Lastikler atık değil, 'âtıl kaynak'

Maruf BUZCUGİL / Mehmet KAYA

Gelişen teknoloji ile bir dönemin, ne yapılacağı bilinemeyen ve hatta çöplüklere bile kabul edilmeyen kullanılmış taşıt lastikleri önemli bir sanayi ve enerji kaynağı haline geldi. Bu lastiklerin geri kazanım ile işlenmesi sonucu, pirolitik yakıt, karbon siyahı, çelik ve yakılabilir gaz elde ediliyor. Pirolitik yakıt yeşil enerji üretiminde, yakılabilir gaz işleme sırasında ısı ihtiyacı için kullanılırken, karbon siyahı ve çelik tel de endüstriye satılıyor. Üretilen elektrik yeşil kapsamında olduğu ve geri dönüşüm ile negatif karbon üretimi sağlandığı için süreç ülkenin toplam karbon salımını aşağı çekiyor.

Elektrik üreten firmaların lisansı, sadece atık taşıt lastiklerin geri kazanılmasıyla elde edilen yakıtı kullanabilecek şekilde verildi. Alternatif yakıt kullanmaları yasak. Bu çevreci elektrik üretimi yatırımlarının yıllık kapasitesi 106 MW’a ulaşmasına karşılık, sektörün en önemli sorunu teknik adı “Ömrünü Tüketmiş Lastik-ÖTL” olan, kullanılmış taşıt lastiği bulunamaması. Proses sonucunda neredeyse hiç atık üretmeden geri kazanım ve enerji üreten bu sektörün önde gelen temsilcileri Ankara Sohbetleri’nde DÜNYA Ankara Temsilcisi Maruf Buzcugil’in sorularını yanıtladı.

DERYAL: YAKIT FİYATLARI YÜKSELİNCE ENDÜSTRİLER İÇİN CAZİP HALE GELDİ

■ Geri kazanım, yeşil dönüşüm, iklim değişikliği dünya ve Türkiye’nin önemli gündemi, sektörünüz bu alana nasıl katkı veriyor?

Ankara Ticaret Odası Meclis Başkanı-İlkim Geri Dönüşüm Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Deryal: Bizim düne kadar atık, tehlikeli, çevreyi kirleten, çöp dediğimiz atıklar günümüzde hammadde, sanayi girdisi oldu. Çöplüklerde enerji üretiliyor, hayvansal atıklardan enerji-gübre üretiliyor. Plastik ve lastiklerde de geri kazanım çok önemli. Ülkemizde Ömrünü Tamamlamış Lastikler (ÖTL) geri kazanılarak enerji üretimi yatırımını devletimiz YEKDEM kapsamında teşvik etti. Bazı yatırımlar tamamlandı, devam edenler de var. Şu anda 106 MW elektrik üretim kapasitesi oluştu.

Kritik unsur şu, bizim yatırımlarımızın kullanabildiği tek hammadde atık lastikler. Bu lastikler geri kazanılarak elde edilen ürünlerden biri olan pirolitik yakıt kullanılarak elektrik üretiliyor. Atık lastik çevreyi kirleten bir ürün ama bizim için kıymetli bir hammadde. Yeni gelişen bir sektör, çok bilinmiyor. Bizim teknoloji ve sektör ortaya çıkmadan atık lastiklere yönelik mevzuatımız oluşmuş. Çabamız herkese bunu daha iyi anlatabilmek. Hammadde yani atık lastik temininde zorluklar yaşıyoruz. İki sebebi var. Birincisi kanunen yüzde 80’i toplanması gereken ÖTL’ler yeterli oranda toplanamıyor. İkincisi ise toplananların büyük kısmı maalesef çeşitli sanayi kuruluşlarında yakmaya gidiyor. Çünkü bütün alternatif yakıtların fiyatı yükseldi, bu tür endüstriler için cazip hale geldi. Yakmak böyle bir kaynağı değerlendirmenin en kötü yolu. O nedenle lastikler atık değildir, âtıl, değerlendirilemeyen bir kaynaktır diyoruz. Sorun kritik, lastik temin edemediği için üretimi durduran firmalar var.

