Enerjide arz güvenliğinin anahtarı sürdürülebilir finansmandan geçiyor

Türkiye enerji sektöründe gerçekleştirilen sürdürülebilirlik odaklı projeler ve yeşil yatırımlar ele alınarak, sektörün sürdürülebilir finansmana ulaşımı tartışıldı. İklim Ekonomisi-Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi’nin üçüncü oturumunda Eksim Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Osman Arıoğlu, Lydia Yatırım Holding CEO’su Hüseyin Kaya, Maxxen Kurucu Ortağı Ayhan Şahin, Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ, Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir konuşmacı olarak yer aldı.

OSMAN ARIOĞLU: “Viranşehir’de güneş enerjisi yatırımı yapıyoruz”

Oturumda ilk sözü alan Eksim Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Osman Arıoğlu, holding olarak yenilenebilir enerji üretiminde önemli bir konumda bulunduklarını belirtti. Yaklaşık 735 megavat kurulu güce sahip olduklarını söyleyen Arıoğlu, gıda alanında da faaliyet gösterdiklerini ifade etti ve “Yeşilin, sürdürülebilirliğin temel fonksiyonlarını bünyesinde toplamış bir holdingiz” dedi.

Karbon salınımının engellenmesine, ülkede toplumsal bilincin yükseltilmesine, özellikle tarım arazilerinin bahçe sulama gibi sıkıntılarla heder edilmemesine katkı sağlama konusunda öncü bir rol üstlendiklerini vurgulayan Arıoğlu, şu bilgileri verdi: “735 megavat kurulu gücümüzün yanı sıra Gürcistan’da da yaklaşık 100 megavat elektrik üretimi yapan barajımız var. Şu anda Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde güneş enerjisi yatırımı yapıyoruz. Bu yıl sonuna kadar devreye almayı planlıyoruz. Bir yandan da hem yurt içinde hem yurt dışında rüzgâr ve güneş yatırımlarımız var. Yıllık yaklaşık 1.7 milyar kilovatsaatlik enerji üretimi yapıyoruz. Bunun yanı sıra Güneydoğu’da, özellikle kayıp kaçağın en yüksek olduğu bir bölgede faaliyet gösterdiğimiz için yaklaşık yüzde 80’lerde olan kayıp kaçağı yüzde 40’lara indirmiş durumdayız. Bunu da ekonomik değer olarak belirtecek olursak, ekonomiye bugüne kadar katkımız 135 milyar TL civarında olmuştur. Ayrıca bugüne kadar bölgede enerji hatlarının iyileştirilmesi, kaliteli enerjiye ulaşım anlanında yaklaşık 1 milyar dolar civarında yatırım yaptık.”

HÜSEYİN KAYA: “Sermaye piyasalarından daha fazla pay almamız gerekiyor”

Oturumun ikinci konuşmacısı sağlık, enerji, finans, gayrimenkul ve medya alanlarında faaliyet gösteren Lydia Yatırım Holding’in CEO’su Hüseyin Kaya oldu. Bir süre önce gerçekleşen satın alma ile faaliyet yapısını değiştirerek Lydia Yatırım Holding olarak yollarına devam ettiklerini belirten Kaya, “Lydia Yatırım Holding tam da bu zirvenin konusuna uygun olacak şekilde ilk yatırımlarını hedefliyor. Bu aşamada SPK nezdinde yasal sözleşme değişikliği için izin beklerken, eş zamanlı olarak da enerji projelerine devam ediyor” dedi.

Sürdürülebilir enerji yatırımlarının çevre, gelecek ve dünyamız için “olmazsa olmaz yatırımlar” olduğunun altını çizen Kaya, sürdürülebilirlik ve iklim dendiğinde hiç kimsenin artık “Bu mümkün mü, maliyeti ne kadar?” diyeceği bir durumun olmadığını ifade etti. Pandemi dönemine atıfta bulunan Hüseyin Kaya, “Pandemi döneminde hepimiz evimize kapandığımızda, sağlığımız söz konusu olduğunda paranın bir kıymeti olmadığını gördük. Sürdürülebilirlik de aynı şekilde… Bugün yaptığımız eylemlerin tüm sonuçlarını gelecekte göreceğiz. Onun için bizim, bu kuşağın her şeye karşı sorumluluğu var. Çevreye yapılan her yatırım, ayrı geri dönüşler ve kazanımlar da getiriyor” diye konuştu. Sürdürülebilirliğin finansmanını fonlayacak olan kesimin ya bankalar ya da sermaye piyasaları olduğunu da vurgulayan Kaya, şöyle devam etti: “Hele son yıllarda artan yatırımcı sayısı da düşünüldüğünde yeşil yatırım ve sürdürülebilirlikle ilgili sermaye piyasalarından daha fazla pay almamız gerekir. Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenlemeleri, sermaye piyasası araçları kullanılarak kaynak temin edilmesi noktasında çok önemli. Özellikle yeşil temalı fonlar ve yatırımlar konusundaki fon talepleri ve fon kaynaklarına baktığımızda, iki taraf bir araya getirilebilir.”

