Recep Şenyurt
Adana Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Şahin Bilgiç, tarım sektörünün geleceği ve Türkiye’nin gıda güvenliği konusunda DÜNYA’ya açıklamalarda bulundu. Bilgiç, tarım arazilerinin korunması, çiftçinin desteklenmesi ve yerli üretimin artırılması gerektiğini vurgulayarak, Adana Ticaret Borsası’nın bu süreçteki rolünü anlattı.
ATB’nin 1913 yılında kurulan ve Türkiye’nin en köklü borsalarından biri olduğunu anımsatan Şahin Bilgiç, bölgenin tarımsal ticaretine katkı sağlamaya devam ettiklerini, son yıllarda iklim değişikliğinden kaynaklı sorunlarla karşılaşıldığını aktardı.
Bilgiç, iklim değişikliğinin tüm dünyada olduğu gibi Çukurova Bölgesi’ni de olumsuz etkilediğini belirterek, “Artık yağışlar azalıyor ve su kaynaklarımız tükeniyor. Gelecekte içme suyu sıkıntısı bile yaşayabiliriz. Bu nedenle basınçlı sulama sistemlerine geçmek zorundayız” dedi. Bilgiç, vahşi sulama yöntemleriyle toprağın verimliliğinin düştüğünü ve su kaybının arttığını ifade ederek, “Basınçlı sulama sistemleriyle su kullanımını yüzde 70 dolayında azaltabiliriz. Bu sayede hem su tasarrufu sağlayacak hem de tarımsal verimliliği artıracağız” diye konuştu.
Adana Ticaret Borsası olarak Tarım Bakanlığı ile yapılan görüşmelerde, basınçlı sulama projesinin 2025 yılında hayata geçirilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirten Bilgiç, bu projenin, Çukurova’nın tarımsal potansiyelini artıracağını ve üreticilerin refahını yükselteceğini bildirdi. Projenin 2028 yılına kadar tamamlanmasını beklediklerini aktaran Bilgiç, projenin maliyetinin 80-100 milyar TL arasında olduğunu ve bunun kademeli olarak hayata geçirilmesini istediklerini dile getirdi.
“Katma değerli tarım ürünlerine geçiş zamanı”
Tarımsal ihracatta katma değerli ürünlere yönelmenin önemine değinen Şahin Bilgiç, “Adana, tarımsal ihracatta Türkiye’nin önde gelen illerinden biri. Ancak ihracatımızı daha da artırmak için katma değerli ürünlere yönelmeliyiz. Şu anda 3 milyar dolar olan ihracatımızda tarımsal ihracatın payını artırmak istiyoruz.” dedi. Tropikal meyveler gibi yüksek katma değerli ürünlerin bölgede yetiştirilmesinin önemine dikkat çeken Bilgiç, bu ürünlerin üretimini artırarak hem iç piyasaya hem de ihracata yönelik ciddi bir potansiyel oluşturabileceğine dikkat çekti.
Tarımda planlı üretimin şart olduğunu anlatan geçmişte karpuz, patates, soğan gibi ürünlerin plansız üretim sebebiyle tarlada kaldığını vurgulayan Şahin Bilgiç, “Artık Türkiye’nin ihtiyaçlarını ve ihracat potansiyelini göz önünde bulundurarak üretim yapmalıyız” dedi. Bilgiç, 2025 yılında başlayacak tarımsal planlama çalışmalarının bu sorunları ortadan kaldıracağını ifade etti.
Adana’da faaliyete geçecek olan Sera OSB ve Su Ürünleri OSB’nin bölgenin tarımsal potansiyelini artıracağını belirten Bilgiç, “Karataş’ta kurulan Sera OSB, topraksız tarım ve modern tarım teknikleriyle üretim yapacak. Bu projeler, bölgenin ekonomisine büyük katkı sağlayacak” dedi.
“Kendine yetebilen bir ülke olmak zorundayız”
Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, tarım sektörünün stratejik önemine dikkat çekerek, Türkiye’nin gıda ve tarım alanında dışa bağımlılıktan kurtulması için yerli üretimin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Bilgiç, özellikle soya ve pamuk gibi ürünlerde ithalatın azaltılması ve çiftçinin kazançlı hale getirilmesi için tarımsal desteklerin artırılması gerektiğini belirtti.
