● İSTANBUL – DÜNYA

Türkiye’nin en ünlü iş adamlarından, ülke ekonomisinin en önemli kuruluşlarından Koç Holding’in Onursal Başkanı Rahmi Koç, “Türkiye ekonomisi dünya ile entegre oluyor, daha bütünleşiyor, daha bağlantılı hale geliyor. Bir çok sektörde dünyanın üretim merkezi olma yolunda. Bu durum 2010’a kadar daha da genişleyip, derinleşecek. Kayıtdışıyla mücadele ve bazı vergilerde indirim ekonomiye ivme kazandırır” dedi.

Başarılı yöneticiliğinin yanı sıra her zaman bakımlı ve şık görüntüsüyle de kendisine hayran bırakan, yıllarca Koç Holdingi başarıyla yöneten, kendi deyimiyle “emekli olamayan” Rahmi Koç, ekonomiden siyasete, yeni projelerinden iş ve giyim zevkine kadar pek çok konuda özel açıklamalarda bulundu. Başarılı yöneticilik yıllarının ardından teknesiyle yaptığı dünya gezisiyle uzun süre gündemde olan ve sosyal projeleriyle birbirinden güzel ve anlamlı başarılara imza atan Rahmi Koç, dergide yer alan röportajında hayatını tanımlarken, “İnsan hiçbir zaman hayatı kendine zehir etmemeli, depresif ve pesimist olmamalı, başkalarının ruhunu da karartmamalı” ifadelerini kullandı. Dergide yer alan röportajda ülke ekonomisinin en önemli kuruluşlarından Koç Holding’e de değinen Rahmi Koç, şunları söyledi: “Topluluğumuz Türkiye’nin en kurumsal grubu. İçinden yetişmiş kıymetli idarecilerimiz var. Onlar ve çocuklarım işleri fevkalade tatminkar götürüyorlar. Başka bir deyişle, gözüm arkada değil.”

“Koç’un itibarıyla gurur duyuyorum”

“Yaşamınızda en çok neyle gurur duyduğunuz” sorusunu da yanıtlayan Rahmi Koç, “Yaşamımda en çok gurur duyduğum, yurtiçi ve yurtdışında ‘Koç’ isminin itibardır. Bu itibarı aşındırmamak için elimizden gelen her şeyi yapma hususunda arkadaşlarıma daima telkinde bulunurum” diye konuştu.

“Türkiye dünya ile daha entegre oldu”

Türkiye ekonomisinin dünya ile her geçen yıl daha entegre olduğunu, daha bütünleştiği değerlendirmesinde bulunan Rahmi Koç, “Bu durumda Koç Topluluğu olarak bizler de işlerimizin mühim bir kısmını yurtdışına taşıyoruz” dedi. Rahmi Koç, 2001 yılında enerji, finansman, otomotiv ve dayanıklı tüketim sektörlerinde odaklanmak üzere bir strateji kararı aldıkları hatırlatmasında da bulundu.

“Yatırımlara sıfırdan teşvik gerekiyor”

Özel hayatının yanı sıra Türkiye ekonomisi konusunda da açıklamalarda bulunan Rahmi Koç, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye birçok sektörde gitgide bir üretim merkezi olma yolunda. Bunun da 2010’a kadar daha genişleyip, derinleşeceğine inanıyorum. Türkiye ihracatında daha fazla katma değer koyacak şekilde teşvik ve stratejilerini gözden geçirmek durumundadır. Dış ticaret açığının mutlaka pozitife getirilmesi lazım. Bunun için yatırımları sıfırdan teşvik etmek gerekiyor. Enerjinin dar boğaza gireceği 3, 4 sene evvelden belliydi. Bu sektöre ciddi yatınım yapılması konusunda geç bile kalındı. Kayıtdışı ekonomiyi mutlaka kayıt altına alıp, vergileri makul seviyeye indirmek, ekonomiye ivme getirecektir. Sürdürülebilir kalkınma için üç ana düstur vardır. Ekonomik istikrar, politik istikrar ve yabancı sermayenin memlekete çekilmesi.”

“Salı günlerini uğurlu addederim”

Ülke ekonomisi, siyaset ve iş hayatının yanı sıra özel hayatı ile ilgili samimi açıklamalarda bulunan Rahmi Koç “Hayatınızın en çok hangi günlerini özlersiniz?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Her devrin, her mevsimin, her haftanın özel günleri vardır benim için. Bunlar burada saymakla bitmez. Salı günlerini uğurlu addederim. Pazartesi, öğlen saatlerini severim. Pazar akşamı içime hüzün çöker. Cumartesi günlerini dolu dolu geçirmeyi planlarım. İlkbahar ve sonbaharın kendine has güzel günleri vardır. Yaz tatilinin tam ortasındaki günleri severim. Kışın kayaktan dönerken bir ‘ohh’ çekerim. Bir tarafıma bir şey olmadan dönebildiğim için. Uzun zamandır görmediğim bir dostum ile buluşacağım gün de benim için özellik arz eder.”