AYHAN ŞAHİN: “3 gigavat saat kapasiteli fabrika kurmak istiyoruz”

Batarya enerji depolama teknolojileri alanında enerjiyi daha sürdürülebilir ve verimli bir şekilde kullanmak için çözümler bulmayı hedefleyen bir şirket olan Maxxen’in Kurucu Ortağı Ayhan Şahin, oturumda yaptığı konuşmada sektörden ve şirketin faaliyetlerinden bahsetti. Şahin, Maxxen’in yenilenebilir enerji sektörünün 30 senelik elektrik mühendisliği birikimi ile öncü mühendislik firması Kontek Enerji’nin yüzde 100 iştiraki olduğunu söyledi. Enerjide arz güvenliğini sağlamak için çeşitliliğin olması gerektiğini vurgulayan Şahin, “Ülkemizde yaklaşık 110 bin megavatlık bir kurulu gücümüz var. Bu 110 bin megavatın anlık tüketimi 40 bin megavat. Yani iki buçuk kat bir oranla arz güvenliğini sağlamış durumdayız. Bu çeşitliliği 15 yıldır yenilenebilire doğru çevirmeye çalışıyoruz” dedi. Enerji çeşitliliği açısından yeni bir konu olan batarya alan teknolojilerinin son 15 yıllık bir teknoloji olduğunu ifade eden Şahin, hakimiyetin yüzde 95’e varan oranlarda Çin’de olduğunu aktardı. Bataryanın en büyük avantajının istediğiniz yerde, istediğiniz zaman kullanabilme imkanı olduğunu belirten Şahin, “Enerjinin legosudur batarya, harika bir çözümdür” ifadelerini kullandı. Maxxen olarak Çin’in en büyük üreticilerinden biri ile ortak stratejik anlaşma imzaladıklarını dile getiren Şahin, “Kapasitesi 3 gigavat saat olan bir fabrika kurmayı hedefliyoruz. Üretimin yarısından fazlasını da ihraç etmeyi planlıyoruz. Önce Türkiye’de başarılı olmayı, daha sonra 2026 yılında ya da 2027 yılı başında Almanya’da bir fabrika kurmayı hedefliyoruz. Batarya; önümüzdeki yıllarda yüzlerce gigavat üretim yapılacak ve gelişecek bir alan” diye konuştu.

HALİL DEMİRDAĞ: “ABD’de ilk fabrikamızı kurmak için yer tespiti yaptık”

Oturumun dördüncü konuşmacısı, güneş enerjisi alanında inovatif çözümler sunarak yenilenebilir enerji sektöründe önemli bir rolü bulunan Smart Güneş Teknoloji’nin Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ oldu. Ülkemizde güneş enerji sistemlerinin 2014 yılından itibaren kurulmaya başladığını vurgulayan Demirdağ, sektördeki rekabetin değer mühendisliği, daha iyi ürünler üretmek ve vertikal entegresyon ekseninde şekillendiğini ifade etti. Demirdağ, “Teknoloji değişiyor, beş sene önceki panelleri üreten makineler artık kullanılmıyor. Sürekli olarak kendini yenileyen bir sektörüz” dedi. ABD’nin enflasyonla mücadele kararlılığının içinde yenilenebilir enerji olduğunu vurgulayan Demirdağ, “Enflasyonun düşmesi konusunda ABD, bunu ancak yeşil enerjiyle yaparız diyorsa biz yenilenebilir enerji konusunda bu kadar şanslı bir coğrafyada bulunan bir ülke olarak bunu yapmalıyız” değerlendirmesinde bulundu.

