Necmi ÇELİK

İstanbul Jet Havacılık ve Yakıt ve Hizmetleri, sür­dürülebilirlik projeleri kapsamında Ocak 2025 itiba­rıyla Uluslararası Sürdürüle­bilirlik Karbon Sertifikasını (ISCC EU) aldı. Bu sertifika ile Jet A-1 yakıtının sürdürü­lebilir bir versiyonu olan Sür­dürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) ticaretini de faaliyetle­rine ekleyen İstanbul Jet, bi­yokütle, biyoyakıt ve diğer ye­nilenebilir ham maddelerin sürdürülebilir üretimi ve te­darik zincirine destek veren şirketler arasında yerini aldı.

Türkiye’de Dalaman Hava­limanı ve Alanya – Gazipaşa Havalimanı’nda yakıt ikmal ve depolama tesisleri bulu­nan İstanbul Jet, 100’ü aşkın ülkede 500’e yakın meydanda hizmet veriyor.İstanbul Jet Genel Müdürü Hüseyin Lati­foğlu, havacılıkta sürdürüle­bilir küresel tedarik zincirine önemli katkı sağlayan ISCC EU sertifikası ve SAF ithala­tı konusunda DÜNYA Gazete­si’nin sorularını yanıtladı.

La­tifoğlu, konuyu değerlendirir­ken “Şirketimiz adına rekabet avantajı sağlayacak, müşte­rilerimizin satın alma karar­larına olumlu yönde etki ede­cek ISCC EU sertifikası için bir süredir devam eden çalış­malarımızı nihayet sonuçlan­dırdık. Çevresel yönetim ve sosyal sorumluluk yükümlü­lüklerimizin bilinciyle, iş sü­reçlerimizi, operasyonlarımı­zı ve tedarik ağımızı güçlendi­receğimiz yepyeni bir sürece giriyoruz” dedi.

Yılbaşında başladı

SAF kullanımı pratikte nasıl bir tablo sunuyor ha­vacılıkta?

Havayolları uçuşlarını Jet A-1 yakıtının içerisine bir miktar da SAF katarak gerçek­leştiriyor. Böylece uçakların karbon emisyonu SAF kulla­nımı yoluyla belirli bir oranda azaltılıyor. Avrupa içi uçuşlar­da örneğin Londra’dan kalkan bir uçak Münih’ e gidiyorsa yakıtının bir miktarını SAF ile karıştırmak zorunda. Bu uy­gulama yılbaşından itibaren teknik olarak başladı. Ülkele­re göre oranlar değişse de top­lam yakıtın yüzde 2-3’ü SAF olmak durumunda. AB içinde ise bu oran yüzde 2 olarak uy­gulanıyor. Örneğin bir uçuşta 100 birim yakıt yakacaksanız bunun 98’lik bölümü klasik Jet A-1 yakıtından oluşurken, 2 birimlik bölümünün de SAF kullanımı olması gerekiyor.

SAF üretimi beklenen hızda artıyor mu?

Biz SAF ithalatını şu anda Avrupa’daki en büyük üreti­ci durumunda olan Neste Oil şirketinden gerçekleştirdik. SAF’ın üretiminde kuşkusuz bazı zorluklar var. Üretimi he­nüz bol ve rahat değil. Ama ge­çen seneye bakarsanız bu yıl aynı dönemde SAF’ın üreti­minde bir artış söz konusu. Üretimdeki artışı SAF fiyatla­rındaki hareketlilikten de an­lıyoruz. Fiyatlar da aşağı yönlü bir grafik sergiliyor.

Olayın bir de SAF’ın normal jet yakıtına katılması meselesi var. Kimi ülkelerde SAF normal jet ya­kıtına boru hattında iken ka­tılıyor. Kimi ülkelerde ise ha­valimanlarındaki yakıt tank­larında SAF ilavesi yapılıyor. Biz İstanbul Jet olarak SAF’ı ISO tank konteyner ile getir­dik. İthalatı yaptık ve SAF’ı anlaşmalı olduğumuz Petrol Ofisine verdik. Ve SAF anlaş­malı olduğumuz petrol dağı­tıcı şirketin Ankara’daki de­polarında muhafaza ediliyor. SAF’ı onlar katarak havayolla­rına ikmal edecekler.

