Olafur Eliasson Senin Beklenmedik Karşılaşman ile İstanbul Modern’de

Olafur Eliasson’un Türkiye’deki ilk sergisi “Senin Beklenmedik Karşılaşman”, 7 Haziran’da İstanbul Modern’de açıldı. Günümüz sanatçılarından Eliasson’un “Senin Beklenmedik Karşılaşman” adlı sergisi, sanatçının 30 yıllık pratiğini izleme imkânı sunarken üretiminin merkezinde yer alan temaları farklı yönleriyle keşfetmeyi sağlıyor.

Ana sponsorluğunu Eczacıbaşı Topluluğu ve Vitra’nın üstlendiği sergide, yeni üretimler de dahil olmak üzere 40’a yakın yapıt yer alıyor. Sanatçının odaklandığı su, ışık, renk, algı, hareket, geometri ve çevre gibi konuların izlenebileceği serginin küratörlüğünü, müzenin küratöryel ekibinden Öykü Özsoy Sağnak, Nilay Dursun ve Ümit Mesci üstleniyor.

Üretimlerinin izleyiciyle karşı karşıya geldiğinde tamamlandığı fikrini her zaman vurgulayan Eliasson, sanatseverlerin aktif katılımını yapıtlarının ana bileşenlerinden biri olarak tanımlıyor. İzleyiciyi dinamik keşif sürecinin bir parçası olmaya davet eden sanatçının farklı bağlam ya da ölçekte sunduğu olgular, yeni deneyimlere dönüşüyor.

İstanbul’la ilk kez 30 yıl önce karşılaştı

1997’de Rosa Martínez küratörlüğünde “Yaşam, Güzellik, Çeviriler/Aktarımlar ve Diğer Güçlükler Üstüne” başlığıyla düzenlenen 5. Uluslararası İstanbul Bienali’ne “Beauty” (Güzelik) adlı yapıtıyla katılan Olafur Eliasson, “Senin Beklenmedik Karşılaşman” sergisiyle İstanbul’a dönmenin heyecan verici olduğunu belirtti. 

Eliasson, “Yaklaşık 30 yıl önce İstanbul’la yaşadığım bu karşılaşma olmasaydı, bugün olduğum sanatçı olmazdım. O nedenle benim için kişisel önemi çok büyük bir şehir olan İstanbul’a dönmek heyecan verici. Deniz trafiği için çok önemli bir bağlantı noktası olan şehrin Boğaziçi üzerindeki eşsiz konumu özellikle ilgimi çekiyor.

Yıllardır sanatımda navigasyon, oryantasyon ve deniz önemli temalar oldu ama İstanbul Modern için yarattığım kalıcı yapıt ve ‘Senin beklenmedik karşılaşman’ başlıklı sergimde bu temaların özel bir anlamı var. Ziyaretçiler, müze içinde vakit geçirip yapıtlar arasındaki yönlerini bulabilir ve daha sonra dikkatlerini dünyanın dört bir yanına giden gemilerin geçtiği dışarıya çevirebilir” dedi.

Müzenin ikinci katındaki Süreli Sergi Salonu’nda yer alan yapıtlar, sanatçının kariyeri boyunca ele aldığı algı, renk, ışık ve geometri konularının yanı sıra dünyadaki güncel tartışmalara olan ilgisini yansıtıyor. Yerleştirmeler, heykeller ve fotoğraflardan meydana gelen “Senin Beklenmedik Karşılaşman”daki çalışmalar, sergi salonunda tematik olarak bir araya getirilmiş olsa da, sanatçının birden fazla konu ve kavrama odaklanan yapıtları, farklı disiplinler arasındaki ilişkileri ve geçirgenlikleri gösteriyor.

Sergi için özel olarak üretilen ve İstanbul Boğazı’nın dönüşen renklerini sergi alanına taşıyan “Günbatımından şafağa, Boğaziçi” adlı yapıt, renk deneyleri ve suluboyalarla devam eden sergi seyrine başlangıç oluşturuyor. İstanbul Modern’in Boğaziçi’yle ilişki kuran mimarisine eklemlenen mekâna özgü çalışması “Günbatımı kaleydoskobu” ise Boğaz’daki hareketi ve manzarayı dönüştürerek sergi salonuna taşıyor.