GÜDÜ: GÜNEŞTEN 4 KAT DAHA FAZLA ENERJİ ÜRETİYOR

Laska Yönetim Kurulu Başkan Onur Güdü: Atıktan elektrik üretimi, istikrarlı, arz güvenliği sağlayan bir yandan da yenilenebilir-yeşil niteliklidir. 24 saatte ürettiğimiz elektriği baz alırsak, bir güneş enerjisi santralinden 4 kat daha fazla enerji üretiyoruz. Atık değil, atıl kaynak dememizin nedeni bu. Değeri olup da değeri bilinmeyene atıl denilir. Elimizin altında bir altın külçe var ve onu ziynet yapacağımıza, tuğla olarak kullanıyoruz. Avustralya lastik ihracını yasakladı. Hollandalı bir büyük banka bu alana 100 milyon pound yatırım yapıyor. ABD ve İsveç’te büyük lastik üreticisi firmalar ortaklıklarla bu sektöre giriyor. Türkiye’de büyük fırsat var.

“BİR BİRİM ATIK LASTİK, 2,5 BİRİM KARBON AZALTIMI SAĞLIYOR”

En önemli unsurlardan biri, işlediğimiz her bir birim ürün ile 2,5 birim karbon azaltımı sağlıyoruz. Avrupa’da 2018’de bizim de katıldığımız toplantılarla sektörün önemi kavrandı ve dünyayı değiştirecek sektörler arasına alındı. Biyokütle sınıfında çıkarılıp ayrı bir kaleme alındı. Biz üretilen ürüne pirolitik yakıt diyoruz ama Avrupa, ABD’de “sustainable product” (sürdürülebilir ürün) olarak satılıyor.

BOZKURT: LASTİK GERİ KAZANIMINDA YAKMA İŞLEMİ YOK

Rüyam Enerji Kurucu Ortağı İbrahim Bozkurt: Elektrik şimdi de gelecekte de ihtiyaç. Doğayı tahrip etmeden enerji ihtiyacımızı karşılayacağız. Yenilenebilir enerji kaynakları içinde en sağlıklılardan biri lastikten elektrik üretimi. Tek şartı var hammadde sağlamak. Bir diğer önemli konu, işlemlerimizin yakmak olduğu zannedilir. Asla yakma değildir, ısıyla ayrıştırma işlemidir. Suyun hidrojen ve oksijenini ayırmak gibi düşünün. Aslında Avrupa’da bizim işlemimiz kimyasal geri dönüşüm diye geçiyor ama Türkiye’de mevzuatta hala termal işlem. Sorunun kökeninde, bu teknoloji yokken başka etkilerle tarifler, mevzuat oluşmuş. Çimento fabrikası ile aynı gibi görülüyoruz.

DELİKAN: TEK EMİSYON BACADAN ÇIKAN BUHAR

SNS Enerji Genel Müdürü Sami Delikan: Elektrik ise bizim şu anda ülkemizin öncelikli ihtiyacı, yarın daha da öncelikli olacak. Biz burada tehlike listesindeki ÖTL’leri, ihtiyaç listesinin en üstündeki elektrik enerjisine çeviriyoruz. Bu ülke, çevre, dünya adına faydalı bir hizmet. Bu sektör yeni yeni oturduğu için yeterli mevzuat da oluşmadı. Birtakım altyapı eksikliğinden, belki de ilgililer tarafından yeterince irdelenmediğinden sorunlarımız var.

Geri kazanımda yakma olmadığı konusu önemli. İşlem şöyle, yüksek ısıyla bağları kırıyoruz, dış yakıtı durdurup, çıkan gazla ısıtma işlemine devam ediyoruz. Yanma olmadan karbon bağları kırılıyor. Çıkan gazı singaz haline getirip proseste kullanıyoruz. Bütün işlemin sonunda kalan çelik tel ve karbon tozu. Her ikisini de endüstriye satıyoruz. Bütün işlerin tek emisyonu, bacadan çıkan buhar.