Dünya Gazetesi – 2008


Erdal Bahçıvan, yeniden SETBİR Başkanı

● İSTANBUL – DÜNYA

Türkiye Et, Süt Gıda Üreticileri Birliği’nin (SETBİR) yönetim kurulu başkanlığı görevini bir dönem daha Erdal Bahçıvan yürütecek. SETBİR Başkanı Bahçıvan, önümüz- deki dönemde tarım ve hayvancılık alanında radikal tedbirlerin alınması için çalışmalarını yoğunlaştıracaklarını söyledi. Bahçıvan, Dünya Bankası rakamlarına göre Türkiye’nin, toplam nüfusunun üçte birini oluşturan tarım nüfusunu azaltması gerektiğini vurgulayarak, “Bütün toplumu ilgilendiren önemli bir sorunla karşı karşıyayız. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri bu insanlara iş ve aş bulmak olacaktır” dedi. Et ve süt sektöründeki kayıtdışılık ve sağlıksız üretimin de hem tüketici hem de sektörde işini düzgün yapan firmalar için büyük bir sorun olduğuna işaret eden Bahçıvan, bu konuda da cezaların artırılması gerektiğini söyledi. Bahçıvan, Türkiye’de et ve süt sektöründe gerekli önlemlerin alınmaması, mevcut sürecin devam etmesi halinde Türkiye’nin net ithalatçı ülke konumuna gelmesinin kaçınılmaz olduğunu sözlerine ekledi.

Dünya Gazetesi – 2006


2000, turizmin ‘altın’ yılı oldu

● ANKARA DÜNYA

İlk defa 10 milyonu aşkın turist girişi ile altın yılını yaşayan Türkiye, bu sayıyla geçtiğimiz yıla göre turist sayısını yüzde 39.1 oranında artırdı. Geçtiğimiz yıl 7 milyon 487 bin 285 yabancı konuk ağırlayan Türkiye’yi geçmiş yıllarda olduğu gibi 2000’de de en çok Almanlar tercih etti. 2000 yılı turizm sezonunda Türkiye’ye gelen turist sıralamasında 2 milyon 276 bin 238 kişi ile Almanlar birinci sırayı alırken, geçtiğimiz yıla göre Alman turist sayısı yüzde 63.9 artış gösterdi. Almanları sırayla 1 milyon 376 bin 695 kişi ile BDT, 915 bin 276 kişi ile İngiltere, 515 bin 22 kişi ile ABD, 449 bin 512 bin kişi ile Fransa izledi. Bu ülkeleri, Hollanda, Bulgaristan, İran ve İsrail takip etti.

Türkiye’ye OECD ülkelerinden gelen ziyaretçi sayısı da geçtiğimiz yıla göre yüzde 54.8 artarken, Doğu Avrupa’dan gelen ziyaretçi sayısında yüzde 14 artış kaydedildi. Aynı dönemde Türkiye’ye gelen yabancıların yüzde 64.3’ünü OECD ülkesi turistleri (6 milyon 697 bin 909 kişi), yüzde 23’ünü Doğu Avrupa ülkeleri vatandaşları (2 milyon 391 bin 378 kişi) oluşturdu. 2000 yılında Türkiye’ye gelen yabancıların yüzde 69.7’si havayolunu, yakla şık yüzde 19’u karayolu nu, yüzde 11’i ise deniz yolunu tercih etti.

Türkiye’ye gelen turist sayısı 2000 yılı Aralık ayında bir önceki yıla göre yüzde 30.8 oranında artarak 419 bin 540 oldu. OECD ülkelerinden gelen yabancı ziyaretçi sayısında yüzde 76.8’lik artış kaydedildi. Aralık ayında Türkiye’ye gelenlerin yüzde 53.9’unu OECD, yüzde 31.8’ini ise Doğu Avrupa ülkeleri vatandaşları oluşturdu. Türkiye’ye en çok turist gönderen ülke sıralamasında aralık ayında da Almanya birinciliği kimseye kaptırmazken, bu ülkeyi BDT, Bulgaristan, ABD, İngiltere, Fransa ve Romanya izledi.

Turizm Bakanı Erkan Mumcu

“Ucuz ülke değiliz”

Turizm Bakanı Erkan Mumcu, Türkiye’nin dünya turizmi içinde seçkin bir yere sahip olduğunu ifade ederek, 2000 yılında Türkiye’yi 10 milyon 412 bin 248 turistin ziyaret ettiğini bildirdi. Turist sayısının geçtiğimiz yıla göre yaklaşık yüzde 40 oranında arttığını ifade eden Mumcu, Türkiye’ye OECD ülkelerinden gelen turist sayısının arttığına da dikkati çekti. Tatil köylerinin, 4-5 yıldızlı otellerin sezon boyunca yüzde yüz kapasite ile çalıştığını da belirten Mumcu, “Önümüzdeki yıl turist sayısındaki bu artışın yüzde 5 ila 10 aralığında değişmesiyle beraber, devam edeceğini düşünüyorum” dedi. Mumcu, 2001 yılı için tek kaygısının turizm dışında bir takım olumsuzlukların cereyan etmesi ve altyapı yetersizlikleri olduğunu belirterek, “Yol, içme suyu, enerji alt yapısının çok hızlı takviye edilmesi gerekli. 2001 yılı bizim için pazarlamaktan çok bu sorunlarla boğuşacağımız bir yıl olacak” şeklinde konuştu.

Dünya Gazetesi – 2001

Kaynak URL