Nurdoğan A. ERGÜN

Yaklaşık 50 milyar dolar­lık bir iş hacmi yaratan ve daralan küresel pazara rağmen ihraç pazarlarını koru­maya çalışan Türkiye tekstil sektöründe, fonksiyonel ürün yatırımları hızla artıyor.

Estetik ve dekoratif özelliklerinden zi­yade, sahip oldukları teknik ve performans özellikleri için imal edilen bu ürünler, başta savun­ma sanayi ve otomotivde tercih ediliyor. Son yıllarda ise, toplu yaşam alanlarında kullanılmak üzere başta perde ve döşeme­lik kumaşlar olmak üzere ısıya dayanıklı (yanmaz) kumaş üretimi ön plana çıkıyor. Ancak, üreticiler iç talebin yetersizliğin­den şikayet ediyor. Öyle ki Türki­ye, yanmaz kumaşta üretiminin yüzde 90-95’ini AB ve Amer­ika gibi ülkelere ihraç ediyor. İç pazarda talep ancak yüzde 5’lerde kalıyor.

Tekstil sektörünün tem­silcilerine göre, bunun ana ned­eni içerde yangına dayanıklı ku­maş kullanımını zorunlu kılan bir mevzuatın olmaması. Bolu Kar­talkaya’daki otel yangını faciası­na dikkat çeken İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, “Isıya yarım saat, 1 saat bile dayanabilen kumaşlar ter­cih edilse insanları kurtulma zamanı olur. Türk tekstil sek­törü olarak bu üretim kabiliye­tine sahibiz. Ama aynı oranda ta­lep yok” dedi.

Öksüz’e göre, talep olmamasının bahanesi maliyet ama yanmaz kumaş tercihinin toplam yatırım maliyetine etkisi ancak yüzde 10-15 kadar. İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Sami Aydın da maliyet farkının en fa­zla yüzde 25-30 kadar olacağı­na işaret ederek, “Fakat, bu fiyat farkı, sağladığı güvenlik ve uzun vadede yangın gibi riskleri engel­leme potansiyeli göz önünde bu­lundurulduğunda oldukça makul ve önemli” dedi.

“Adana yurt yangını milad olmalıydı”

Özellikle otel, yurt, huzurevi, hastane gibi top­lu yaşam alan­larında halıdan perdeye, mobi­lya döşemelerine kadar tüm ürünlerin ısıya dayanıklı ol­ması gerektiğini vurgulayan Öksüz, “Toplu yaşam alanları­na yönelik bir mevzuat olması ve bu mevzuata uygun ürünlerin tercih edilmesi gerekiyor. Bel­ki yangını önlemez ama anın­da müdahale için zaman kazan­dırır” diye konuştu.

2016 yılın­da Adana’da 10’u öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği yurt yangının perdeden çıktığını hatırlatan Öksüz, Birlik olarak bu yangın sonrasında mevzuat hazırlanması için girişimle­rde bulunduklarını ancak sonuç alınamadığını söyledi. Bolu’da­ki otel yangını sonrasında çok sınırlı bir talep oluştuğunu dile getiren Öksüz, özellikle otelci­likte uluslararası otel zincirleri dışında ısıya dayanıklı kumaş kullanımının çok az olduğunu belirtti.

“Otel yangını, iç talebi artırmadı”

Türkiye’nin ısıya dayanıklı ku­maş konusun­da, hem iç paza­rındaki ihtiyacı karşılamak hem de global pazara yönelik talepleri karşılamak açı­sından güçlü bir üretim kapasi­tesine sahip olduğunu belirten Aydın Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı ve İTHİB Yönetim Ku­rulu Üyesi Ali Sami Aydın, hem teknik altyapı hem de iş gücü açı­sından yüksek verimlilikle üre­tim yapılabildiğini söyledi. Ay­dın, “Isıya dayanıklı kumaş üre­timinin yaklaşık yüzde 90-95’lik kısmı ihraç ediliyor.

İhraç edilen bu kumaşlar, başta Avrupa ol­mak üzere, Amerika ve Asya pa­zarlarında yaygın olarak kulla­nılıyor. Kalan kısmın büyük bir kısmı ise iç piyasada, özellikle yurtdışına mobilya ihraç eden firmalar tarafından kullanılı­yor” dedi.

Ocak ayında yaşanan otel yan­gınının ne yazık ki sektörde bü­yük bir etki yaratmadığını ifade eden Aydın, “Bu tür trajik olay­ların ardından, güvenlik önlem­leri ve yasal düzenlemeler ko­nusunda bir farkındalık artışı olsa da, istenen düzeyde bir ta­lep artışı yaşanmadı. Sektörde­ki firmalar, yangın güvenliğine daha fazla dikkat edilmesi ge­rektiği konusunda kamuoyun­da bilinçlenmeye yardımcı ol­salar da, pratikte bu tür talebin artışı beklenenin altında kaldı” ifadelerini kullandı. Aydın, dev­letin sektörü teşvik edici düzen­lemelerle bu tür olayların ardın­dan daha hızlı bir aksiyon alması gerektiğini belirtti.

