Net ihracatçı züccaciyede ithalat baskısı artıyor

Nurdoğan A. ERGÜN

En fazla dış ticaret fazlası veren 5 sektörden biri olan ve toplam 12 milyar dolarlık büyüklüğü bulunan züccaciye sektöründe cari fazla oranı düşüyor. Sektörde, 2022 yılında 6.1 milyar dolar olan ihracat, geçen yıl 5.8 milyar dolara gerilemiş düşüş oranı yüzde 4.5’leri bulmuştu.

Züccaciyede bu yılın ilk çeyreğinde ise yüzde 3’lük bir daralma ile 1.4 milyar dolarlık ihracat yapıldı. İlk çeyrekte üretimdeki adet bazlı daralma ise yüzde 20’lere ulaştı. Türk züccaciye sektörünün dünyanın ilk 10 ihracatçısı konumunda olduğunu, ancak son zamanlarda ithalatta artış yaşandığını açıklayan Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, “Bu yılın ilk 3 ayında 754 milyon dolarlık dış ticaret fazlamız var ama pazarda ithalatın arttığını görüyoruz.

6.1 milyar dolar ihracat yaptığımızda 4.8 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik. İhracatımız 5.8 milyar dolara düşünce dış ticaret fazlamız da 3.8 milyar dolara geriledi. Yani ihracatta 300 milyon dolarlık bir düşüş olmasına rağmen cari fazladaki düşüş 1 milyar dolar oldu. Bu da fazladan 700 milyon dolarlık bir ithalat olduğunu gösteriyor” vurgusu yaptı.

“Çin ile rekabet için yatırım gerekiyor”

 Çin’in kapalı kaldığı pandemi döneminde yeni teknoloji ve katma değer geliştirecek yatırımlar yaparak pazara güçlü girdiğini söyleyen Öksüz, “Bizim sektörümüz sanayi ağırlıklı bir sektör. Yani sürekli yatırım gerektirir. Ama yatırım finansmanına ulaşmak çok pahalı. 1.5-2 yıl önce finansmana erişim sıfırdı ama şimdi de erişimin maliyeti çok yüksek. Yüzde 50-55’lerde faiz oranları var. Bir de kısa dönemli krediler.

Yerimizde durma lüksümüz yok. Birazcık beklersek tekrar aynı noktaya gelmek 5 yılımızı alır. Biz küçüldükçe Çin, Hindistan, Mısır gibi rakiplerimiz büyür. Bizim ürünü mal ettiğimiz fiyata onlar ürün satıyor. Faizler düşüp ekonomi düzeldiği zaman rekabet edecek sektör kalmaz” yorumunu yaptı. Piyasada yok pahasına mal kırdırıp işi döndürmeye çalışanlar olduğunu ve hemen hemen her kesimin ağır bir bedel ödeme sürecinden geçtiğine dikkat çeken Öksüz, “Bu bedeli ödeyip düzlüğe çıkacağımız bir senaryo olmasını bekliyoruz” dedi.

İlk 3 ayda iç pazardaki üretimin adet bazında yüzde 20’lere varan oranda düştüğünü söyleyen Öksüz, “Ama ciro bazında yüzde 100’e yakın bir artış yaşıyoruz. Bu durum enflasyondan kaynaklanıyor. Enflasyon yüzde 67-68’lerde, biz yüzde 65’lerdeyiz. Tabii TÜİK’te, züccaciye grubu diye direkt bir ayrışma yok. Dayanıklı tüketim mamulleri olarak var. Dayanıklı tüketim mamullerinde aşağı yukarı aynı paraleldeyiz. Dolayısıyla yüzde 2-3 enflasyonun altında bir durumdayız. Son yıllarda bizim ürün grubumuz enflasyonun altında fiyatlandırma yaptı.

Bunu tüm rakamlarda görüyoruz. Burada da enflasyonun nispeten altında hareket eden bir sektör olarak kalacağımızı düşünüyorum. Ama sanayi ürün grubunda adet bazında ne kadar çok üretebilirseniz o kadar fiyat azalır” dedi. Şu an iç piyasada bir durgunluk olduğunu da söyleyen Öksüz, “Aynı zamanda döviz kurunun sabit kalmasının ihracatta dezavantajları var. Dolayısıyla fabrikada üretilen adet düştüğünde otomatik olarak belki eskisi kadar fiyat rekabetinde kalamayabiliriz. Yeteri kadar da sipariş alamadığınız takdirde işin üretim adeti maliyetine yansıyor. Dolayısıyla fiyatlarda bir miktar artma meydana gelebilir” değerlendirmesi yaptı.