Şu anda Türkiye’de ilk tesislerini kurduklarını, ikinci tesis için avans ödemelerini yaptıklarını ifade eden Halil Demirdağ, şu bilgileri verdi: “Kendi ayak izimizi silip, temiz enerji üreterek kullanmakla yükümlüyüz. Bununla ilgili devam eden bir GES sahamız var. Onun haricinde depolamalı GES’lerde bekliyoruz zaten. Şu ana kadar almış olduğumuz ön lisanslar 900 megavatın üzerinde, onları da yavaş yavaş harekete geçirmeyi planlıyoruz. Yurt dışında bin megavatın üzerinde arazisi alınmış, izinleri devam eden projelerimiz var. Türkiye’de ve yurt dışında projelerimizin toplam tutarı 2 bin 500 megavatı buluyor. ABD, sözünü tutarak 6 Haziran itibarıyla Güney Asya’ya yüzde 280 vergi uygulayacağını açıkladı. Biz de ABD’deki yatırımımız için alt yapımızı hazırladık. Şu anda ilk fabrikamızı kurabilecek yeri tespit etmiş durumdayız.”

TOLGA MURAT ÖZDEMİR: “Güneş enerjisi lisanssız mevzuat sayesinde büyüdü”

Oturumun son konuşmacısı olan Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir, GENSED hakkında bilgi vererek, sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Özdemir, yaklaşık 300’e yakın üyesi olan GENSED’in güneş enerjisi ve enerji depolamanın Türkiye’de gelişimini sağlamak amacıyla faaliyet gösterdiğini söyledi. Türkiye’nin günde 7-8 saat güneşi bol bir ülke olduğunun altını çizen Özdemir, “Mevzuatımız hiç fena değil. 27 değişiklik oldu mevzuatta ama 27’ncisine geldiğimiz zaman artık iyi bir mevzuatımız var” dedi. Türkiye’de güneş enerjisinin lisanssız mevzuatla büyüdüğünü dile getiren Özdemir, “Bugün 15 bin megavatın 13 bin 500’ü lisanssız. Yani tüketime dayalı bir üretim ve dağıtım enerjisi politikası başarılı olmuş” diye konuştu.

Kentsel dönüşüm ne kadar önemli ise enerji dönüşümünün de insanların ve ülkelerin ekonomik gelişimleri için çok önemli olduğunun altını çizen Tolga Murat Özdemir, “Dünyada sürdürülebilirlik ve finansman konusu konuşuluyor. Bu zirve, bu açıdan çok önemli” ifadelerini kullandı. İklim değişikliği yasasının gecikmesi nedeniyle sanayicilerin buradan gelecek yükümlülüklerini yerine getirmekte zorluk yaşayacağını vurgulayan Özdemir, bu konuda EPDK’ya görüş bildirdiklerini aktardı.

Dernek olarak yeşil finansmanın sadece kreditörlerce değil, tabana yayılıp finansmanın tabandan yapılmasını önerdiklerini ifaden eden Özdemir, şunları söyledi: “Enerji üretim kooperatifleri öne çıksın. İkili anlaşmalar verilsin. Bunlara lisans almakta hatta bağlantı izninde de öncelik verilsin. Buradan ürettikleri elektriği satsınlar ama elde ettikleri yeşil sertifikaları da kendi karbon ayak izi hesaplarında kullansınlar.”

Cevaplanan sorular

Eksim, Türkiye’nin enerji sektöründe sürdürülebilirlik ve verimlilik açısından hangi başarı hikayelerine sahiptir?

Eksim’in yenilenebilir enerji projeleri için sürdürülebilir finansman stratejileri nelerdir ve bu stratejileri uygularken karşılaştığı zorluklar hakkında bilgi verebilir misiniz?

Eksim’in Türkiye’nin enerji dönüşümüne ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlama vizyonu nedir?

Maxxen’in batarya enerji depolama teknolojileri alanında sunmayı hedeflediği çözümler nelerdir?

Maxxen, yenilenebilir enerji sektöründeki kesikli enerji kaynaklarının toplam elektrik üretimindeki payının artmasıyla ortaya çıkabilecek stabilizasyon problemlerini dengelemek için nasıl bir strateji izliyorsunuz?

Maxxen’in üreteceği fazla enerjinin depolanması ve şebekeye ihtiyaç duyulduğu zamanlarda verilmesini sağlayan enerji depolama sistemlerinin avantajları nelerdir?

Kontek Enerji’nin kalite güvencesiyle üretilen enerji depolama sistemlerinin, sürdürülebilirlik ve verimlilik açısından sektöre sağlayacağı etkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Smart Güneş Teknolojileri’nin gelecek vizyonu ve sürdürülebilirlik alanındaki rolü hakkında neler söylemek istersiniz?

Kaynak URL