“Gönüllülük esası değil, zorunluluk olmalı “

Türkiye’nin AB ülkelerine sattığı tüm ku­maş ve ev teks­tili ürünlerinin ısıya dayanıklı olduğunu söyley­en İTHİB Başkan Yardımcısı Ahmet Şişman, “Çünkü baş­ta İngiltere olmak üzere Avru­pa’da mevzuat bunu zorunlu kılıyor. Amerika ve diğer birçok ülkede de mevzuat, kurallar var. Biz de Avrupa’daki Amerika’da­ki standartların uygulanmasını talep ediyoruz” diye konuştu. Özellikle otellerde yangınların yayılma nedenini perdelerin tu­tuşması olarak gösteren Şişman, “Bütün dünyada bunun ka­nunu var. Yani insanların özgür iradesine bırakılacak bir konu değil. Eskiden pahalı olabilir­di ama artık değil. Bu sadece ku­maşın kaplama işi” dedi.

“Otel tekstillerini dönüştürmek zorundayız”

Bolu’da yaşa­nan otel yangını faciasının, yan­gın güvenlik sis­temlerinin haya­ti önemini bir kez daha gözler önü­ne serdiğini vur­gulayan Türkiye Ev Tekstili Sa­nayicileri ve İş İnsanları Derne­ği (TETSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hüseyin Bayram, “Ne yazık ki yangın facialarının tamamen önlenememeği bili­niyor. Fakat ABD ve Avrupa’da yangın güvenliği konusunda cid­di çalışmalar yapıldı ve NFPA gi­bi kuruluşlarla önemli düzenle­meler geliştirildi. Ülkemizde de bu konu da ivedilikle çalışmalar yapılmalı” dedi.

2002’de yürürlüğe giren “Bi­naların yangından korunma­sı hakkında yönetmelik” ile bu alanda önemli adımlar atıldığı­nı ancak, buna rağmen denetim eksiklikleri nedeniyle ciddi ka­yıplar yaşandığını belirten Bay­ram, şunları söyledi: “Yangın güvenliği, özellikle tekstil ve ev tekstili ürünlerinde, hem kulla­nıcı güvenliği hem de ürünlerin dayanıklılığı açısından kritik bir öneme sahip.

Yangına dayanık­lı ürünler, yangının yayılmasını engellemek, alev almayı gecik­tirmek veya alevin kontrol altı­na alınmasına yardımcı olmak amacıyla tasarlanmalı. Tekstil ve ev tekstili ürünlerinde kulla­nılan yangın önleyici ve yangın koruma ürünleri, çeşitli kimya­sal bileşenlerle işlenmiş ve be­lirli standartlara uygun olarak üretilmeli. Özellikle otel, hasta­ne, okullar ve kamu kuruluş ola­sı yangınları önlemek için tekstil ürünlerini dönüştürmemiz ge­rekiyor.”

Ateşe 7 saat dayanan kumaş üretti

BMS Savunma, ORDOS Teknoloji ile yaptığı işbirliği kapsamında, 3 bin santigrat dereceye ve 7 saate kadar dayanıklı kumaş üretti. Potansiyel kullanıcılara hazır hale getirilen yanmaz kumaş, Texhibition İstanbul Fuarı’nda tanıtıldı.

Kumaşın yanmazlık özelliği özgün moleküler yapısından kaynaklanıyor. Yanmazlık özelliği yıkanma ya da yıpranma yoluyla kaybolmuyor. Gelirinin yüzde 80’inden fazlasını ihracattan elde eden BMS Savunma, Ar-Ge çalışmalarına önemli bir kaynak ayırıyor. Yerliliği ön planda tutan şirket, İHA teknolojilerinde yüzde 70’e varan yerli üretim oranıyla çözümler oluşturuyor.

Yangın güvenliğinde AB standardı

Oeko-tex® 100: Kimyasal güvenlik ve çevre dostu üretim süreçlerini doğrulayan bir sertifika. Yangın koruma kimyasallarıyla yapılan işlemlerin güvenliği ve çevresel etkisi bu standartla kontrol edilir.

En ISO 11612: Bu standart, iş giysileri ve diğer koruyucu tekstil ürünlerinin yangına karşı dayanıklılığını test eder.

En 13501-1: Avrupa’nın yangın sınıflandırma standardı. Bu standart, tekstil ürünlerinin alev geciktirici özelliklerini belirler.

Kumaş ısıya nasıl dayanıklı olur?

Bir kumaşın ısıya dayanıklı olması için birinci yöntem; iplikten yanmazlık özelliği kazandırılarak yapılması. Bu yöntemle üretim yapıldığında, Türkiye’deki tüm kumaşların ısıya dayanıklı hale getirilmesi mümkün olur. Özellikle ipliklerin üretiminde kullanılan malzemelerin kalitesi ve özellikleri büyük önem taşır.

İkinci yol, üretilen kumaşların özel kimyasallar ile kaplanarak ısıya dayanıklı hale getirilmesi. Bu yöntem daha yaygın olarak kullanılır çünkü daha düşük maliyetli ve daha esnek üretim imkanları sunar. Türkiye’de döşemelik kumaş üretim kapasitesinin yaklaşık yarısı, bu tür işlemler için uygun ve bu kapasite, sektördeki talebi karşılayacak düzeyde.

Kaynak URL