Ziya İPEK

Tarım ve Gıda Düşünce Atölyesi Sözcüsü İsmail Ke­maloğlu, dezenformasyonun tüketicilerin satın alma alış­kanlıklarını değiştirerek hak­sız rekabete de yol açtığını be­lirterek, gıda güvenliği konu­sundaki kafa karışıklıkları, yanlış bilgilendirmeler ve sek­törün algı yönetimi açısından eksiklikleri olduğunu, bu nok­tada sanayiciler, akademis­yenler, medya mensupları ve kamu yetkilileriyle birlikte ha­reket etmek gerektiğini söyle­di.

Türkiye’nin 23 milyon hek­tar tarım arazisine ve 3,1 mil­yon işletmeye sahip olduğunu, her bir işletmeye ortalama 6 hektar arazi düştüğünü ve bu arazilerin ise genellikle 5-10 parçaya bölünmüş olduğunu kaydeden Kemaloğlu, “Tüm bunlara rağmen ülkemiz yıllık 36 milyar doları aşan tarım ve gıda ihracatı yapıyor” dedi.

Küresel tarımsal hasılanın 4.5 trilyon dolar civarında ol­duğunu ve Türkiye’nin bu pas­tadan yalnızca yüzde 1,5 düze­yinde pay aldığını kaydeden Kemaloğlu, “Ancak yüzde 3’lük bir pay almak da gayet müm­kün. Karadeniz üzerinden ger­çekleşen 500 milyon tonluk tahıl ihracatının yaklaşık 200 milyon tonu Türkiye’nin et­rafından geçiyor. Türkiye’nin güneyine baktığımızda ise net ithalatçı ülkelerle çevrili oldu­ğunu görüyoruz. İşte tam da bu noktada Türkiye, üreticiler ile ithalatçılar arasında bir köp­rü konumunda bulunuyor. Bu avantajımız önümüzdeki sü­reçte daha da güçlenecek” ifa­delerini kullandı.

“Kalıntı vakaları 2024 itibarıyla düştü”

Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Ersin Dilber, vatandaşların sağ­lığını korumak için en katı gıda mevzuatına sahip ülkenin Tür­kiye olduğunu söyledi. Son yıl­larda Türkiye’nin tarım ürün­lerindeki pestisit kalıntıları­nı azaltma konusunda önemli ilerlemeler kaydettiğini anım­satan Dilber, “2021 yılında Tür­kiye’den ihraç edilen ürünler­de tespit edilen kalıntı vakaları 358 iken, 2024 itibarıyla bu sayı 193’e düştü. Bu, ciddi bir başarı göstergesidir” dedi.

“Nişasta sektörü 400 milyon dolar döviz sağlıyor”

Nişasta Sanayicileri Derne­ği Başkanı İsmail Başaran ka­tılımcılara teşekkür ederek sektörle ilgili doğru bilgilerin aktarılmasını sağlamak ve bu konuda sağlıklı bir tartışma ze­mini oluşturmak istedikleri­ni aktardı. Başaran, “Katılımcı profilinin genişliği ve toplantı­ya gösterilen ilgi, bu hedefimi­ze ulaştığımızın en büyük gös­tergesi oldu” dedi.

Nişasta sektörünün Türki­ye ekonomisine sağladığı kat­kılara da değinen ve sektörün her aşamada titizlikle çalıştığı­nı ve şeffaflık ilkesiyle hareket ettiğini vurgulayan Başaran, nişasta üretim sürecine ilişkin bilgi de verdi. Ülkemizde yıl­da yaklaşık iki milyon ton mı­sırın işlenerek, 600 bin tonluk ihracatla 400 milyon dolar dö­viz girdisi sağlandığına dikkat çeken Başaran, nişasta sektö­rünün sürdürülebilir üretim anlayışıyla çalışmalarını sür­dürdüğünü sözlerine ekledi. Başaran, “Neyi konuşmalı, ne­yi konuşmamalıyız? Bu sorula­rı kendimize sıkça sorduk. An­cak, biz her konuyu konuşmaya hazırız. Gıda ve tarım kapsa­mında bilgilendirme kirliliği ile mücadele etmek istiyoruz. Bu, sektörümüz için büyük bir ihtiyaç” şeklinde konuştu.

Kaynak URL