Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Fransa, Almanya, Polonya, İspanya ve İngiltere tarafından yapılan ortak açıklamaya sert tepki gösterdi. Açıklamada, Avrupa’nın Ukrayna’daki savaşın barış müzakerelerinde merkezi bir rol üstlenmesi gerektiği belirtilmişti.
Orban, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, AB’nin süreçte etkili bir aktör olmadığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Bu açıklama, Brüksel’in kötü yönetildiğinin üzücü bir göstergesidir. ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin barışı müzakere ederken, AB yetkilileri yalnızca işe yaramaz açıklamalar yayınlıyor. Müzakere masasında koltuk talep edemezsiniz. Bunu güç, iyi liderlik ve zeki bir diplomasiyle hak etmek gerekir! Brüksel’in ne kadar sürerse sürsün öldürmeyi destekleme tutumu hem ahlaki hem de siyasi açıdan kabul edilemez.”
AB’nin açıklaması: Ukrayna müzakerelerde olmalı
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ve Fransa, Almanya, Polonya, İspanya, İngiltere ve İtalya’dan oluşan Weimar+ grubu, dün yayımladığı açıklamada, Ukrayna’ya desteğin sürmesi gerektiğini ve Avrupa’nın barış sürecinde merkezi bir rol alması gerektiğini vurguladı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Ukrayna’ya desteğimizi artırmaya hazırız. Rusya’nın saldırganlık savaşına karşı Ukrayna’nın bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne olan bağlılığımızı ifade ediyoruz. Adil, kapsayıcı ve kalıcı bir barış sağlanana kadar Ukrayna’yı desteklemeye devam etme yönündeki hedefi paylaşıyoruz. Ukrayna ve Avrupa, her türlü müzakerenin bir parçası olmalıdır.”
Açıklamayı sosyal medya hesabından paylaşan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ise, “Önceliğimiz, Ukrayna’yı güçlendirmek ve sağlam güvenlik garantileri sağlamak olmalı. Avrupa, her türlü müzakerede merkezi bir rol almak zorundadır” ifadelerini kullandı.
Orban’ın açıklamaları, AB’nin Ukrayna konusunda daha aktif bir rol alma isteği ile Macaristan’ın temkinli duruşu arasındaki görüş ayrılıklarını bir kez daha gözler önüne serdi.
