Günay DEMİRBAĞ

Sanat ve sporun buluştuğu proje olarak hayata geçirilen Bir Renk. Bir Tutku. Bir Efsane: Devrim Erbil X Fenerbahçe Koleksiyonu, 1907 Fenerbahçe Derneği ve 1907 Art’ın ortak girişimiyle sanatseverlerle buluştu. Koleksiyon, Fenerbahçe’nin tarihini ve ruhunu sanatın gücüyle yeniden yorumlayarak, kulübün bir spor organizasyonundan öte, yaşayan bir efsane olduğunu vurguluyor. Sanatın çeşitli disiplinlerini bir araya getiren özel çalışmada, 8 yağlı boya tablo, 8 ışıklı enstalasyon, bir mozaik eser yer alırken, 1907 adet limitli seri ipek baskı da hazırlandı. Renko London iş birliğiyle gerçekleştirilen koleksiyonun küratörlüğünü Renk Erbil üstlendi.

Fenerbahçe’nin ruhunu ve tarihini yorumlarken sizi en çok etkileyen unsurlar neler oldu?

Fenerbahçe, sadece bir spor kulübü değil; köklü bir tarih, bir aidiyet duygusu ve nesiller boyu süregelen bir tutku. Benim sanat anlayışım da her zaman mekânların, şehirlerin ve onlarla bütünleşen duyguların izini sürmeye dayalı olmuştur. Fenerbahçe’nin ruhunu yansıtan en önemli unsurlardan biri Kadıköy ve Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nun İstanbul’un siluetindeki özel yeridir. Kadıköy’ün dinamizmi, stadın zamana meydan okuyan duruşu ve Fenerbahçelilerin coşkusu beni en çok etkileyen unsurlar oldu. Bu projede, sadece mekânları değil, aynı zamanda o mekânların içinde bir ömür var olan tutkuyu da sanatımla anlatmak istedim.

“Renkler benim sanatımda çok önemli bir yer tutar”

Sarı ve lacivert, yalnızca bir kulübün renkleri değil, aynı zamanda ışığın ve sonsuzluğun bir birleşimi. Sarı, güneşin enerjisini, umudu ve coşkuyu temsil ederken; lacivert, derinliği, sakinliği ve sürekliliği anlatıyor. Fenerbahçe’nin ruhundaki dinamik, coşku ve sadakat; bu iki temel benim sanat anlayışımla çok örtüşüyor. Eserlerimde, bu iki rengin dansını, İstanbul’un ritmiyle harmanlayarak, izleyicilere hem görsel hem de duygusal bir yolculuk sunmayı hedefledim.

Sanatınızı şehir ve manzara temaları üzerinden tanıyoruz. Bu projede yeni bir anlatım dili geliştirdiniz mi?

Benim sanatımda şehirler, onların siluetleri ve ruhları hep önemli bir yer tutmuştur. Ancak her projede farklı bir anlatım dili ararım çünkü sanatın kendini tekrar etmeden, sürekli tazelenmesi gerektiğine inanırım. Fenerbahçe Koleksiyonu’nda da bu anlayışla hareket ettim. İstanbul’un, özellikle Kadıköy’ün ve Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nun siluetlerini işlerken, sporun dinamizmini ve taraftarın kolektif enerjisini resimlerime katmaya çalıştım. Buna ek olarak, kızım Renk Erbil’in küratörlüğünü üstlendiği projede birlikte yaptığımız ışıklı enstalasyonlar benim resimlerimle dijital sanatın birleşimiyle harika eserler ortaya çıkardı. Bu eserler koleksiyona yeni bir perspektif katarak anlatım dilime farklı bir boyut kattı. Dijital sanat ve ışık enstalasyonlarıyla mekâna ve zamana yayılan bir sanat anlayışı geliştirmek benim için yeni bir keşif oldu.

Spor kulüplerinin sanatla buluşması, sanatın geniş kitlelere ulaşmasını nasıl etkiliyor?

Sanat, duyguları ve kültürel mirası taşıyan en güçlü araçlardan biridir. Spor ise kolektif bir ruhun, aidiyetin ve heyecanın en saf hâllerinden biridir. Bu iki alanın birleşmesi, sanatın hayatın her alanına dokunmasını sağlar. Bu tür projeler sayesinde sanat, sadece belli bir kesime hitap eden bir olgu olmaktan çıkıp, milyonlara ulaşan, herkesin kendinden bir parça bulabileceği bir anlatı hâline gelir. Fenerbahçe gibi köklü bir kulübün sanatla buluşması, kültürel mirasımızın korunmasına ve sanatın daha fazla insana ulaşmasına vesile oluyor. Umuyorum ki bu proje hem Türkiye’de hem de dünyada sanat ve sporun daha fazla iç içe geçmesine öncülük eder.

