Robotik sistemlere yoğunlaştı Sarsılmaz, odağına otonom silahları aldı

Fatma KAYTEZ

Elazığ’da 1880 yılında temeli atılan Sarsılmaz, bugün, 80’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren, ürünleri başta Türkiye olmak üzere dünyanın birçok ülkesinin sivil kullanıcıları, emniyet teşkilatı ve ordusu tarafından tercih edilen bir marka haline geldi.

Sarsılmaz Silah Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Latif Aral Aliş, “Geniş ürün yelpazemizle dünya genelinde neredeyse her ülkeye hizmet verebiliyoruz” dedi. Türkiye’de üretim merkezi Düzce olan Sarsılmaz’ın İtalya’da da üretimi olduğunu söyleyen Aliş, ABD’de de üretime başlamak için altyapılarını kurduklarını bildirdi.

Bugünün teknolojileriyle yetinmeyerek geleceğe yatırım yaptıklarını da vurgulayan Aliş, robotik sistemler konusunda çalıştıklarının altını çizdi. Aliş, “Önümüzdeki süreçte farklı ölçeklerde kalibrelerle otonom silah sistemlerine odaklanmayı planlıyoruz” dedi. Sarsılmaz Silah Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Latif Aral Aliş ile markanın kuruluşu, yatırımlarını ve planlarını konuştuk.

Sarsılmaz’ın sektördeki yolculuğunu özetler misiniz?

 Sarsılmaz Silah Sanayi, 150 yıla yaklaşan köklü tarihinde birçok ilke ve sayısız başarıya imza atmış, alanında her dönem öncü ve yenilikçi olmayı başarmış yerli ve milli duruşunu korumuş bir şirket. 1880 yılında, o zamanlar “Çakmaklı” diye tabir edilen tüfeklerin üretimini ve onarımını yapan büyük dedemiz Abdüllatif Bey tarafından Elazığ’da kurulmuş. Bu nedenle de uzun süre “Çakmaklı” ismi kullanılmış.

Sarsılmaz’ın gelişiminde; ikinci kuşak temsilcisi Mustafa Aliş ile Osmanlı döneminin komutanı, Cumhuriyet döneminin başarılı sanayicisi Nuri Killigil’in çok yakın dostluğu önemli bir yere sahip. Şöyle ki; iki arkadaş, zaman içinde iş birliği yaparak Türkiye’nin ilk tabanca prototipini geliştiriyor. 1956’da bir kuşak değişimi yaşayan şirketimizin başına Mustafa Aliş’in oğlu Sarsılmaz Aliş geçiyor ve merkezi İstanbul’a taşıyarak “Sarsılmaz” adını tescil ettiriyor.

Sarsılmaz’ın tarihindeki önemli olaylardan biri de 1962’de Elazığ’daki “atölye’nin yerine ilk üretim tesisinin kurulmasıdır. Böylece üretim kapasitesini artıran şirketimiz, silah sektöründe üreticiler arasındaki yerini de pekiştirdi. Bir başka mihenk taşını ise 1990’larda spor amaçlı silah üretiminin yanı sıra tabanca üretimi yapma yönündeki atılım kararı oluşturuyor.

2000 yılında dördüncü kuşağın temsilcisi olarak Sarsılmaz yönetim kurulu başkanlığı görevini devraldım ve ilk iş olarak Ar-Ge çalışmaları için bir merkez kurduk. İlk 10 yılda gerekli altyapıları sağladık ve Düzce’deki tesisimizi aktif hale getirerek üretimimizi buraya taşıdık. Ayrıca aynı dönemde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sertifikalandırılan, alanındaki ilk Ar-Ge merkezi olma başarısını da gösterdik.

2020’de Türkiye’de “Özgün Yerli Tabanca Geliştirme Projesi”- nin lideri olan SAR9’u ürettik. SAR9, ülkemizde gördüğü ilginin yanı sıra ABD’de “Editörlerin Seçimi” ve “Okurların Seçimi” ödüllerine layık görülerek “2020 Yılının En İyi Tabancası” seçildi. Elazığ’da 1880 yılında atılan ilk adımla başlayan bu uzun soluklu yolculuk, yenilikçi bir anlayışla birleşerek Avrupa’nın en büyük entegre silah üretim tesislerine sahip, yerli ve milli markasını yarattı.

Kaç çalışanınız var?

