Planın, tarım sektörünü önceleyen yaklaşımının 2030’lu yıllara doğru giderken Türkiye’nin gıda arz güvenliği konusunda güçlü bir altyapı oluşturacağını düşündüklerini aktaran Tiryakioğlu, “Gıdaya ulaşım ve beslenme konusu dünyada önemli bir milli güvenlik konusu haline gelirken, ülkemizin bu yönde güçlü bir strateji geliştirmesini çok olumlu karşılıyoruz” diye konuştu.
“İthalata bağımlılık azalacak”
Tiryakioğlu, raporun tarımın, sanayi sektörüyle etkileşiminde verimlilik artışı ve afet gibi çeşitli risklere karşı dayanıklı üretim yapısına sahip olmasını önceliklendirdiğine dikkati çekerek, “Bizim sektörümüzde doğal kaynakların bilinçli kullanılması tarımın sürdürülebilirliği açısından en öncelikli konulardan biridir. Bu doğrultuda, kaynak yönetimi yanında yeni teknolojiler konusunun da uygulama hedefleri arasına alınması, bu konudaki kararlılığın güçlü bir ifadesi olmuş” görüşünü paylaştı.
Cumhuriyet’in yeni yüzyılında Türkiye’nin her alanda ön sıralarda rekabet edebilme potansiyelini ortaya koyan bu metnin uygulanması aşamasında özel sektör olarak üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını ifade eden Tiryakioğlu, şunları kaydetti: “İthalat bağımlılığını azaltarak kendi topraklarımızı daha bereketli kullanmayı teşvik edecek ve üreticilerimizi destekleyecek her türlü adımda kamu yöneticilerimizle işbirliği içinde olmaya devam edeceğiz. Gıda alanındaki küresel ticari bağlantılarımızla ülkemizi uluslararası bir çekim merkezi olarak yurt dışında da aynı kararlılıkla tanıtacağız. Hedefimiz Türkiye’yi tarımsal üretim ve gıda ticareti konusunda dünyanın sayılı merkezlerinden biri haline getirmek.”
