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Filipinler, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Japonya, Kanada, Malezya, Meksika, Nijerya, Pakistan, Şili, Tayland ve Vietnam. Bu kapsamda ihracatın artırılması amaçlanan 10 tanesi RCEP ülkesi. Bu ülkeler, Bakanlığın ihracata yönelik devlet destekleri programlarında ilave destek oranı sağladığı “Hedef Ülkeler” listesinde.

Uzakdoğu sadece kafamızda uzak

Türkiye’nin bugüne kadar hep AB, Ortadoğu, son zamanlarda da Amerika’ya odaklandığını söyleyen Murat Kolbaşı, “Yani Asya’da bir türlü topa giremiyoruz. Asya, kafamızda uzak kalıyor. Oysa 8 saat. New York 10 saat. Uzak Batı demiyoruz ama Uzakdoğu diyoruz. Önce kafamızda yaklaştırmalıyız” diye konuştu.

RCEP’e ancak markalı girebiliriz

Kolbaşı, RCEP’e markalı firmaların girmesinin gerekliliğine dikkat çekerek, bu firmaların pazara adapte olup ihracatını büyütebileceğini söyledi. Bölgede 8 şubesi bulunan Mado, LcWaikiki gibi markaları örnek gösteren Kolbaşı, “Bizde marka ihracatı yok menşei ihracatı var. Kayıtlarımızda bile böyle” dedi.

 

Kaynak URL