■ Yeterli atık lastik var mı ülkemizde, ne kadar atık arz ediliyor ve ne kadarı yakmaya gidiyor?

İbrahim Bozkurt: Türkiye’de yeterli atık lastik var. Bir yapı oluşturulsa hep birlikte çalışabiliriz. Yıllık 400 bin ton lastik üretiliyor. Zaman zaman 180 bin ton toplanıyor denildi. Aslında yasal olarak atık lastiklerin yüzde 80’i toplanmalı.

Sami Delikan: Atık lastikleri toplamada tek yetkili kuruluş LASDER. Açıklamalar şöyle, “Topladığımız ÖTL’lerin yüzde 30’unu çimento-sanayi kuruluşlarına veriyoruz, yüzde 70’ini geri dönüşüm firmalarına veriyoruz.” Ancak geri dönüşüm firması denilenlerin bir kısmı sadece parçalama işlemi yapan granül şirketleri. Onların da yakmaya verdiğini biliyoruz. Tahminimiz yüzde 70-80’i yakmaya gidiyor. Yönetmelikte atık lastikler satılamaz diye hüküm var. Bir başka nokta, başta çimento sektörü olmak üzere kömür fiyatlarıyla karşılaştırınca lastik ucuza geliyor ve alıyorlar. Biz bu fiyat düzeyiyle rekabet edemeyiz, marjlarımız o kadar yüksek değil. Bir başka detay, satılan her lastikte tüketiciden lastik geri dönüşüm bedelini -geri kazanım katılım payıalınıyor. Bu fonun işleyişi hakkında bilgimiz yok.

DOLAR YAKARAK ELEKTRİK ELDE EDİYORUZ

Onur Güdü: İthal doğalgazdan elektrik üretiliyor, yani dolar yakarak elektrik elde ediyoruz. Lastikler toplanabilse yerli kaynağı kullanmış olacağız. Tek toplama yetkilisi şu anda LASDER’de. Ama toplamıyorlar, belki haklı nedenleri var. Öte yandan bazı belediyelerin kendi taşıtlarının atık lastiklerini sattığına şahit oluyoruz, ilanla satan var. Sıfır Atık projesi kapsamında il bazında toplama noktası oluşturulursa belediyeler devreye girebilir.

■ Atık lastiklerin sektöre ulaşmamasını nasıl yorumlamalı?

Mustafa Deryal: Kanuni olarak atık lastiklerin yüzde 80’inin toplanması ve yine kanunen toplanan bu lastiklerin öncelikle geri dönüşüm firmalarına verilmesi gerekli. Bizim bir başka beklentimiz yok. Sorun ise yeterli toplama yapılamıyor, ikincisi geri dönüşümlere öncelik verilmiyor. Kanuni bir durum var ortada.

Onur Güdü: Para kazanamıyoruz vs. gibi bir ekonomik yaklaşım içinde olduğumuz algılanmamalı. Birincisi, Paris İklim Anlaşması çerçevesinde karbon salımının azaltılması konusunda bizden daha iyi sistem yok. Dünyada da böyle. Elbette en iyi çözümü sunarken bir karşılığı da var. Geri kazanım ve elektrik üretim yatırımları küçük değil, hepsi ciddi yatırımlar.

Sami Delikan: Konuyu gündeme getirince herhangi bir fabrikanın gelirini koruma çabası gibi görülüyor ancak ben kendi işletmemi kamu kuruluşu gibi hissediyorum. Bu proje milli bir proje. Beklentimiz, EPDK’nın Bakanlığın olaylara bu gözle bakıp, sektörün önüne set çekecek uygulamalar çıkarmak yerine, iş akışını kolaylaştıracak, elektrik üretimini artıracak düzenlemelerle ilerlemek.

“YILLIK 400 MW ELEKTRİK ÜRETİLEBİLİR”

■ Atık lastiklerin geri kazanımından elektrik üretme potansiyeli ne kadar?

