Doğal ve korunaklı körfezi ile ilk çağlardan bu yana uygarlığın beşiği olan İzmir, bir liman kenti olarak her çağda Akdeniz’de sosyal ve ticari yaşamı şekillendirdi. Doğu Akdeniz’in bu en önemli liman şehrinin kültürlerin ve malların buluştuğu bir kavşak oldu. Ticaret şehrinden ihracat ve imalat şehrine doğru evrilen İzmir, deniz ticaretindeki her yeni gelişmeyle beraber büyümesini sürdürdü.
Bereketli ovalarında yetişen tarım ürünlerinin yarattığı ticari zenginliği ile Avrupalı tüccarları akın ettiği İzmir ve Ege Bölgesi, ulaşım ağları ve limanı sayesinde hep uluslararası pazarların ilgisini çekti. Birinci Dünya Savaşı sonrası emperyalist güçlerin İzmir’i işgalinin nedeni bu zenginliği ele geçirmekti. İşgalciler tarafından yakılan kent, kısa süre içinde küllerinden doğmayı ve Cumhuriyetin kalkınmasında önemli rol oynamayı başardı. Cumhuriyet kurulmadan önce Türkiye’nin iktisat politikalarının temeli İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlarla atıldı.
Ülkenin geleceğine yön veren siyasi ve ekonomik kararlarda her zaman bölgemizin ağırlığı oldu. İzmir Enternasyonal Fuarı gibi uluslararası bir organizasyon, Türkiye’nin köklü sanayi kuruluşları ve köklü markaları bu topraklardan doğdu. İzmir’in bir liman şehrinden limanlar şehrine dönüşerek, Türkiye’nin iktisadi gelişiminde lokomotif olmaya devam edecek.
DNA’mızda ticaret, üretim ve denizcilik var. İzmir’i limansız düşünemeyiz. Şehrimiz, ticaret ve sanayideki güçlü altyapısı, limanları ve lojistik ağıyla stratejik konuma sahip. Ülkemiz, yeni bir yüzyıla adım atarken, Ege Bölgesi’nin lojistik gücü büyük fırsat sunacak. Bu fırsatı denizyollarını daha etkin kullanarak avantaja dönüştürebiliriz. 9 Eylül’de İzmir’in kurtuluşunun 101’inci yılını kutlarken, İzmir’in yeni yüzyılında kalkınmanın denizlerden geçtiğinin bilincinde olan biz denizciler, bölgemiz ve ülkemiz denizciliği için çalışmaya devam edeceğiz. Bize zaferi armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, şehitlerimize minnettarız.
