Başak Nur GÖKÇAM
Deniz ekosistemindeki bozulma, aşırı avlanma ve yaşam alanlarındaki kayıp nedeniyle foklar, nesli tehlike altındaki canlılar arasında yer alıyor. Yapılan incelemelere göre dünyada ortalama 600 ila 700 arasında, Türkiye kıyılarında ise 100 kadar Akdeniz foku türü yaşıyor.
Türünün en büyüğü olan kuzey fil foku sayısı ise dünyada 150 bin civarında. Bunun 124 bininin ise Kaliforniya sularında olduğu biliniyor. Popülasyonu hayli sıkıntıda olan fokların korunması için gelecek açısından kritik öneme sahip. Çünkü yapılan yeni bir araştırma gösteriyor ki foklar, balık popülasyonlarının takibinde ‘akıllı sensör’ görevi görebilir.
UC Santa Cruz’daki deniz biyologları son 60 yıldır, Año Nuevo Doğal Rezervi’ne yolculuk eden kuzey fil foklarının davranışlarını izledi. Üremek ve tüy dökmek için çok sayıda fok sahilde toplanırken, araştırmacılar 50 binden fazla fok üzerinde 350 binden fazla gözlem toplayabildi. 14 lisans öğrencisi tarafından ortaklaşa yazılan araştırmanın detayları Science dergisinde yayınlandı.
Takibe yardımcı olacak
Çalışma ile deniz seviyesinden 200 ila 1.000 metre aşağıda, güneş ışığının nüfuz etmesinin neredeyse durduğu ve günümüzün okyanus izleme araçlarının kolayca ulaşamadığı su tabakasında fokların balık popülasyonu takibinde akıllı sensör görevi görebileceği ortaya konuldu. Ölçümlerin yapılamadığı ve aslında gezegenin balık biyokütlesinin de çoğunluğunun barındığı denizin altındaki alacakaranlık kuşağı, foklar için beslenme bölgesi olduğu için söz konusu keşfin popülasyon takibi için kritik öneme sahip olabileceği belirtildi.
Araştırmaya ilişkin değerlendirmede bulunan Ekoloji ve Evrimsel Biyoloji Yardımcı doçenti Roxanne S. Beltran, “Okyanusun karbon tutma, iklim düzenlemesi, oksijen üretimi ve milyarlarca insan için yiyecek açısından önemi göz önüne alındığında, deniz ekosistemlerindeki değişiklikleri ölçmek için acil bir ihtiyaç var. Araştırmamız, fil foklarının geniş beslenme kapsamı ve milyonlarca beslenme girişiminin onları hem balık popülasyonları hem de açık okyanustaki en büyük yırtıcılar için harika bir ekosistem bekçisi yaptığını gösteriyor” dedi.
Ekolojik önemi büyük
Alacakaranlık kuşağındaki balıkların yaşadıkları alanın yakında bir balıkçılık alanı haline gelebileceğini söyleyen Beltran, “Ancak bu alıklar hakkında çok az şey biliniyor: Bilim insanlarının bolluklarına ilişkin en iyi tahminleri 10 katlık bir belirsizlik aralığını kapsıyor. Bu balık popülasyonlarındaki azalmalar, ekosistemdeki birçok başka tür üzerinde, insanların geçim ve hayvan yemi açısından büyük etkilere sahip olabilir” diye konuştu.
Araştırma, Ulusal Bilim Vakfı, Deniz Araştırmaları Ofisi, Arnold ve Mabel Beckman Vakfı ve David ve Lucile Packard Vakfı da dahil olmak üzere birçok fon sağlayıcı tarafından desteklenmiştir.
14 fok, 4.4 milyon kübik km hacimlik bilgi veriyor
Hesaplamalara göre her fok, Pasifik Okyanusu boyunca yedi aylık, yaklaşık 6 bin millik bir yolculuk sırasında ortalama 75 bin beslenme girişimi yapar. Bu, yılda sadece 14 fok izlemenin, 4,4 milyon kübik kilometrelik okyanus hacminde balık mevcudiyeti tahminleri sağlayabileceği anlamına geliyor. Bunun ötesinde, fokları tartmanın araştırmacıların av bolluğundaki uzun vadeli dalgalanmaları ölçmelerine de olanak tanıdığı belirtildi.
Sürdürülebilir balıkçılığa katkı sağlayacak 60 yıl boyunca devam ettirilen araştırma sürecinde fil foklarının beslenme başarısının yörüngedeki uydularla ölçülebilen geniş ölçekli bir oşinografik endekse sıkı sıkıya bağlı olduğunu gösterdi. bulunan Ekoloji ve Evrimsel Biyoloji Yardımcı doçenti Roxanne S. Beltran, “Bu bağlantı, okyanusun nabzını ölçmemize ve balık mevcudiyetindeki dalgalanmaları geçmiş elli yıl ve gelecek birkaç yıl içinde tahmin etmemize olanak sağladı. Dolayısıyla, bu çalışmadan elde edilen içgörüler ve araçlar, sürdürülebilir balıkçılık için kritik bir ekolojik temel sağlıyor” değerlendirmesinde bulundu.