Çınar, söz konusu oranın en azından önceki seviye olan yüzde 25’e indirilmesi, zaman içinde de tümüyle sıfırlanması çağrısı yaptı.
Merkez Bankası geçen yıl devreye aldığı önlemlerle ihracatçıların döviz gelirlerinin en az yüzde 40’ını rezervine katıyor. Türkiye yılda 250 milyar dolarlık ihracat yapıyor ve bu adım 12 ayda düzenli 100 milyar dolarlık rezerv kazanımı anlamına geliyor.
Merkez Bankası’nın son dönemde rezerv biriktirme adımlarını yakından takip ettiklerini ve olumlu karşıladıklarını belirten Çınar, “Yaz döneminde yabancı turistle birlikte dövizin bollaşmasının elbette rezervlere ve ekonomiye olumlu yansımalarını göreceğiz. Kurlardaki yükseliş de ihracatımıza pozitif katkı sunacak. Ancak yükselen maliyetler nedeniyle fiyat tutturmakta zorlanan ihracatçılarımızın ihracat bedellerinin %40’ını TL’ye çevirme zorunluluğunun önemli bir yük getirdiğini unutmamamız gerekiyor” dedi ve ekledi:
“Bunun acilen esnetilmesi gerekiyor. Bu nedenle söz konusu oranın en azından önceki seviye olan %25’e indirilmesini, zaman içinde de tümüyle sıfırlanmasını öneriyoruz. Mevcut durumun aynen devam etmesi halinde ihracatçılarımız özellikle kur değişimlerini yönetmekte zorlanacaklar.”
Ciddi bir kur maliyeti
Türkiye ihracatının ithal bağımlılığın yüksek olduğunu belirten Çınar, kurların böylesine değişken ve hareketli olduğu dönemlerde ithalat bedelini transfer etmek zorunda kalan ihracatçının yeniden döviz satın alırken üzerine ciddi bir kur maliyeti bindiğine dikkat çekti.
Çınar, “Böyle bir dezavantajın rakip ülkelerde olmadığını düşündüğümüzde, bizim de bir an önce bu konuda geri adım atarak ihracatçılarımızı rahatlatmamız gerekiyor. Ülkemizin büyük ihtiyaç duyduğu dövizi ihracatçılarımız sağlıyor. Dolayısıyla ihracatçılarımızın elini rahatlatacak hamlelerin zaman geçirilmeden atılması büyük önem taşıyor” dedi
