Enerjisa Enerji, 2018 yılın­dan bu yana yenilenebilir enerji ve enerji verimlili­ği uygulamalarını bir çatı altın­da birleştirdiği ‘İşimin Enerjisi’ projeleri ile güneş enerjisinden enerji verimliliği uygulamala­rına, rüzgâr enerjisinden koje­nerasyona geniş bir yelpazedeki uçtan uca çözümlerini, kamu ku­rumları ve özel sektör işletmele­rinin hizmetine sunuyor.

Enerji­sa Enerji’nin Enerji Performans Sözleşmesi (EPS) modeli saye­sinde işletmeler yeşil dönüşüm­leri için finansman bulmak zo­runda kalmıyor, insan kaynağı ayırmıyor ve performans takibi yapmıyor. Profesyonel ekipleri­nin fizibilite çalışmalarını ger­çekleştirmesinden sonra tüm izin ve kurulum süreçlerini üst­lendiği, sözleşme süresi boyunca performans takibi ile bakım ve onarım hizmeti vermeyi de sür­dürdüğü bu projelerin verimli bir şekilde çalışmasını taahhüt ediyor.

86 bin hane gücünü güneşten alıyor

Şirket, sözleşmesi imzalanan ve 2024 yılında tamamlanarak devreye alınan GES projeleriyle birlikte, İşimin Enerjisi ilk gü­nünden bu yana toplamda 102,4 MWp kurulu güce ulaşmış ola­cak. Yıllık yaklaşık 152 bin MWh elektrik üretimine denk gelen bu kurulu güç, 86 bin hanenin yıl­lık enerji tüketimine eşdeğer durumda. Fosil yakıtlardan te­miz enerjiye geçişin insan sağlı­ğı ve gezegen üzerindeki olumlu etkilerinin altını çizen Enerjisa Enerji, yılda 95 bin ton karbon salımının havayı kirletmesine de engel oluyor.

Türkiye’nin geleceği yenilenebilir enerjide

Türkiye’nin ve Birleşmiş Mil­letler’in karbon sıfır yolculuğun­da en büyük katkıyı yenilenebilir enerji yatırımları sunacak. G20 ülkeleri arasında yenilenebilir enerjide 7’nci sırayı alan Tür­kiye, potansiyelini daha verim­li kullanabilmek için 2030’a ka­dar yatırımlarını hızlandırıyor. Enerjisa Enerji gibi Türkiye’nin hedeflerine katkı sunmaya ça­lışan özel sektör oyuncularının yatırımları sayesinde 2000 yı­lında toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payı yüz­de 25 iken şimdi yüzde 50 seviye­sine yaklaşmış durumda.

“Rekabet gücümüz artmalı”

Türkiye’nin cari açık proble­mine çözüm olacak pozitif ayrış­manın ilk şartının yenilenebilir enerjide rekabet gücünü artır­ması gerekliliği olduğunun altı­nı çizen Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, “Türkiye, toplam enerji üretiminde yenilenebi­lir enerjinin payını, sadece iklim krizine çare olmak motivasyonu ile büyütmüyor.

Son 23 yılda 950 milyar doları enerji ithalatına harcayan Türkiye’nin, dış ticaret açığına çözüm üretmesi, toplam cari açığın 1,5 katına ulaşmış bu problemin çözülmesi gerekiyor” dedi. Türkiye’nin yenilenebilir enerji tarafında net taahhütleri ve hedefleri olduğunu dile getiren Pınar, Yenilenebilir Enerji 2035 Yol Haritası’nın Bakanlık tarafın­dan ilanından sonra, yatırımların daha net bir şekilde konuşuldu­ğunu belirtti.

“Her yıl en az 7 bin 500-8 bin MW kurulu güç devreye alınmalı”

 Bugünü dörde katlamak ve 120 bin MW’lık bir toplam kurulu güce sahip olabilmek için Türkiye’nin her yıl en az 7 bin 500- 8 bin MW kurulu gücü devreye alması gerektiğini söyleyen Enerjisa CEO’su Murat Pınar, “Rekabet gücümüzü en çok etkileyen negatif faktörü, içinde bulunduğumuz coğrafyanın güneş ve rüzgâr enerjisinden yararlanma konusundaki avantajıyla tersine çevirebilirsek, Türkiye net pozitif ayrışan bir ülke olabilecek.

Nitelikli istihdam ve yeşil büyüme üzerinden kaliteli ve sürdürülebilir bir büyüme fırsatını da yakalamış olacağız” şeklinde konuştu. Türkiye’nin enerji dönüşümünde itici güç olmayı sürdüreceklerini ifade eden Pınar, “2025 yılında da “İşimin Enerjisi” yatırımlarına hız kazandırarak şebeke altyapı yatırımlarında olduğu gibi yenilenebilir enerji yatırımlarında da ayrışacak, ‘herkes için daha iyi bir gelecek’ adına sürdürülebilir çevresel, ekonomik ve sosyal bir fayda yaratacağız” dedi.

Kaynak URL