 Sarsılmaz Silah Sanayi’nin üretim merkezi Düzce’de. Buradaki merkezimiz Avrupa’nın en büyük entegre silah fabrikası olma özelliğini taşıyor. Öte yandan bir dünya markası olarak farklı coğrafyalarda da üretim tesislerimiz bulunuyor. Sadece Sarsılmaz Silah’ta yaklaşık 800 kişi çalışıyor ve çalışanlarımızın yüzde 15’inden fazlası mühendis. Grup şirketleri de dâhil edildiğinde istihdam verilerimiz 2 bin kişiyi aşıyor.

Kaç kategoride kaç çeşit ürünüz var?

Sarsılmaz’ın geliştirdiği 300’ün üzerinde askeri ve sivil model, 80’den fazla ülkenin silahlı kuvvetleri, emniyet teşkilatları ve sivil kullanıcıları tarafından tercih ediliyor. Tabanca, spor ve atış tüfeği, asker ve kolluk kuvvetlerinin kullandığı ürünler şeklinde üç temel kategorimiz mevcut. Sarsılmaz; 42 marka tescili, 12 özgün tasarım, 13 patent ve 9 faydalı model ile tüm dünyada dikkat çekiyor.

Gelecek vizyonumuzun ilk prototipi

Sarbot İnovatif ürünlerinizden söz eder misiniz?

Sarsılmaz’ın başarısı, Türkiye’nin ilk yerli ve milli tabancası SAR9’a dayanıyor. Bunun yanında yerli ve milli piyade tüfeğimiz MPT 76’nın performasından taviz verilmeden hafifletilmiş Sarsılmaz versiyonu MPT 76 SH üretimine dayanan deneyimimiz ile Türkiye’nin ilk özgün makineli tüfek ailesi olan ve ilk kez aynı anda 5 versiyonuyla kalifiye edilen SAR 762 MT, hava, kara ve deniz platformları için tüm teknik veri paketi yalnızca Sarsılmaz mühendisliğiyle geliştirilen Türkiye’nin ilk yerli ve milli ağır makineli tüfeği SAR 127 MT, sahadan elde edilen geri bildirimlerle kullanıcı dostu tasarımla geliştirilen SAR 56 piyade tüfeği, meskûn mahal kullanımı için tasarlanan otomatik tabanca modeli SAR 109T gibi başarılı ürünlerimiz bulunuyor. Türkiye’ye güç katan projelerimiz, Sarsılmaz ve Tusaş’ın ortak kuruluşu olan TR Mekatronik tarafından yürütülüyor.

Bu gurur ve rici projelerde geldiğimiz noktadan bahsetmem gerekirse; T-129 Atak helikopterinin 20 milimetrelik burun topunun entegrasyon ve atış testleri helikopter üzerinde başladı. 30 mm tek namlulu helikopter ve uçak topu ile ilgili çalışmalara başladık.

25 milimetrelik kara topu kule entegrasyon ve atış test faaliyetleri hız kesmeden devam ediyor. SAR 127 MT Air versiyonunun Hürkuş C uçaklarına entegrasyonunu sağlayacak silah podu projesinde ise fabrika atış testleri başarılı bir şekilde ilerliyor.

Uçak üzeri sertifikasyon testlerinde yazılım doğrulaması tamamlandı ve uçuş test faaliyetleri için gün sayıyoruz. Bizim 2023 ve gelecek vizyonumuzun ilk prototipi ise SARBOT. SARBOT ile aslında Sarsılmaz’ın robotik sistemler konusunda çalışmaya başladığını ifade etmek istiyoruz. Önümüzdeki süreçte farklı ölçeklerde kalibrelerle otonom silah sistemlerine odaklanmayı planlıyoruz.

Ortak üretim için göz kırpıyor

Yurtdışına ilk olarak ne zaman açıldınız?

1980’in başlarında ilk ihracatımızı gerçekleştirdik. O günden beri artan bir ivme ile yurtdışına ürün satıyoruz. Geniş ürün yelpazemizle dünya genelinde neredeyse her ülkeye hizmet verebiliyoruz. 80’den fazla ülkeye silah ihracatı yapıyoruz ve silah pazarımız Asya’dan Afrika’ya, Amerika kıtasının tamamına kadar uzanıyor.

2023’ten itibaren Körfez bölgesine de yöneldik. Odak pazarımızın büyük bir bölümünü Afrika oluşturuyor. Ayrıca son zamanlarda bazı ülkeler ile ortak üretim planları üzerinde çalışıyoruz. Esnek üretim hatlarımızın önceliği kendi ordumuz ancak yurtdışı siparişlere de çok hızlı yanıt veriyoruz.

Geleceğe yatırım yapıyor

 Ar-Ge çalışmalarınızdan söz eder misiniz?