“Çin güçlü diye geri çekilmiyoruz”

 Çin’in sahaya güçlenerek dönüş yaptığını hatırlatan Öksüz, “Sektörümüzün dünyadaki ticaret hacmi, 300 milyar dolar ve bunun 152 milyar dolarını tek başına Çin sağlıyor. Ancak Çin büyük bir güç diye kendimizi geri çekecek halimiz yok. Fuarlarımız artık dünyada, Çin Guanzo’daki ve Frankfurt’taki Ambiante fuarlarından sonra üçüncü fuar olarak biliniyor.

Bizim Züchex fuarımız dünyada kabul edilen ve hatırı sayılır firmaların geldiği, olmazsa olmaz denilen bir fuar haline geldi. Aynı zamanda bizlerin yaptığı ticari heyetlerin de önemli katkıları olduğunu söyleyebilirim. 6 milyar dolar ihracat ile dünya pazarından yüzde 2 pay alıyoruz. Yüzde 2 payla dünyada 8’inci sıradayız. 5 yılda 5’inci sıraya gelme gibi bir hedefimiz var” dedi.

“Pes etmeyip yine başaracağız”

 Ekonomideki tüm olumsuz koşullara rağmen Türk iş insanının pes etmeyip var gücüyle çalıştığını dile getiren Öksüz, şunları söyledi: “Belki 6 ay, 1 yıl sürecek. Bu zamana kadar krizlerden nasıl çıktıysak yine çıkacağız. Evet kayıplar vereceğiz, belki bazı oyuncular değişecek ama gidebildiğimiz her pazara gidip ürünlerimizi satmaya çalışacağız.

Bazı pazarlarda kaybettiğimizi diğer pazarlarda kazanmaya çalışacağız. 8 sektörümüzün röntgenini çekiyoruz, son 10 yıldır hangi ülkeler en fazla ithalat yapmış, kimler ihracatta öne çıkmış, talep nereye gidiyor, tüm bunları raporlayıp hedef ülke bulmaya çalışıyoruz. Dünyanın en büyük alıcısı pazarlardan neden düşük pay alıyoruz, neler yapabiliriz, üzerinde çalışıyoruz.”

2 milyar $’lık iş anlaşması yapıldı

Almanya, Japonya, Hindistan, Güney Amerika, Birleşik Krallık gibi dünyanın dört bir yanından züccaciye sektörünün 50 dev satın almacısı Züccaciyeciler Derneği’nin (ZÜCDER) 16- 19 Mayıs tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirdiği “13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları-Marka Zirvesi”nde buluştu. Organizasyonda 120’den fazla yerli ve yabancı satın almacı firmanın, yaklaşık 5 binin üzerinde görüşme yaptığı ve organizasyonda 2 milyar dolarlık ticaret hacmi oluştuğu açıklandı.

ZÜCDER Başkanı Mesut Öksüz, “Antalya’ya getirdiğimiz firmaları dünyadan tek tek cımbızla çeker gibi seçiyoruz. 1 milyar dolarlık yıllık ithalat yapan firmayı bile Antalya’da ağırladık. Kriter olarak bir firmanın minimum 10 milyon doların üzerinde bir ithalat yapıyor olması ya da 10’un üzerinde perakende mağazası olması şart. Bu firmaları Antalya’da 50’den fazla üreticimizle bir araya getirdik. Her yıl getirdiğimiz firmaları mümkün olduğu kadar da yeniliyoruz. Yüzde 70’i yeni, yüzde 30’u daha önce getirdiğimiz firmalar” dedi.

“Pahalılık merdiven altına itiyor”

Sektörün hammaddeye erişiminin de çok pahalı olduğunu söyleyen Mesut Öksüz, “Paslanmaz çelikte yurtdışına bağımlıyız. Ama hammaddeye yüzde 12 ek vergi ödüyoruz. Dışa bağımlı olduğumuz plastikte de hammaddeye ek vergi ödüyoruz. Bu da merdiven altı piyasası oluşturuyor. Devlet de vergi kaybına uğruyor” dedi.

Kaynak URL