Plakası 44, Malatyalılar “dört dörtlük insanların yaşadığı yer” diyorlar

 

“Malatya Malatya bulunmaz eşin/Gönülleri coşturur ayla güneşin” diyor ünlü türkü. Gidip görüp yaşayınca katılmamak mümkün mü? 2. Kayısı Çiçeği Şenlikleri nedeniyle geçtiğimiz haftasonu Malatya’daydım. Üç gün boyunca şehri Malatya’nın yerlilerinden olan ve Malatya Valiliği’nde 40 yıldır İl Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nü sürdüren İbrahim Halil Kılıç ile birlikte dolaştık. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Arslantepe Höyüğü’nde tarihi yaşadık, aralarında 80 civarında köftesinin de yer aldığı yüzlerce yemekten kimi lezzetleri tattık, dolaştığımız müzelerde geçmişi yaşadık.

Uçaktan iner inmez, Sümerpark Yöresel Ürünler Alanı’ndaki Malatya ilçelerinin ürünlerinin sergilendiği lezzet standlarına geçtik. Akçadağ, Arapgir, Arguvan, Battalgazi, Dârende, Doğanşehir, Doğanyol, Hekimhan, Kale, Kuluncak, Pütürge, Yazıhan, Yeşilyurt’tan gelen kadın kooperatiflerinin standlarındaki tadımlarımız, yemekleri hazırlayan kadınların tanıtım ve anlatımlarıyla hem lezzetli hem bilgilendirici biçimde sürdü.

Vejetaryen mutfağı

Bulgur ağırlıklı bitki yaprakları, sebze ve meyvelerle yapılan yemekler nedeniyle Malatya’nın vejetaryenlerin de seveceği bir mutfağı var. Et sevenleri memnun edecek yöreye özgü hayvanların etleri ile yine yörede yetişen sebzelerle taş fırınlarda hazırlanan birbirinden lezzetli tava ve kebapları da Malatya’da yapılıyor. Lezzet rotaları arayanlar, muhakkak programlarına eklemeliler…

Rakamlar size ipuçları verecektir: 80 civarında etsiz, bulgurdan veya yarma denilen buğdaydan yapılan köfte (küfte) çeşidi (fasulye yaprağında ekşili köfte, elmalı köfte, ıspanaklı ekşili köfte, yassı köfte, kiraz yaprağında ekşili köfte, kabaklı yoğurtlu köfte, sıkma köfte, mercimekli çiğ köfte gibi), altı çeşit kayısısı, onlarca tür armudu, yedi çeşit elması, önceden ısıtılmış taş fırınlarda yöre koyunlarının etlerinden yapılan ona yakın fırın yemeği (tava yemekleri) bulunan lezzetleriyle harika bir lezzet destinasyonu… Çeşit çeşit ekmekleri de var: Yufka ekmek, tandır ekmeği, ekşili ekmek, kınalı ekmek, tablama ekmeği, bazlama, tutmaç, yağlı ekmek, pağaç ve taş küllüğü bunlardan sadece birkaçı. Yağlı ekmek, Malatya kahvaltı sofralarının baştâcı. Şehirde hangi pide fırınına girilse sabahın ilk saatinden itibaren yağlı ekmekleri (pide) sıcak sıcak almak mümkün… Mutfağın başrolündeki ürün bulgur, yöre bulguru suyu az ovalarda üretilen “yedi taneli” buğdaydan yapıldığı için tadına doyum olmuyor…

Arslantepe ile tarihe yolculuk

İlk gün programımızda Battalgâzi ilçesindeki Arslantepe ziyareti var. UNESCO Kalıcı Kültür Mirası Listesi’ne giren höyük, birçok ilkleri barındırıyor. Kazı çalışmalarını yürüten İtalyan arkeolog Marcella Frangipane, yedi medeniyetin gelip geçtiği bölgede yedi kültür tabakasının var olduğunu, Arslankepe’de ilk kerpiç sarayın bulunduğunu ve bölgenin tarım ve ticaret merkezi olduğunu söylüyor.
Battalgazi’deki Tarihi Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı, ilçedeki ikinci adresimiz. 1637 tarihinde IV. Murat’ın silahtarı Bosnalı Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış.