 Ar-Ge merkezimizde, mühendislerimiz ve Türkiye’nin önde gelen üniversiteleriyle gerçekleştirilen iş birlikleriyle başarılı projelere imza atıyoruz. Pazar araştırmasından kavram geliştirmeye, proje yönetiminden bilgisayar destekli tasarımlara, simülasyon ve tasarım doğrulamadan prototip üretimine ve test faaliyetlerine kadar pek çok süreç, Sarsılmaz Ar-Ge Merkezi’nin tecrübeli ekibince yürütülüyor.

Geleceğe yatırım yapıyoruz. Bilişim teknolojileri ile endüstriyi bir araya getiren “Endüstri 4.0”ı hayata geçirmek için çalışıyoruz. Bir taraftan yenilikçi ürünler geliştirirken, diğer taraftan mevcut ürünleri teknolojik gelişmelere adapte ediyoruz. Sarsılmaz’ın sürekli yenilenen ürün çeşitliliğinin altında, Ar-Ge merkezinin bu çalışmaları yatıyor.

“Akıllı fabrikalar Endüstri 4.0’ın merkezinde”

Dijitalleşme çalışmalarından bahseden Latif Aral Aliş, “ Pandemi süreciyle birlikte büyük veri analizlerini daha fazla kullanmaya, dünyaya yönelik açtığımız dijital radarları daha da büyütmeye, müşteri deneyimlerini dijital ortamlardan daha fazla almaya başladık. Bu da bizi daha mükemmel ürünlerle buluşturdu” dedi.

1990’ların sonlarına doğru internetin yükselmesiyle büyük bir ivme kazanan endüstrinin, artık yeni bir döneme girdiğini söyleyen Aliş, bu dönemde, akıllı fabrikaların Endüstri 4.0’ın merkezinde bulunduğunu kaydederek, “Amacımız, insanlar, makineler, tesisler ve ürünler arasında bağımsız iletişim kurabilen otonom bir üretim ortamı oluşturmak” diyen Aliş, siber-fiziksel sistemlerin, üretimi daha esnek ve verimli hale getirdiğini ifade etti. Aliş, “Bu özellik ayrıca müşteri taleplerinin veri işleme yoluyla uygulanabilirliğini bir adım öne çıkarıyor. En yenilikçi ve inovatif yaklaşım olan Endüstri 4.0, Sarsılmaz için vazgeçilmez bir hedef haline geldi” dedi.

“Üretim tesislerini akıllı hale getiriyoruz”

Sarsılmaz’ın yüksek düzeyde Ar-Ge çalışmalarıyla ürün geliştirme konusunda önemli adımlar atarken aynı zamanda üretim tesislerini akıllı hale getirme konusunda da yoğun bir çalışma yürüttüğüne dikkat çeken Aliş, şöyle devam etti: “Temel hedefimiz, etkili bir organizasyon yapısı ile doğru üretim bileşenlerini bir araya getirmek.

Veriyi sistematik bir şekilde toplamak ve sürekli güncelleyerek bu verileri işleyecek otonom altyapıyı oluşturmak. Müşteri geri bildirimleri ve bilimsel gelişmelerden elde edilen verileri dijital dünyaya aktararak otonom yapılarla mükemmel ürünleri ortaya çıkarmak. Gelecek şekillenirken Endüstri 4.0’a adapte olmak için hiç vakit kaybetmemek gerekiyor zira karşımızda durmaksızın dönüşen bir yapı var.”

“Sanayicilik bizde genetik bir ilgi alanı”

Markanın dördüncü kuşak yöneticisi olarak 2000 yılından bu yana yönetim kurulu başkanlığı görevini yürüttüğünü söyleyen Latif Aral Aliş, çocukluğundan itibaren üretime ilgisi olduğunu belirterek, “Bir fabrikada çalışan makinalar beni hep heyecanlandırmıştır. Sanayiciliğin bizde “genetik” bir ilgi alanı olduğunu söyleyebilirim.

Böyle bir ailenin etkisinde bunun dışında kalamazdım. Sarsılmaz’ın yönetimine geçtikten sonra köklü tarihimizin bizlere yüklediği sorumlulukla sektörümüzün gelişimi için çalışıyorum. Uzun yıllar Türkiye Atıcılık Federasyonu Başkanlığı yaptım. Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği’ni 60 firma ile kurduk ve kurucu başkanı olma şerefine nail oldum. Birçok STK’da görev aldım ve almaya devam ediyorum” diye konuştu.

 

Kaynak URL