Deprem ergenlerde öfkeyi artırıyor

Aile ve akrabalar ile olan fiziki bağın kopması ergenin ruhsal, bedensel ve sosyal yaşamında derin yarıklar oluşturabileceğini ifade eden Ruh Sağlığı Derneği Başkan Yardımcısı Psikolojik Danışman Serkan Gürgenci’ye depremin ergenler üzerinde olan etkilerini sorduk.

Ergen psikolojisi nedir açıklar mısınız?

Ergenlik, çocukluk döneminden edindiği tüm normları geçerli veya geçersiz kılmaya yönelik duygusal ve eylemsel bir dönemdir. Arzu ettikleri ile içsel sorularının bir çatışmasını yaşamaktadır ergenler. Bir yandan sınırsız istekler ve yönelimler bir yandan da bu istek ve yönelimleri kesen, durduran içsel – dışsal olanla baş etme serüvenidir. Haz ile elemin sürekli karşı karşıya geldiği bir dönemdir. Ergen bir yandan kendi zevkini hayata geçirmeye çalışırken bir yandan da bunu yetişkinlere bir ispat nesnesi haline getirmeyi çabalamaktadır.

Ev kavramının travmatik değişimi güvensizlik hissettiriyor

Deprem olgusunun travmatik olmasındaki en kuvvetli neden, kendimizi güvende hissettiğimiz ve bizi doğanın zorluklarından koruyan ev kavramının anlamındaki ani ve travmatik değişimidir. Bunun yanında toprak yani, ayaklarımız yere bastığımız ve kendimizi güvende hissettiğimiz zeminin anlamındaki ani ve travmatik değişimidir. Bunların bir ergenin yaşamındaki etkileri çok yönlü olabilir. Öncelikle güven ve istikrar kavramlarının zedelenmesi, bağlanma nesnelerimiz olan aile ve akrabalarımızla olan fiziki bağımızın kopması. Bu iki varoluşsal dayanakların olmaması ergenin ruhsal, bedensel ve sosyal yaşamında derin yarıklar oluşturabilir. Bu eksikliklerin ergende, öfke, suçluluk, yalnızlık, çaresizlik, belirsizlik ve tüm bunların eşliğinde parçaları eksik bir puzzle ile yaşama tutunma çırpınışları kendini gösterebilir.

Güven verici soyut ve somut fikirler önemli

Bu süreçte ergenin en çok ihtiyaç hissettiği şey güvendir. Varlığının devamına olan güvenden önce yalnızlığının, parçalanmışlığının, yetersizliğinin karşısında güçlü, güven verici soyut ve somut figürlerin olmasını hissettirmek çok önemlidir. Bu ayağa kalkmaya çalışan çocuğun yanında olup, onu teşvik eden, ona güven veren ve onun yanında olduğunu hissettiren ebeveyn gibi. Ergenin yeniden yaşama dönmesini sağlamak için onun, yalnız olmadığını sözlü ve fiziki olarak hissettirmek çok önemlidir.

Deprem ve kayıplar neden sonuç ilişkisi ile anlatılabilir

Deprem ve kayıpların izahı ergenden ergene değişiklik gösterecektir. Ergenin düşünce ve inanç dünyasını yıkmadan deprem olgusu anlatılmalıdır. Depremin bir ceza olduğunu düşünen ergenlere neden sonuç ilişkisi kurarak yani teknik açıklamalarda bulunulmalıdır. Depremin bir ceza olduğunu düşüncesi ergenlerde, suçluluk ve değersizlik duygularının oluşmasına veya oluşmuş olan bu düşünce ve duyguların pekişmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle bu tür konuşmalarda bulunan ergeni sadece dinlemek ve kendini ifade etme imkânı sağlamak yeterli olacaktır.

Eğitim süreci, sosyalleşme ve kendini ifade etmeyi sağlıyor

Eğitim hayatında da isteksizlik, dikkatsizlik, odaklanamama ve öğrenmenin gereksizliği veya boş olduğuna dair düşünce ve duygular yaşanabilir. Eğitimin içinde olmak bu süreçte sosyalleşme ve kendini ifade etme imkânı sağlayacaktır. Bu nedenle eğitim kurumlarının mutlaka sosyal becerileri geliştirici etkinliklerde bulunması gerekmektedir. Öğrenme faaliyetlerinde daha esnek ve destekleyici olmak çok önemlidir. Bu tür psikososyal desteğinin sistematik ve profesyonellerce yapılması çok önemlidir.

Ergeni merkeze alan bir destekte bulunmak önemli

Ergene öncelikle ilişki kurmayı merkeze alan bir destekte bulunulmalıdır. Daha sonra yaşanan inkar döneminde profesyonel desteğin nasıl verileceği; ergenin travma sürecinde göstereceği ilerleme ya da gerilemelere yönelik olarak uzman tarafından belirlenmelidir. Ancak herkes için hazır bir destek programı yoktur. Her bireyin kendi öznelliği içinde ilerlemesi gereken bir destek oluşturulmalıdır. İşte tam bu nedenle de bu desteğin herhangi kişiler tarafından değil uzmanlar tarafından sağlanması önemlidir.

Kaynak URL