Hamide HANGÜL
ABD ile Çin arasındaki teknoloji savaşı DeepSeek’le yeni bir boyut kazandı. ABD’de teknolojinin dev şirketlerinin yer aldığı Silikon Vadisi’ne adete şok dalgaları gönderen Çin’in büyük dil modeli yapay zeka uygulaması DeepSeek, ABD borsasında bir günde 1,5 trilyon dolarlık kayba neden oldu.
ABD’nin ChatGPT’sine rakip olan ve piyasaya sürüldükten sonra hızla popülerlik kazanan Çin’in yapay zeka uygulaması, ilk iki haftada 3,6 milyondan fazla indirildi.
Dünya genelinde toplam kullanıcı sayısının 5-6 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Öte yandan Çin firması BYD’nin de DeepSeek ile otonom araç teknolojisi geliştirme planını açıklaması ise Tesla’nın piyasa değerini 200 milyar dolar sildirdi. Pasifik’in iki ucunda teknoloji savaşının devam edeceğine işaret eden uzmanlar, ABD tarafından engellemelerin Çin’in hamlelerini güçlendirdiğine işaret ediyor.
Uzmanlar, “ABD, Çin’in yeni nesil çip üretimi için gerekli cihaz ve malzemelere erişimini engellemek için çok sıkı kısıtlamalar uyguluyor. Ancak bu kısıtlamalar Çin’in bu alanlarda çok hızlı ilerlemesine yol açıyor. ABD’de OpenAI, Google DeepMind ve Anthropic gibi şirketler ise yatırımlarını artıracaktır. Ancak Çin’in, çip teknolojisinin ABD’yi geçme potansiyeli yüksek” değerlendirmesinde bulundu.
“ABD kısıtlamalar getiriyor”
Maro Kurucusu Lale Maro, Ocak ayında Çinli bir startup şirketinin DeepSeek ürününü yayınlamasının, yapay zeka dünyasında şok etkisi oluşturduğunu ve başta Amerikan çip üreticisi Nvidia olmak üzere, teknoloji şirketlerinin hisselerinde ciddi düşüşler yaşandığını söyledi. Maro, şöyle devam etti: Amerikan teknoloji devi şirketler ve dünyada birçok kurum, yapay zekaya bir süredir muazzam yatırımlar yapıyor.
Sonuçta, DeepSeek de bu ilerlemelerden yararlandı ancak benzer metotları çok daha etkin ve verimli çalıştırmayı başardığını söylüyor. Bu doğrultuda önemli bir sorun, ABD yönetiminin yakın zamanda çıkarttığı Yapay Zeka Yayılım kararı. Amerika’nın hedefi Çin’in yapay zeka teknolojilerinde gelişmesini engellemek olabilir ancak bu karar ABD’ye yakın 18 ülke dışındaki ülkelere de yapay zeka modellerinin geliştirilmesinde kullanılan Grafik İşlemci Ünitesi çiplerinin ihracatına kısıtlama getiriyor.”
Çin’in çip teknolojisinde ABD’yi geçme potansiyeli var
DeepSeek’in modellerini daha düşük kapasiteli çiplerde çalıştırabiliyor olmasının sonuçlarının, bu açıdan da çok önemli olduğuna işaret eden Lale Maro, sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD mevcut durumda Çin’in yeni nesil çip üretimi için gerekli cihaz ve malzemelere erişimini engellemek için çok sıkı kısıtlamalar uyguluyor. DeepSeek sonrası bu kısıtlamaları daha da sıkılaştırması beklenir.
Ancak bu kısıtlamalar Çin’in kendi teknolojisini geliştirme çabalarına güç vererek, bu alanlarda çok hızlı ilerlemesine yol açıyor. Bu kısıtlamalara rağmen DeepSeek’in ortaya çıkabilmiş olması, Çin’in çip teknolojisini en ileri düzeye getirdiğinde ABD’nin önüne geçme potansiyelinin olduğunu gösteriyor. Bütün bu gelişmelerin yapay zeka dünyasını nasıl şekillendireceğini hep beraber izleyeceğiz. Yapay zeka savaşlarının kazananının insanlık olması, yapay zeka devriminin monopollere izin verilmeden dünyanın tüm ülkeleriyle paylaşılması ve yararlanmalarının sağlanması gerekiyor.”
