ENKA Sanat, Türk tiyatro tarihine damga vuran isimlerin hikâyelerini gelecek kuşaklara aktarmayı amaçladığı belgesel serisine, 2021 yılında hayatını kaybeden usta sanatçı Ferhan Şensoy ile devam ediyor. ENKA Sanat’ın yapım sponsorluğunda hazırlanan belgeselin çekimleri, 1885 yılında Mimar Campanaki tarafından inşa edilen ve 1989’da Ferhan Şensoy tarafından tiyatroya dönüştürülen Ses Tiyatrosu’nda başladı.
Ferhan Şensoy için Ses Tiyatrosu’nun yeri ayrıydı
Sanatçının doğum gününde tiyatroda düzenlenen özel etkinlikte konuşan ENKA Sanat Direktörü Gül Mimaroğlu, izleyicileri 36 yıl öncesine götürerek, Ses Tiyatrosu’nun ilk temsil gecesini Ferhan Şensoy’un kendi kaleminden aktardı.
ENKA Sanat Koordinatörü Murat Ovalı ise, bu özel belgeselin ENKA Sanat & Porte Film iş birliğiyle hayata geçirilen dördüncü proje olduğunu belirtti. Ovalı, Ferhan Şensoy’u, onun yıllarca sahne aldığı Ses Tiyatrosu’nda ve doğum gününde anmanın kendileri için büyük bir anlam taşıdığını ifade etti.
“Bu belgesel en büyük hayallerimden biriydi”
Çekimlerin Ses Tiyatrosu’nda başladığını ifade eden usta yönetmen Selçuk Metin, “bu belgesel benim en büyük hayallerimden biriydi” diyerek başladığı sözlerine şöyle devam etti:
“Ferhan Şensoy’la ilk olarak 2015 yılında Haldun Taner belgeselini çekerken, burada, Ses Tiyatrosu’nda tanıştım. Ardından Metin Akpınar belgeseline başladığımızda yine burada onun görüşlerini almıştım. Ferhan Şensoy’la son yılında belgeselini yapmak için çok sık görüştük. Hatta ENKA Sanat’la birlikte yaptığımız Genco Erkal belgeselinin final çekimlerini Aydın’da yapmıştık. Oradan Bodrum’a Ferhan Şensoy’un yayına geçip sonrasında İstanbul’a dönecektik. Onu aradığımda “sonra yapalım” demişti; fakat sonrasında kısmet olmadı.
Bu tiyatroda olmak çok değerli çünkü İstanbul’da artık böyle bir tiyatro yok. Bir telefon görüşmemizde Ferhan Şensoy “orası benim evim” demişti. Onun hayatına dokunan insanlarla çekimlerimizi bu tiyatronun her yerinde yapmak istiyoruz. ENKA Sanat’a bu hayali gerçekleştirme olanağı sundukları için çok teşekkür ederim. Genç kuşakların onu tanıması çok önemli. Umarım onu en iyi şekilde anlatır ve yansıtırız.”
Ferhan Şensoy’un ailesi adına söz alan kızı Müjgan Ferhan Şensoy ise duygularını şu cümlelerle paylaştı: “Çok heyecanlı ve mutluyuz. Belgeselle ilgili olarak, bu yapım ekibinin babamla daha önce konuşmuş olmaları içimizi rahatlatıyor. Babamın ENKA Sanat’la daha önceki iş birlikleri ve ENKA Sanat’ın daha önce imza attığı belgesellerin kalitesi de ortada… Benim için önemli olan bir başka konu da şimdi üç yaşında olan kızımın büyüdüğünde dedesini bu belgeselle tanıyacak olması. Bu bizi çok heyecanlandırıyor. Tabii ki Ferhan Şensoy’un ürettiğibir sürü eseri var. Onları okuyacak, öğrenecek ama böyle geniş kapsamlı, yakınlarının onu anlattığı bir belgesel olması “Bak işte senin deden buydu” demek için çok anlamlı bir çalışma.”
“Ferhan Şensoy yerelle evrenseli buluşturdu”
Yapımın senaryosunu kaleme alan deneyimli gazeteci ve yazar Zeynep Miraç, “hepimizin entelektüel birikiminde çok izi ve katkısı var.” dediği Ferhan Şensoy’a, “bu belgeselle bir anlamda borcumuzu ödeme ve teşekkür etme fırsatına da sahip olduk. Gönül isterdi ki onun hayatını kendisinden dinleyebilelim ama olmadı. Belgeselde tabii ki bir hayat hikâyesi anlatıyoruz. Bir insanın yaşadığı toplumla o toplumla örtüşen taraflarıyla da anlatıyoruz.
Aslında Ferhan Şensoy tiyatro anlayışıyla ülkede olup bitenleri sıralamış. Onun oyunlarını izleyerek yakın tarihin panoramasını rahatlıkla çıkarabiliriz. “Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı”, “İstanbul’u Satıyorum”, “Şahları da Vururlar” gibi oyunlarıyla hatta sadece oyun isimleriyle bile bir tarih çizelgesi yapabiliriz. Belgeselde onun bilmediğimiz yönlerini ailesinden ve Ortaoyuncular ekibinden dinleyeceğiz. Kendisinden sonraki kuşaklarda nasıl iz bıraktığını izleyeceğiz.
Ferhan Şensoy yerelle evrenseli buluşturabilen bir isimdi. Orta oyun ve meddahı kendine düstur edinip aldığı batılı eğitimle ve kendi zihin dünyasıyla tiyatroyu evrenselle buluşturmayı başarmış biriydi. Onun Türk tiyatrosundaki yerini, etkisini, izlerini ve dünya görüşünü de göreceğiz. Yönetmenimiz Selçuk Metin’e, bu belgeseli hayata geçirmem konusunda yardımcı olduğu için ve ENKA Sanat’a olağanüstü destekleri için çok teşekkür ediyorum.” dedi.