Pandemi döneminde gıdanın hayati öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade eden Bilgiç, “Pandemide insanlar sadece temel ihtiyaçlarına odaklandı. Su, gıda ve beslenme ön plana çıktı. Bu süreç, gıda güvenliğinin ne kadar kritik olduğunu gösterdi. Türkiye olarak tarımda kendi kendine yetebilen bir ülke olmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
Çukurova Bölgesi’nin Türkiye’nin tarım üssü olduğunu ve sadece Adana’yı değil, tüm ülkeyi besleyebilecek potansiyele sahip olduğunu anlatan Şahin Bilgiç, bu bölgenin, tarımsal ihracatta büyük katkı sağlayabildiğini, ancak bunun için hükümetin tarımsal destekleri artırması ve stratejik ürünlere odaklanmasının gerektiğine vurgu yaptı.
“Destek olmazsa çiftçi üretimden vazgeçer”
Tarımsal desteklerin süreklilik arz etmesi gerektiğini vurgulayan Bilgiç, şunları kaydetti: “Tarımda bir yıl destek verip, ertesi yıl vermezseniz, çiftçi üretimden vazgeçer. Köylerde artık çiftçilik yapan neredeyse kimse kalmadı. Gençler asgari ücretle şehirde çalışmayı tercih ediyor. Bu durumu tersine çevirmek için hem tarımsal destekler hem de köyde yaşamı cazip hale getirecek projeler hayata geçirilmeli.”
Tarım arazilerinin imara açılmasına kesinlikle karşı olduğunu belirten Bilgiç, “Bu toprakları bir kez betonlaştırdığınızda geri dönüşü yok. Verimsiz arazilerde yerleşim alanları oluşturulabilir, ancak tarım arazileri korunmalı. Gelecek nesiller bu topraklardan beslenecek. Bugün topraklarımızı betona boğarsak, yarın çocuklarımız bize hesap sorar” dedi.
“2025-2027’de tarımda dönüşüm yaşanacak”
Adana Ticaret Borsası’nın Türkiye’nin en önemli tarım borsalarından biri olduğunu belirten Bilgiç, “2023 yılında 25 milyar TL işlem hacmi hedefi koymuştuk, ancak bunu katlayarak 70 milyar TL’ye ulaştık. 2025 yılında 100 milyar TL işlem hacmine ulaşmayı hedefliyoruz. Borsamız sadece Adana’yı değil, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki ürünleri de kapsıyor. Pamuk, mısır, soya gibi ürünler burada işlem görüyor” diye konuştu.
Borsada uygulanan elektronik ürün senetleri sistemi sayesinde çiftçilerin artık alacakları konusunda endişe duymadığını belirten Bilgiç, ürününü satan çiftçinin parasını gün içinde saat 16.00’ya kadar hesabında gördüğünü, bu sistemin tarım ticaretini güvenli ve şeffaf hale getirdiğini bildirdi. Bilgiç, 2025-2027 yılları arasında tarım sektöründe büyük bir dönüşüm yaşanacağına inandığını belirterek, sulama projeleri ve tarımsal desteklerle Çukurova’nın potansiyelini daha da artıracaklarını, Türkiye’nin tarımda kendi kendine yeten bir ülke olması için ellerinden geleni yapacaklarını sözlerine ekledi.
“Soya ve pamuk üretiminde dışa bağımlıyız”
Türkiye’nin soya üretiminde ciddi bir dışa bağımlılık yaşadığını ifade eden Bilgiç, “Şu anda 3 milyon ton soya kullanımımız var, ancak bunun sadece 150 bin tonunu üretebiliyoruz. Yani yüzde 95 oranında dışa bağımlıyız. Adana, soya üretiminde önemli bir merkez, ancak çiftçi para kazanamadığı için bu ürünü ekmekten kaçınıyor. Destekler artırılırsa, soya üretimini 500 bin tona çıkarabiliriz” dedi. Türkiye’nin yağlı tohumlarda ithalata milyarlarca dolar ödediğini dile getiren Şahin Bilgiç, “Sadece pamuk ve soya için 2,5 – 3 milyar dolar civarında bir ithalatımız var. Bu ithalat yerine çiftçimize destek verilse hem paramız yurt dışına gitmemiş olur hem de ülkemizin kaynaklarını değerlendirmiş oluruz” diye konuştu.