61 yaşındaki depremzede: Önce kuzenlerimi kurtarın

Kahramanmaraş merkezli depremin ağır hasar verdiği yerlerden biri de Hatay’ın Kırıkhan ilçesine bağlı Balarmudu köyü. 200 haneye yakın evin bulunduğu mahallede yapıların çoğu yıkıldı.

Annesiyle birlikte yaşayan Ayşe Mert’in evi de yıkılanlar arasındaydı. İlk sarsıntılarla birlikte uyku mahmurluğundan kaçmak aklına gelmeyen Ayşe Mert, sarsıntıların artmasıyla duvarın altında kalmış.

“Deprem olduğunda sallandık kalktık oturduk. Dışarı kaçmak aklımıza düşmedi. Önce sallandık sonra birden çok sallandı duvarlar yıkıldı kapılar pencereler açıldı. Ben somyanın altına girdim. Oturuyordum somyada beni yere çaldı ben somyanın altına girdim. Onunla bir kurtulma şansım oldu. Annemle komşularımı çağırdım. Anne beni kurtarın duvar uçtu diye. Maalesef ne komşular ne annem. Vefat etmişler ben bilmiyorum. Komşularımız geldiler çağırdılar. ‘Evde kim var diye.’ Ben ‘sağım ama annem seslenmiyor herhalde ölmüştür’ dedim onlara. ‘Yerin çok zor mu’ dediler. Ben ‘kapılar açık gelin’ dedim. Ama ben görmedim ki hiç onları, örtüler gelmiş kapatmış benim önümü.”

“Elimi duvarın altından havaya kaldırdım”

Sıkıştığı somyanın altında kurtarılmayı bekleyen Ayşe Mert’e komşuları diğer evlerin yıkıldığını, altında kalanların bağırdığını söylemişler.

“Ondan sonra tekrar geldiler dediler komşular çok bağırıyor, komşu da amcaoğlu. Ben dedim onları kurtarın benim yerim iyi. Onlar amcamın oğluna gittiler onları duvarın altından çıkardılar çocuğun kolları parçalanmış şimdi Adana’da yatıyor. Amcam oğlunu doktora götürdüler. Sabah oldu kepçeyle beni çıkardılar. Beni bulamıyorlardı. Elimi duvarın altından havaya kaldırdım. ‘Bakın benim ellerim burada, sandalyelerin arkasındayım siz beni görmüyorsunuz ama ışıklarla ben sizi görüyorum.’ Beni oradan çıkardılar komşularım hep beraber. Sağ olsunlar iki üç saat kaldım deprem altında şimdi göğsüm ağrıyor.”

Kurtulduğuna çok sevinemiyor Ayşe Mert. Annesinin yanı sıra pek çok akrabası ve komşuları depremde yaşamlarını yitirdiler. Şimdi bir başına ve depremi unutamıyor.

“Sabah oldu bir yağmur bir soğuk, yokluk, her şey deprem altında. Deprem altında yağmur durmuyor, hastaları hastaneye götürdüler, gece çıkardıkları cenazeleri çıkardılar, çıkaramadıklarını bir gün sonra çıkardılar. Benim annem iki buçuk gün kaldı. Benimle aynı odadaydı yatıyordu. Onu çıkaramadılar. Biz sabah oldu yağmur yağıyor soğuk, ne sırtımızda bir şey var ne oturacak bir ev ne üstümüze alacak bir parça bir şey. Aç kaldık 24 saat, sağ olsun bizim köylülerimiz dışarıdan köylü kızlarımız vardı Adana’dan bize ekmek geldi yüz tane. Hep bir arada mezarlığın şeyine oturduk. Çatı altına, cenaze yerine. Cenazenin kılındığı yeri çevirdik, orda dört gece kaldık.”

“Bu milletten bu devletten razıyız”

Onlara kısa sürede ulaşan AFAD ekipleri yıkılan evlerinin yanına çadırları kurarak yaralarını sarmışlar. Ayşe Mert dualarını eksik etmiyor.

“Sağ olsun devletimiz, milletimiz hepsi birden ulaştılar, bize yiyecek, giyecek, yatacak, çayımızı, şekerimizi her gün yardımda bulunuyorlar daha da bulunmaktalar. On gün mü oldu 11’mi bilmiyorum o kadarını. Sağ olsunlar. İnan ki biz bu milletten bu devletten razıyız. Allah kendilerinden razı olsun. Az kazançlarına çok çok bereket versin.” 

Kaynak URL