“Yapay zeka temelli bir ekonomi oluşuyor”
Bimser CEO’su Murat Atıcı, yapay zeka temelli bir ekonomi oluştuğunu belirterek, bunun 20230 yılında dünya ekonomisine katkısının 15-16 trilyon dolar olacağını öngördüklerini söyledi. Atıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün ABD’de Silikon Vadisi’ndeki şirketlerin her biri devasa büyüklükte. Ar-Ge bütçeleri ülkelerin yıllık gayrisafi milli hasılası büyüklüğünde ve yatırım planları var. Buna karşılık Çin’in çıkardığı DeepSeek, bu yarışın kızışacağını gösteriyor.
Şirketler yeni yatırımlarıyla bu yarışı daha da artıracak. Gerek Silikon Vadisi’ndeki şirketlerin ürettiği yapay zeka teknolojileri, gerekse Çin’in karşılıklarına baktığımızda, hangi tarafın çözümü sahada cevap buluyorsa o taraf daha güçlenecek. Çin’in avantajı kalabalık bir nüfusu var. Teknolojiyi hem üretiyor, hem kullanıyor. Ciddi bir veri üretiyor. Amerika’nın bu yarışta asla geri duracağını düşünmüyorum. Alanı bırakmayacaklar, şirketler buna hamle yapacaklar.
Çin de cevap verecek. Avrupa’da cevap veriyor bazen. Bir anlamda uzay yarışı gibi bir şey başladı aslında. Türkiye ise devlet, teşviklerle bu yeni teknolojik konulara önem veriyor. Bunun devam etmesi lazım ve artması gerekiyor. İkincisi, standartları takip edip onu uygulamaya almak lazım. Türkiye, bu oyundan geri kalmamalı, yapay zeka tabanlı ürünler geliştirmeliyiz. Çünkü oyun çok hızlı ilerliyor.”
“ABD teknoloji şirketleri yatırımlarını artıracaktır”
NLK Soft Yönetim Kurulu Başkanı Nalan Kurt, DeepSeek’in yapay zeka yarışına yeni bir soluk getirdiğini söyledi. ABD’nin buna birkaç farklı yönden karşılık verebileceğini söyleyen Kurt, bunları şöyle açıkladı: “Öncelikle, teknolojik inovasyon ve yatırımlar hızlanacaktır. OpenAI, Google DeepMind ve Anthropic gibi şirketler, daha gelişmiş yapay zeka modelleri üretmek için yatırımlarını artıracaktır.
Özellikle OpenAI CEO’su Sam Altman’ın, DeepSeek’ten ilham aldıklarını ve daha ileri yapay zeka geliştireceklerini belirtmesi, rekabetin hız kazanacağının göstergesi. ABD ayrıca, Stargate gibi büyük ölçekli yapay zeka altyapı projelerine daha fazla fon sağlayarak bu ekosistemi güçlendirebilir. Bunun yanında, çip ve donanım kısıtlamaları da ABD’nin önemli bir hamlesi olabilir. Nvidia ve AMD gibi Amerikan firmaları, Çin’e yönelik ileri teknoloji çip ihracatını kısıtlayarak, Çin’in yapay zeka geliştirme sürecini zorlaştırabilir. Ayrıca DeepSeek’in açık kaynaklı ve düşük maliyetli olması daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor.
Bu, ABD’yi de benzer modeller geliştirmeye yöneltebilir. İkincisi ise bu rekabet, küresel dengeleri belirleyen en önemli faktörlerden biri olacak gibi görünüyor. Bu güç savaşı, devletlerin de merkezinde olduğu büyük bir dönüşüm süreci. ABD’nin inovasyon gücü ve sermaye avantajı ile Çin’in hızlı büyüme ve devlet destekli projeleri arasındaki bu yarış, yapay zekanın nasıl şekilleneceğini belirleyecek. Dünya, farklı güçlerin rekabetiyle, daha hızlı ve geniş çapta yayılan bir dijital devrime tanıklık edecek.”