İklim değişikliği ile mücadelede kritik öneme sahip olan Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) hazırlıkları öncesi değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, “Fiyatlandırma politikalarının etkin tasarlanması ve elde edilecek gelirin mutlaka iklim değişikliği ile mücadeleye yönlendirilmesi gerekiyor” dedi.
Çevre Komisyonu tarafından kabul edilen İklim Kanunu Teklifi, hazırlıkları 2015’ten bu yana devam eden Emisyon Ticaret Sistemi’ni de (ETS) düzenliyor. Ancak uzmanlar metindeki eksiklikler nedeniyle kanun, iklim değişikliği ile mücadeleyi değil, ETS’den elde edilecek geliri hedeflediğine dair eleştiriler doğurduğunu söyledi.
Tasarlanan bir ETS’nin, Türkiye’nin iklim politikalarında önemli rol oynayabileceğini belirten Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, “Bunun için fiyatlandırma politikalarının etkin tasarlanması ve elde edilecek gelirin mutlaka iklim değişikliği ile mücadeleye yönlendirilmesi gerekiyor” dedi. Dünyadaki gelişmelere bakıldığında elzem haline gelen bir politika aracına olumsuz yaklaşmak yerine, etkinliğini nasıl artırabileceğinin tartışılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Uyduranoğlu, “Bunun için ise en başta, ETS’ye bir kazanç aracı olarak bakmamak ve elde edilen gelirleri yalnızca iklim değişikliği ile ilintili azaltım ve uyum projelerine aktarmak önem taşıyor” diye ekledi.
ETS’ye yönelik önyargılar var
Emisyon Ticaret Sistemi’nin, sera gazı emisyonlarını zaman içinde azaltarak sıfır karbon ekonomisine geçişte kullanılabilecek en etkili araçlardan biri olduğuna dikkat çeken Uyduranoğlu, “ETS’nin en güçlü yanları, maliyet etkin bir araç olması ve sera gazı azaltım miktarını baştan garanti etmesi.
ETS ile ülkenin azaltım hedefine göre tahsisatlar dağıtılıyor. Mesela sera gazı emisyonlarında yüzde 10 azaltım hedefi konmuş ise, tahsisatlar da bu hedefe göre dağıtılıyor. Sera gazı emisyonlarını azaltmakla yükümlü tutulan işletmeler, zorunlu karbon piyasalarında, karbon kredilerinin ticaretini yapma hakkına sahip oluyorlar. Nihayetinde, belirlenen sürenin sonunda, konulan azaltım hedefine de ulaşılmış olunuyor” örneğini verdi.
Çevreyi korumak için uygulanabilecek fiyatlandırma politikalarına yönelik bu önyargının, yalnızca Türkiye’de olmadığını belirten Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, “Dünya genelinde de mevcut. Fakat aslında önemli olan, fiyatlandırma politikalarını, etkin olacakları şekilde tasarlayabilmek” ifadelerinde bulundu.
İşlem masrafları düşüp gelirler, iklim değişikliği ile mücadeleye yönlendirilmeli
ETS’den elde edilecek gelirin nasıl kullanılacağı da, iklim değişikliği ile mücadelede ne denli etkili bir rol oynayabileceğini belirlemede önemli rol oynadığını belirten Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, “EPİAŞ’ın işletim masrafları düşüldükten sonra, gelirin tamamı, İklim Değişikliği Başkanlığı’nın kullanımına ayrılabilirdi” eleştirisinde bulundu.
Sistemin faydası olgunlaştıktan sonra gelecek
Dünya genelinde uygulanan ETS’lerin, ancak belirli bir olgunluğa eriştikten sonra emisyon azaltımında etkili olduğunun gözlemlendiğini belirten Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, “Özellikle Avrupa Birliği’ndeki, dünyanın ilk uluslararası ETS’si olan uygulamaya baktığımızda, 2005-2007 yılları arasındaki pilot dönemin etkili olmadığını görüyoruz.Bunun farklı nedenleri var, ancak en önemlisi, tahsisatların, işletmelerin geçmiş yıllarda neden oldukları emisyonlar esas alınarak dağıtılmış olması” dedi.