Onur Güdü: Türkiye’nin yıllık 400 bin ton lastik üretimi var. Diğer unsurlar bir yana her bir 10 ton için 1 MW üretim yapılabilir. Buna göre yıllık 400 MW elektrik üretmek mümkün. İthal kısım ve birikmiş atıklar da düşünülünce potansiyel daha yüksektir. Atık yeterince toplanabilse kapasitelere göre dağıtılabilir, bu düzenlenebilir. Bu sorun çözülse mevcut kapasiteyi artıracak yatırımlar olacaktır.

İbrahim Bozkurt: Bizim ürettiğimiz elektrik şebekeye veriliyor ancak trafo merkezlerinin kapasitesinden çok azı ayrıldığı için, yerelde kullanılıyor. Biz kendi elektriğimizden de tüketim yapıyoruz. Bizim santrallerdeki reaksiyonla açığa çıkan kendi gazı, kendi elektriğimizi kullanıyoruz.

■ Geri kazanım faaliyeti ile elektrik üretim faaliyetinin aynı çatıda olması zorunluluğundan söz etmiştiniz?

Mustafa Deryal: Bu düzenlemenin gerekçesi, tesisler ilk kurulmaya başlandığında YEKDEM fiyatları ile şebeke fiyatları arasında fark büyüktü. O nedenle tek çatı altında olsun, tesis ürettiği fiyattan tüketsin diye böyle bir karar alındı. Şu anda fiyatlar yakın, o bir yana aslında mahsuplaşmayla da çözülebilir bir konu. İş yapmayı zorlaştırıyor.

İbrahim Bozkurt: Tek çatı altında faaliyet zorunluluğu getirilmesini anlamak zor. Tonlarca lastiği taşımakla, pirolitik yakıtı taşımak arasında büyük maliyet farkı var.

“PİROLİTİK YAKIT SATIN ALINMASI YASAK”

Sami Delikan: Tesislerimiz sadece kendi ürettiği pirolitik yakıtı elektrik üretiminde kullanabiliyor. Başka petrol türevi atıklardan üretilmiş pirolitik atıklar sanayiye verilemiyor çünkü hava kirliliği yönetmeliğinde yakıt olarak geçmiyor. Sadece santrallere verebiliyorlardı, o da yasaklanıyor. Bizim santrallerimiz tam kapasite çalışamazken bu kararı anlamak mümkün değil.

Deryal: “Sıfır Atık kampanyasının en başarılı projesi olabiliriz”

Bir kez daha vurgulayalım, tek hammaddemiz atık lastikler ve lisansımız bu şekilde verilmiş. Alternatif yakıt yok. Elbette hammaddemizi yurt içinden elde etmek istiyoruz üstelik bu kanun maddesi. Yeterince lastik olduğunu da görüyoruz. Eğer bu mümkün olmazsa, örneğin çimento sektörünün ithalat izni var. Yakmak için ithalat yapılabiliyorsa, geri kazanımla hem elektrik hem de sanayi girdisi üreten bize de ithalat izni verilmeli. Hatta onlara olmayan haklar bize tanınmalı çünkü bir yanda karbon salımını artıran, bir yanda azaltan sektör var. Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığımız bu gelişen sektör için çok önemli. Dosyalarımızı hazırlıyoruz, bazı görüşmeler yaptık onlara da kendimizi anlatacağız. Biliyorsunuz Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin himaye ettiği Sıfır Atık kampanyası var. O kampanyaya dahil olmak istiyoruz, dosyalarımızı ileteceğiz. Eğer kabul olursa, şu ana kadar yapılmış projelerden çok daha verimli bir proje olacaktır. Karbon nötr hedefi- ne, salım taahhütlerine katkı yapacak bir sektörüz. Bizim geri kazanımla elde edilen ürünleri kullanan sanayi bundan fayda sağlayacak. Kullandığı elektrik yeşil elektrik olacak, salım azaltma ve karbon vergisi avantajı olacak. Nereden baksanız çok sayıda fayda var. Böyle bir yapıya sıcak bakılmaması akıl tutulmasıdır. Belki biz de iyi ifade edemiyoruz ama bütün çabamız daha iyi anlatabilmekten yana.

Kaynak URL