Antik kentlere sevdam yıllardır beni Türkiye’nin dört bir yanına taşıyor. Tarihöncesiyle daha çok ilgilensem de görkemli yapıların ayakta kaldığı antik şehirlerde de mutlu oluyorum. Bunlardan birisi de Efes… İzmir tarafına gidince bir şekilde yolumu düşürüp geziyorum. Şehrin tiyatrosunda konser izlemenin keyfini pek çok kez yaşadım, ancak ne zaman ki Celsus Kütüphanesi’nde Mesut İktu’nun konserini izledim, orası belleğimde farklı bir yer kazandı.
Celsus Kitaplığı, Roma İmparatorluk Devrinde Asia (Anadolu) eyaletinde kurulan bir kamu kütüphanesi. Tıpkı bugünkü halk kütüphaneleri gibi Efes halkına hizmet veriyormuş. Kütüphanenin kurucusu olan Celsus’un lahdi de kitaplığın içinde… Çok zengin mimari süslemeli bir ön yüze sahip olan Celsus Kütüphanesi 21 metre genişliğinde ve 17 metre yüksekliğinde… Zaten görkemli olan yapı, geceleri ışıklandırılınca bir başka güzel oluyor.
İşte oradaki konserleri hiç kaçırmak istemiyorum. Bunlardan birisi, geçtiğimiz günlerde Tekfen Filarmoni tarafından gerçekleştirildi. Klasik müzik ile tarihin muhteşem beraberliğini orkestranın ödüllü genç piyanist Can Çakmur’a eşlik ettiği konserle bir kez daha hissettim.
Tekfen Filarmoni
Türkiye’nin sayılı özel sanat kurumlarından Tekfen Filarmoni’nin temelleri bundan 30 yıl önce Karadeniz Oda Orkestrası olarak atıldı. Yapısı itibariyle önce Karadeniz, zamanla Hazar ile Akdeniz ülke müzisyenlerini bünyesine katarak 23 ülkenin bayrağını dalgalandıran Orkestra, bu genişleme sonucunda orkestranın kurucusu Ali Nihat Gökyiğit’in kurucu ortağı olduğu Tekfen ailesine katıldı.
“Üç Deniz’in Sesi” olarak da anılan Tekfen Filarmoni Orkestrası, çoksesli klasik müziği Doğu’nun sesiyle sentezleyerek, Hazar, Karadeniz ve Doğu Akdeniz topraklarının çalgılarını klasik enstrümanlarla harmanlayıp müzik literatürüne önemli katkılar sağladı. Orkestranın kurucusu Ali Nihat Gökyiğit’in sanat ve müzik yoluyla insanları birleştirme vizyonu, 90’lı yılların başında Doğu Bloğu’nun ve SSCB’nin dağıldığı dönemde Tekfen Filarmoni’ye anlamlı bir barış misyonu yüklemiş, bu yolda Tekfen Filarmoni’nin birçok uluslararası organizasyonda yer almasını sağlamıştı.
Tekfen Vakfı’nın sanat kurumu olan Tekfen Filarmoni, 25. yaşına girdiği 2017 yılında daimi şef ve sanat direktörlüğü görevlerini, gençliğine rağmen sanatsal olgunluğa sahip Özbek Aziz Shokhakimov’a emanet etti ve dünyanın çeyrek asırda geçirdiği değişime hızla ayak uydurup öz değerlerini koruyarak kendisini de önemli ölçüde yenilemeye koyuldu.
Dori Kiss Kalafat
Tekfen Vakfı’nın memlekete faydalı olmaya gayretiyle yaptığı çok yönlü çalışmalar arasında kültür-sanat alanında Tekfen Filarmoni ile öne çıktığına dikkat çeken Tekfen Vakfı Genel Müdürü Dori Kiss Kalafat şunları söyledi:
“1992 yılından bu yana, 30 yıldır yaşattığımız Tekfen Filarmoni, bugün geldiği noktada ülkenin sayılı özel sanat kurumlarından biri haline geldi. Orkestramızın son yıllarda gösterdiği müthiş gelişiminin neticesinde, bugün en iyi şekilde yetişmiş Türk müzisyenlerimiz için, çok önemli bir çekim noktası haline gelmesi bizim için hem büyük bir motivasyon kaynağı hem de artan bir sorumluluk. Tekfen Filarmoni olarak geleceğe yönelik çıtamızı yükseltmekle beraber, Anadolu’nun müzikal değerlerine de sahip çıkarak geleneksel seslerimize, Türk bestecilerine konser programlarımızda yer vermeye devam ediyoruz. Rahlelerimizi çok iyi yetişmiş, yetkin genç müzisyenlerin doldurması, bizim için ayrı bir gurur vesilesidir.”
30. yıla özel program
Tekfen Filarmoni, kuruluşunun 30’uncu yılını zengin bir programla kutluyor. 2019 yılından beri açılış konseri orkestrası olduğu İKSV İstanbul Müzik Festivali’nin 6 Haziran tarihli ‘50. İstanbul Müzik Festivali’nin açılış konserini piyanist Kirill Gerstein’e eşlik eden Tekfen Filarmoni geçtiğimiz günlerde ülkemizin bir diğer önemli sanat organizasyonlarından olan ‘35. Uluslararası İzmir Festivali’ kapsamında klasik müzikseverlerle bir araya geldi. Daimi şef ve sanat direktörü Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni, genç yetenek Can Çakmur ile birlikte Celsus Kütüphanesi’nin muhteşem atmosferinde Egeli klasik müzik severlere unutulmaz bir sanat gecesi yaşattı.
İyi seçilmiş bir repertuvar
Ferit Tüzün’ün Münih Filarmoni Orkestrası’ndan aldığı sipariş üzerine 1957 yılında bestelediği ve günümüzde “Nasreddin Hoca” olarak bilinen eseri “Humoresque”, bir kez daha hayat buldu. Uluslararası İskoç Piyano Yarışması ve ardından Hamamatsu Uluslararası Piyano Yarışması’nı kazandıktan sonra dünyanın önemli genç piyanistleri arasında kendine yer edinen Can Çakmur ise Çaykovski’nin 1 No’lu Piyano Konçertosunu seslendirdi.
Çaykovski’nin üç piyano konçertosu arasında en sevileni olan 1875 tarihli ilk konçertosu, Efes Celsus Kütüphanesi’nde ölümsüz bir başyapıt olduğunu bir kez daha hatırlatırken, 20. yüzyılın çok yönlü müzisyenlerinden Amerikalı Leonard Bernstein’ın tutkulu ve coşku dolu West Side Story’si Festival’e yakışır bir eser olarak, tarihi kalıntılar arasında yankılandı.