Yapıt, sergi kapsamında kent ve mekânla kurduğu ilişkiyle özgün bir anlatıya kavuşuyor.Işık ve ışığın doğası da sergideki temalar arasında göze çarpıyor. Eliasson’un yapıtlarında öne çıkan mercekler, yansıtıcı yüzeyler, projeksiyonlar, renkli camlar ve kaleydoskoplar, sanatçının algı, mekân ve geometri üzerine yürüttüğü deneylere olanak tanıyor.

İstanbul Modern’in 20. yılında Eliasson sergisi

 İstanbul Modern’in güncel dönüşümlere işaret eden uluslararası ve kapsamlı çağdaş sanat sergilerine ev sahipliği yapma misyonuna dikkat çeken Oya Eczacıbaşı, “Sanatçının bu kapsamlı sergisini müzemizin yirminci yılında izleyicilerimizle buluşturduğumuz için çok mutluyuz.

Açılışıyla birlikte 1 milyona yakın ziyaretçi ağırlayan ve uluslararası ödüllere layık görülen yeni binamızın merkezindeki ana merdiven için sanatçının ürettiği mekâna özgü yerleştirmesi ‘Senin beklenmedik seyahatin’, ilk günden itibaren müzemizin simgelerinden biri hâline geldi. Eliasson için günümüzün en önemli konularından biri iklim krizi. Sanatçının sergisini 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün hemen ertesinde açmanın da anlamlı olduğunu düşünüyorum” dedi.

Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Atalay Gümrah da, sürdürülebilirliği hem bir iş yaklaşımı hem de bir yaşam tercihi olarak benimsediklerini vurgulayarak, “Çalışmalarında, sürdürülebilirlik ve iklim krizi konularına yer veren, farkındalığımızı artıran Olafur Eliasson’un, izleyiciyi dinamik keşif sürecinin bir parçası haline getirdiği sergisine katkı verdiğimiz için onur duyuyoruz. Eliasson’un 30 yıllık kariyerin den kapsamlı bir seçkiyi göreceğimiz bu sergide sanatçının çevreyle olan ilişkisini de gözlemleyeceğiz” dedi.İstanbul Modern Şef Küratörü Öykü Özsoy Sağnak, Olafur Eliasson’un yapıtlarının izleyicinin dünyayı algılama ve onunla iletişime geçme biçimlerini yeniden düşündüren oyuncu ve büyüleyici bir karakter taşıdığına dikkat çekiyor.

Özsoy Sağnak, “Bu yapıtlarla karşılaştığımızda kendi duyularımızın, hareketlerimizin, çevremizdeki diğer insanların ve sadece gözümüzle algıladıklarımızın ötesindeki gerçekliklerin farkına varırız. Bu sebeple, Olafur Eliasson genellikle yapıtlarına ve sergilerine isim verirken ‘senin’ zamirini kullanır ve yapıtlarını deneyimlerken bizlerin beklenmedik, şaşırtıcı karşılaşmalar yaşamasını hayal eder” dedi.

Sanatın geçerliliğini sorguluyor

Sanatçı Olafur Eliasson’un çalışmaları, sanatın dünya genelindeki anlamını ve geçerliliğini sorguluyor. Eliasson’un yerleştirmeler, resimler, heykeller, fotoğraflar ve filmler içeren geniş kapsamlı sergileri, 1997’den bu yana dünyanın farklı yerlerindeki önemli müzelerde yer aldı. Sanatçı, 2003’te 50. Venedik Bienali’nde Danimarka’yı temsil etti ve aynı yıl Londra’daki Tate Modern’in Turbine Hall alanında “The weather project” adlı yerleştirmesiyle yer aldı.

Eliasson’un kamusal alandakiçalışmaları arasında “The New York City Waterfalls” (2008), “Ice Watch” (2014) ve “Fjordenhus” (2018) gibi çalışmalar bulunuyor. Olafur Eliasson, 2019’da Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İyi Niyet Elçisi seçildi. Sürdürülebilirlik ve küresel ısınma gibi konulara her geçen yıl çalışmalarında daha da önem veren Eliasson ve stüdyosu, bu temalarla ilişkili kavramları sanatsal olarak çözümlemenin ötesinde, yapıt üretimi ve sergi düzenleme süreçlerinde de karbon ayak izini azaltmak için önlemler alıyor.

Kaynak URL