Küresel salgınla birlikte tüketiciler gündelik ihtiyaçlarından büyük alışverişlerine kadar her taleplerinde, e-ticaret platformlarının ve pazaryerlerinin avantajlarından daha fazla yararlanmaya başladı. Bu durumun farkına varan birçok marka, tüketiciye doğrudan erişebilecekleri yeni satış ve pazarlama modelleri geliştirmeye odaklandı. Tarım ve gıda ticareti de 2022’nin ticaret trendleri arasında başı çeken doğrudan tüketiciye (DTC) modelinin yeni normale dönüştüğü endüstriler arasında konumlandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun gübre, mazot gibi tarımsal girdi maliyetlerinin fiyatlarındaki artışı ölçen Tarım-GFE göstergesinin temmuz sonuçlarında, tarımsal girdi maliyetlerinin yıllık bazda yüzde 134,96 arttığı görüldü. Bu durum, kâr etmeyi bekleyen çiftçilerin aracıyı ortadan kaldıracak stratejiler geliştirme gerekliliğini ortaya çıkardı.
Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan Avrupa Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Burak Telli, “Gıda sektörü küresel tedarik zinciri kesintileri, artan girdi maliyetleri, yükselen enflasyon ve jeopolitik gerilimler gibi pek çok gelişmeden etkilenen sektörlerin başında geliyor. Daha sürdürülebilir iş modelleri geliştirmek söz konusu olduğunda ise aracıları ortadan kaldıran internet ve e-ticaret kavramları öne çıkıyor. Örneğin online rezervasyon olanağı çıktığından bu yana otel, uçak, otobüs bileti acentelerinin sayısında dikkat çeken bir düşüş gözlemleniyor. Bugün temel gıdaların ticareti de bu dönüşümden nasibini alıyor.” dedi.
Üreticilerin yarısı “doğrudan tüketiciye” kanallar oluşturmak için yarışıyor
“Küresel tedarik zinciri kesintileri, ürünlerin teslimat sürelerini uzatırken, bu durum markaların kârlarına, stok durumlarına ve müşteri deneyimlerine de olumsuz yansıdı. Öte yandan artan maliyetler, üreticilerin kazançlarını düşürdü. Bu durum tarım sektöründe üreticilerin tüketiciye bir aracı olmadan temas edebilecekleri bağlantı noktaları oluşturma isteğini tetikledi.” diyen Ramazan Burak Telli, “Güncel veriler, üreticilerin neredeyse yarısının (yüzde 48) doğrudan tüketiciye kanallar oluşturmak için yarıştığını gösteriyor. Bir zamanlar ürünlerini dağıtmak için ortaklarına ve distribütörlerine güvenen her ölçekten marka, bugün tedarik zinciri üzerinde tam kontrolün önemine inanıyor. Bu da tarımda yerel düzeyde markalaşmayı destekliyor.” ifadelerini kullandı.
“Tüketiciler artık daha bilinçli”
Tüketici talebinin de aracılardansa üreticiye yöneldiğinin altını çizen Avrupa Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Burak Telli, “Tüketiciler bireysel olarak kendilerini iklim değişikliğine karşı sorumlu hissediyor, ayrıca daha güvenli gıdalara daha uygun fiyatlarla erişmek istiyor. Bu açıdan daha bilinçli bir tüketici profiliyle karşı karşıyayız. Bu noktada küçük üreticiler, büyük tedarikçilere kıyasla daha kapsamlı bir şeffaflık sunabiliyor. Bu durumun etkisi verilerde de göze çarpıyor. 2022 sonunda DTC e-ticaret satışlarının pandemi öncesi seviyelerinin yaklaşık iki katına çıkacağı, 2019’a kıyasla yüzde 97,2 büyüyeceği tahmin ediliyor. ABD vatandaşlarının yüzde 43’ünün DTC markalarından en az birini bildiği görülüyor. Bugün Türkiye’de alışverişte abonelik modellerinden, yerel markaların işlek e-ticaret mağazalarından söz ediyorsak, bu trendin içinde olduğumuzu söyleyebiliriz.” diye konuştu.
“Gıda ticaretine doğrudan tüketiciye modeli yön veriyor”
Doğrudan tüketiciye modelinin ve bu modele hizmet eden e-ticaret platformlarının bölgesel ekonomileri canlandırabileceğine inandığını paylaşan Ramazan Burak Telli, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Gıda ticaretine doğrudan tüketiciye modelinin yön verdiği bu günlerde bir üreticinin kendi markasını oluşturması için karşılaştığı bir engel yok. Pazarlama, iş geliştirme gibi konularda zorluklar olsa dahi bunları aşmak doğru bir stratejiyle mümkün. Avrupa Yatırım Holding olarak Gıda Sepeti adını verdiğimiz markamızla gıda ticaretinde DTC modelinin Türkiye’deki en güçlü örneklerinden birine imza atıyoruz. Baharat, sirke, pekmez, bal, salça, kurutulmuş gıda, ev emeği ürünler gibi pek çok farklı kategoride doğrudan üreticilerden temin edilen ürünlerin Türkiye’nin her yerine ulaşmasını sağlıyoruz. Üreticilerimiz kendilerine özel logo ve isimlerinden ambalaj tasarımlarına, birer marka olarak aracıları ortadan kaldırıyor. Bu sayede çiftçiler ve üreticiler maliyetlerini düşürebiliyor, tüketicilere daha kişiselleştirilmiş bir deneyim sunabiliyor. Gıda Sepeti gibi bir platform, ülkemizin yöresel lezzetlerinin yaygınlaşmasını da hızlandırıyor.”
B2Press’in katkılarıyla…
