Zühre KURT
Seraf Restaurant’ın şefi Sinem Özler’in sektörün genç kadın şefleriyle birlikte hazırladığı iftar sofrasında, Metro Türkiye kadınların mutfaktaki emeğini ve yaratıcılığını kutladı.
Türk mutfağının nesiller boyunca annelerden kızlarına aktarıldığına vurgu yapan ve bu kadim geçmişin genç kadın şefler tarafından benimsenmesinin önemine dikkat çeken Seraf Restoranları şefi ve ortağı Sinem Özler “Yüzyıllardır yerel mutfağı yaşatan kadınlardan öğrendiklerimiz, bize hem yeni tatlar hem de keşfedilmeyi bekleyen malzemeler kazandırıyor. Geleneksel yemek yapma prensipleri ve teknikleri, bir yemeğin sadece lezzetini değil, aynı zamanda besleyiciliğini ve kültürel anlamını da zenginleştirir. Bu yöntemlerin, geçmişi yaşatmanın ötesinde, sürdürülebilir ve sağlıklı bir mutfak kültürünün devamlılığını destekleyeceğine inanıyoruz. Kadınların birleştirici gücüne tüm dünyanın ihtiyacı var” dedi.
Seraf’ın mutfağına konuk olarak menünün hazırlanmasına emek harcayan genç kadın şefler; Apartıman Yeniköy’den Aslı Yüksel, Muutto’dan Bahar Karadaş, Neolokal’den Elçin Erik, Nicole’den Hale Berna Tüysüz, Seraf’ın kendi mutfağından Gökçe Gündemir ve 35 Yaş Altı 3 Şef Yarışması Jüri Özel Ödülü sahibi Buse Uca Aydın kazandıkları deneyimi, öğrendikleri yeni teknikleri ve tarifleri davetlilere anlatarak tecrübelerini paylaştılar.
“Eşitliği tüm ekosistemizde etki yaratacak şekilde ele alıyoruz”
Metro Türkiye CEO’su David Antunes, “Gastronomi sektöründe fırsat eşitliği çok önemli. Bu doğrultuda kadın girişimci ve kadın kooperatifleri ile çalışıyor, ekosistemimizin en önemli oyuncularından olan işin mutfağındaki kadın şeflerimiz ile iş birliklerini önceliklendiriyoruz” dedi.
Metro Türkiye’nin, yaklaşık 1.400 kadın çalışanı olduğunu ifade eden Metro Türkiye İnsan & Kültür Direktörü Sevda Çetinkaya “Çalışma arkadaşlarımızdan her 3 kişiden birisi kadın ve Yönetim Kurulu üyelerimizin de yüzde 40’ı kadınlardan oluşuyor. En önemli prensiplerden biri ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ inisiyatifimiz altında yer alan ‘Mutfağımızda Eşitlik Var’ kültürel değişim hareketimiz. ‘İşin cinsiyeti yok’ diyoruz. Şef deyince çoğu kişinin zihninde prototip olarak canlanan erkek figürünü birlikte değiştireceğimize, hem mutfağımıza hem de hayatın her alanına eşitliği birlikte getirebileceğimize inanıyoruz” diye konuştu.