Hissede enflasyon korkusu

Hilal SARI

Küresel hisse piyasaları haftaya Haziran 2020’den bu yana en kötü düşüşle başladı. Dipten alımlarla hisse piyasalarında salı günü bir toparlanma görülse de, enflasyon, büyüme, ABD Merkez Bankası’nın bilançosunu küçültmesi ve faizleri artırıyor olması hisse piyasalarına gölge etmeye devam edecek. Birçok analiste göre enflasyonla mücadele etmesi gerektiği için “bu sefer piyasaları Fed de kurtarmayacak”. Fed de hafta başında yılda iki kez yayınladığı finansal istikrar raporunda “Faiz oranlarında keskin bir artış volatiliteyi artırabilir, piyasada likidite darboğazına ve riskli varlıkların fiyatlarında büyük bir düzeltmeye yol açabilir” dedi. Enflasyon ve sıkılaşma döngüsü ABD Hazine tahvili gibi sabit getirili varlıklarda getiriyi yükseltiyor (fiyatları düşürüyor) ve hisse piyasalarında sert düşüşler getiriyor. Analistlere göre yükselen enflasyonla mücadele için para politikasının sıkılaşması ve likiditenin azalması riskli varlıklardan kaçışa neden oluyor. Savaşın sürdüğü, Çin’in karantinalarıyla ticaret zincirlerinin sıkıştığı ve emtia fiyatlarında volatilitenin devam ettiği bir ortamda doların güçlü seyrini korumasıyla hisse piyasalarında düzeltmelerin devam etmesi bekleniyor. Öte yandan enerji hisselerindeki yükselişler de sürebilir.

Fed’in faizleri 50 baz puan artırdığı ve likidite sorunları öngördüğü toplantısının ardından gelen riskten kaçış dalgasında, Bitcoin kısa bir süre için 30 bin doların da altına inerken, dolar endeksi 103-104 bandında 20 yılın zirvesindeki seyrini koruyor. Temmuz 2021 sonunda yüzde 0,51 düzeyinde olan 10 yıllık ABD Hazine tahvili getirisi hafta başında yüzde 3,20 ile Kasım 2018’den bu yana en yüksek düzeyi gördü. FTSE All-World hisse endeksi hafta başında yüzde 3 düşüşle bir yıldan fazla bir sürenin en düşüğüne geriledi. Tüm dünyada hisse piyasaları için gösterge olarak kabul edilen S&P 500 endeksi yüzde 3,2 kayıpla kapanırken, teknoloji odaklı Nasdaq bileşik endeksi ise yüzde 4,3 eridi. Nasdaq’da 19 Kasım zirvesinden bu yana düşüş yüzde 24,4. S&P 500 ise 3 Ocak rekorundan yüzde 14 düşmüş durumda. Şirket gelir beklentileri de düşüşte. S&P 500 fiyat/kazanç oranı 3 Ocak’tan bu yana 21,5’ten 17,5’e geriledi.

“10 yıllıkta faiz daha da yükselecek”

Şangay’dan Hong Kong’a, Frankfurt ve Londra’dan New York’a tüm piyasalarda görülen sert satış dalgası hakkında CNBC’ye konuşan Richard Bernstein Advisors’dan Michael Contopoulos, “Tüm bu dört etken (enflasyon, büyüme, Fed’in bilanço küçültmesi ve faiz oranlarını yükseltmesi) ABD’de tahvil getirilerinin çok daha yükselebileceğine işaret ediyor. Yüzde 3 çok makul bir düzey, buradan çok daha yükselebileceğini düşünüyoruz” diyor.

“Altın hala önemli bir hedge”

Saxo Bank analisti Ole Hansen Mart ayında 2.000 dolarla gördüğü zirveden yüzde 10 düşen altın için “Hala olası bir politika hatasına karşı önemli bir hedge olmaya devam ediyor” diyor. Hansen’e göre 1,850 dolar/ ons düzeyi bazı yatırımcılar için bir dip alım fırsatı olarak görüldü. Öte yandan Fed’in faiz artışları altının cazibesini azaltmaya devam ediyor.

Doların gözü enflasyon verilerinde

Doların ve hisse piyasalarının seyrinde önemli bir etkisi olması beklenen ABD (ve Almanya) nisan enflasyon verileri çarşamba günü açıklanıyor. Fed’in yakından takip ettiği TÜFE martta yüzde 8,5’le 40 yılın zirvesine çıkmıştı ve nisanda yüzde 8,1’e gerilemesi bekleniyor. Yukarı yönlü bir sürpriz doları ve tahvil getirilerini yükselterek, hisselerde yeni bir satış dalgası getirebilir. Almanya için ise harmonize TÜFE’nin marttaki yüzde 7,8 düzeyinden değişmemesi bekleniyor. Ukrayna savaşının Euro Bölgesi’ni ABD’den daha fazla etkilemesi euro/dolar paritesini de 5 yılın en düşük düzeylerine sıkıştırmış durumda. Parite salı günü 1,055 civarında seyretti.

Kaynak URL