‘Sanatın renkleri içindeki heyecanı ve coşkuyu fazlasıyla hissediyoruz’

1907 Fenerbahçe Derneği Başkanı ve Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyesi Rıfat Perahya

1907 Fenerbahçe Derneği ve 1907 Art olarak bu sergiyi hayata geçirme fikri nasıl doğdu?

1907 Fenerbahçe Derneği’nin kuruluşu olan 1992’den bu yana yegâne amacı, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün her alanda gelişmesine ve güçlenmesine katkıda bulunmak, kayıtsız şartsız hizmet etmek ve çalışmak, projeler üretmek ve hayata geçirmek olmuştur. Bu doğrultuda, kulübümüze farklı bir perspektiften gelir yaratmak amacıyla; 1907 Fenerbahçe Derneği önderliğinde Fenerbahçe’mizin eşsiz tarihini ve kültürünü sanat ve sporla buluşturarak tanıtmak için yeni bir projeye imza atmak istedik. Ve projenin ilk adımını Devrim Erbil X Fenerbahçe Koleksiyonu ile başlattık.

Devrim Erbil gibi önemli bir sanatçıyla çalışmak nasıl bir deneyimdi? Bu iş birliği sürecini anlatabilir misiniz?

Devrim Hoca, Çağdaş Türk resim sanatının simge isimlerinden birisi, devlet sanatçısı ünvanına sahip ve Fenerbahçeliliğiyle öne çıkan tam bir Cumhuriyet insanı. Ona ve onun eserlerine saygımız sonsuz. Devrim Erbil gibi Türk modern sanatının duayeniyle çalışmak, bizim için hem büyük bir onur hem de ilham verici bir süreçti. Fenerbahçe’nin tarihini, ruhunu ve renklerini sanatla buluşturma fikriyle yola çıktığımızda, bu projeyi yalnızca bir sergi olarak değil, kulübümüzün kültürel mirasını yansıtan kalıcı bir sanat hareketi olarak tasarlamak istedik. İlk etapta, Devrim Erbil’in sanatsal bakış açısının Fenerbahçe’nin hikayesiyle nasıl örtüşebileceği üzerine yoğunlaştık. Kendisinin Fenerbahçe’ye olan sevgisi ve Kadıköy’e duyduğu özel bağ, projeye başlarken güçlü bir motivasyon kaynağı oldu. Yaratıcı süreçte, sanatın farklı disiplinlerini de projeye dahil etmeyi amaçladık. Bu doğrultuda, yağlı boya tablolar, ışıklı enstalasyonlar, mozaik eserler ve limitli seri ipek baskılar gibi farklı teknikler kullanıldı. Devrim Erbil’in sanatıyla Fenerbahçe ruhunu ölümsüzleştirmek bizim için benzersiz bir deneyimdi. Bu iş birliğinin, Fenerbahçe’nin sanatla dünyaya anlatılmasına katkı sağlamasını ve gelecekte farklı sanatçılarla benzer projelere ilham vermesini umuyoruz.

Fenerbahçe gibi köklü bir kulübün tarihini sanat aracılığıyla yorumlamak nasıl bir sorumluluk ve heyecan getirdi?

Fenerbahçe yalnızca bir spor kulübü değil, renkleri, tarihi ve tutkularıyla yaşayan bir efsane, bir miras. Bu mirası sporun dinamizmi ve sanatın zamansızlığıyla buluşturarak, tarihteki yerini almasında rol oynamak çok kıymetli. Fenerbahçe futbol takımı kuruluşundan bu yana, aynı statta oynayan tek takım. Kadıköy bizim evimiz, bizler de bu projeyle evimizi hem sporla hem de Devrim hocamızın fırçasından süzülen bu çok özel koleksiyon sayesinde sanatla buluşturduk. Çok gururluyuz ve sanatın renkleri içindeki heyecanı ve coşkuyu fazlasıyla hissediyoruz.

Koleksiyonun sergi sonrası bir müzede ya da kalıcı bir koleksiyonda yer alma gibi bir planı var mı?

Devrim Erbil X Fenerbahçe Koleksiyonu, özel bir sergi olarak tasarlandı ve koleksiyonun tamamı satışa sunuldu. Bu nedenle, sergi sonrası eserlerin belirli bir müzede veya kalıcı bir koleksiyonda yer alması gibi bir plan bulunmuyor. 

Kaynak URL