55 yıldır kimsenin olmadığı mezrada yaşıyorlar

<!–

–>

Merzifon’a 25 kilometre uzaklıktaki Makaslar Vadisi eteklerinde bulunan mezrada yaşayan Acar çifti, ilerlemiş yaşlarına rağmen zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor.

Mezradaki 3 odalı kerpiçten evlerinde şehir hayatından uzak olan çift, sabahın ilk ışıklarıyla uyanarak odunlarını kırıyor, sobalarını yakıp çaylarını demliyor.

[Fotoğraf: AA]

Yetiştirdikleri büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardan elde ettikleri süt, tereyağı, peynir ve yumurtayı satarak geçimlerini sağlayan Acar çifti, erzak almak gibi zorunlu ihtiyaçları dışında mezradan ayrılmıyor.

Telefon, bilgisayar gibi teknolojik aletleri de kullanmayan Acar çifti, oğullarının 3 yıl önce evlerine kurduğu güneş enerjisi paneliyle de ihtiyaçları olan elektriği üretiyor.

Büyüdüğü topraklardan vazgeçmediler

Üç çocuk babası ve 6 torun sahibi Mehmet Acar, henüz 3 yaşındayken ailesinin mezraya göç ettiğini, anne ve babalarının ölümünden sonra kardeşlerinin ilçeye taşındıklarını söyledi.

Fotoğraf: AA

[Fotoğraf: AA]

Büyüdüğü topraklardan vazgeçemediğini anlatan Acar, “Ömrümüz burada geçti. Üç yaşından beri buradayım. Zaten küçük yaşta geldik buraya. Canım sıkılsa ne yapacağız? Baba vatanı. Nereye gideyim? Burada geçimimizi sağlıyoruz. 55 yıldır evliyiz. Eşimle beraber burada hayatı paylaşıyoruz. Burada geçiniyoruz, burada duruyoruz, başka yere gittiğimiz yok. Hayvancılıkla uğraşıyorum, başka bir işim yok. Hayvanlarımı güdüyorum, yemlerini veriyorum. Özellikle kış ayında yol ve ekmek bakımından sıkıntı yaşıyoruz. Üç yıl önce güneş paneli taktırdık. Ondan önce lüks lambası kullanıyorduk. Sonra jeneratör aldık ondan sonra da güneş panelini kurdurduk.”

Fotoğraf: AA

[Fotoğraf: AA]

“Eşimi sevmeseydim burada yaşamazdım”

Fatma Acar ise 55 yılı aşkın aynı yastığa baş koyduğu hayat arkadaşını çok sevdiğini, hayatını eşi ve çocuklarına adadığını söyledi.

Normal bir insanın tek başına yapamayacağı işleri ilerleyen yaşına rağmen yapabildiğini vurgulayan Acar, mezradaki yaşamlarını şöyle anlattı:

“Eşimi sevmeseydim asla burada yaşamazdım, 3 çocuk büyütemezdim. Evlendiğimizde annem, ‘eşinle mutlu ol, geçimini sağla’ dedi. Biz atalarımızdan böyle gördük. Ben eşimi çok seviyorum. Günlerim peynir yapmak, yayık dövmek, ahıra gitmek, tavukları beslemekle geçiyor. Bu saatten sonra ne yapayım? Ben evladıma dahi ‘bana para ver’ diyemem çünkü alışmadım. Hayatımdan çok memnunum.”

Kaynak URL