Yeşilyurt ilçe gezisi

Yeşilyurt (eski adı Çırmıktı) ilçesindeki Ahmet Çalık Tekstil Müzesi mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Yeşilyurt Belediyesi gastronomi atağına kalkmış, bir Lezzet Vadisi oluşturmuş. Burada aralarında Gastronomi Konağı, Kahve Konağı, Butik Otel, Mutfak Sanatları Merkezi ve Kent Belleği Müzesi’nin de bulunduğu 29 tanesi tescillenerek koruma altına alınan birçok konak ev yer alıyor…
Öğle yemeğini yediğimiz Gedik Sosyal tesislerinin hemen yanı başındaki âtıl durumda olan Yeşilyurt eski Cezaevi restore ederek Gedik Kültür Merkezi’ne dönüştürülmüş. İçinde bir de Çoban Müzesi var.

Kaptaj

Şehre içme suyu sağlayan “kaptaj”a da uğruyoruz. Beydağı eteklerinden çıkan su, Roma İmparatorluğu döneminden bugüne Malatya’nın içme ve sulama suyu ihtiyacını karşılıyor. Kur’an okutularak dağıtılan suyun kaynadığı ve dağıtıldığı yere kaptaj deniliyor. 1995 yılından bu yana tamamı içme suyu olarak kullanılıyor.

Yemek yarışması

Akşamüzeri güzergâhımız “Coğrafi Tescilli Malatya Yöresel Ev Yemekleri” yarışması. Sanat Merkezi giriş holündeki etkinlikte ev kadınları içli köfte – analı kızlı tirit köftesi – kiraz yaprağı sarması – kömbe – arapgir dolama köftesi yapıyorlar. Yarışma sürerken üst kattaki salonda, Taylan Kümeli’nin “Kayısının Besin Değeri ve İnsan Beslenmesindeki Yeri” başlıklı sunumunu izliyoruz.

Selahattin Gürkan

Dede Korkut tesislerinde yediğimiz akşam yemeğine Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan da katılıyor. Sohbet ederken projelerini anlatıyor, biz konukların yorumlarını ve önerilerini de ekibine not aldırıyor.

Müzeler adası

Malatya’da, aralarında mutlaka görülmesi gereken Arkeoloji Müzesi’nin de bulunduğu devlet müzelerinin dışında Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan kent, oyuncak, fotoğraf makineleri gibi birçok müze bulunuyor. Yine aynı alanda Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde “Kadının gücü ile geleceğe” sloganıyla faaliyet gösteren MALDİANA Kadın Kooperatifini de ziyaret ediyoruz. Kooperatif merkezinde yerel mutfağın unutulmaması için yöresel yemekler de yapılıyor; bize de hem onları tanıtıyor hem ikram ediyorlar.

Tarihi Hacı Baba Et Lokantası

Dönüş günü öğlen yemeğimizi 1942’den bu yana hizmet veren Tarihi Hacı Baba Et Lokantası’da yiyoruz. Sahibi Zeki Saygı, Malatya Gastronomi Turizm ve Tanıtım Derneği’nin de başkanı. Zeki Bey, “misafirler bizde kâğıt kebabıyla ağırlanır” diyor. Bu arada fırın ustası, kâğıt kebabı dışında saatlerce pişirilmiş en az on çeşit fırın kebabı çıkararak mermerin üzerine diziyor.

Kale ilçesinde

Son durağımız Kale ilçesindeki Kale Meslek Yüksek Okulu. Malatya Valisi Aydın Baruş’un da katıldığı etkinliklerde İstanbul’dan gelen aşçıların öğrenciler için gerçekleştirdiği workshop’lar yer alıyordu.

8 bin yıldır yaşam sürüyor

Üç kıta arasındaki ticaret ve kültür alışverişlerinin yapıldığı yolların kavşak noktasında bulunan Malatya’nın tarihi M.Ö 6 bin yıllarına kadar uzanıyor, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış. İstanbul uçağı için havalimanına giderken Koyunoğlu Kurabiye Ürünleri’nin hazırladığı geleneksel Malatya kurabiyelerimizi alıyoruz. Biri hasta olduğunda, doğum yaptığında, oğlu askerden geldiğinde, çocuğu sünnet olduğunda hemen bir tepsi yapılıp götürülen bu kayısı çekirdekli kurabiyeler, belleğimizde kalan tatlı anıları damağımızda da bir süre daha sürdürmemizi sağlayacak.

Kaynak URL