Türkiye’de mecburi değil

Türkiye’de durum nasıl?

Türkiye’de havayollarının uçuşlarında SAF kullanımı mecburiyet henüz olmadığı için havayollarının SAF kul­lanımı konusu kendi bağımsız programları dahilinde belirle­niyor. Biz iş birliği içinde oldu­ğumuz havayollarını SAF it­halatı konusunda bilgilendir­dik. Kuşkusuz Türkiye’de de havayolları Avrupa olduğu gi­bi karbon azaltımı ve çevreci uygulamalara paralel olarak SAF konusunda daha fazla is­tekliler.

Fakat Türkiye’de he­nüz böyle bir zorunluluk ol­madığı için SAF kullandıkla­rı uçuşları da kendi planları doğrultusunda yapıyorlar. Biz sadece yakıt tedarikçisi ko­numundayız. Bizim herhangi bir havayolu şirketi ile doğru­dan bir anlaşmamız yok. An­cak sonuçta havayolları bizim müşterimiz ve biz onlara artık SAF yakıt tedariki hizmeti ve­rebilir hale geldik ve bunu çok önemsiyoruz. Bu sertifikaya sahip olarak havayollarının çevreci ve karbonsuzlaştırma politikalarına SAF tedarikçisi konumumuzla destek verebi­lir hale geldik.

Yatırımınız olan havaa­lanlarında SAF için özel bir bölüm ayıracak mısınız?

Biz de yakın bir gelecek­te Gazipaşa veya Dalaman gi­bi yakıt hizmeti verdiğimiz havaalanlarında SAF tedari­ki yapabilir hale gelebiliriz. Mevcut tanklardan birini SAF için ayırabiliriz veya yeni ilave bir yakıt tank tesisi gibi yön­temler söz konusu olabilir. Bu formülle, getirdiğimiz SAF’ı doğrudan kendimiz, bulundu­ğumuz havaalanlarında uçak­lara ikmal edebiliriz. Sertifika sonrası dönem için ikinci he­defimiz de bu olabilir.Bu ser­tifika Avrupa’da mecburi. Bu sertifikanın amacı havacılık­ta karbon azaltımı konusun­da tüm tedarik zincirini kont­rol etmek. Havacılık yakıtı ve SAF’ ın tüm yolculuğu bu ser­tifika ile karbon hedeflerine uyulup uyulmadığının deneti­mi yönünden kayıt altına alın­mış oluyor.

Bu süreçte karbon offset uygulamaları konusunda ne düşünüyorsunuz?

Aslında SAF kullanımı da­hil bütün bunlar karbon offset kapsamında yapılmaya çalışı­lan işlemler. Havayolları yak­tıkları veya tükettikleri yakıtın karbon salınım oranını düşür­meye çalışıyor. Atmosfere sal­dıkları CO2 emisyonlarını ber­taraf edici önlemlerle uğraşı­yorlar. Başka ülkelerde karbon offset usulleri var. Şirket ola­rak bizim henüz karbon offset cephesinde bir aktivitemiz ol­madı. İstanbul Jet olarak kar­bon offset ticaretinde de varlık gösteren bir oyuncu olmayı he­defliyoruz.

Bu alanda da ken­dimize bir yön bulmaya çalışa­cağız. Çünkü bu da bir yöntem. SAF kullanımı yerine ben kar­bon offset i de yapıyoruz diye­bilirsiniz. Fakat karbon offset pazarı biraz karmaşık durum­da şu an itibarıyla. AB üyesi ül­keler karbon ticaretine daha fazla yer açmaya ve bu sürece öncülük etmeye çalışıyor. Ül­keden ülkeye farklılıklar oldu­ğu için karbon pazarı ve SAF konusunda tam bir senkron sağlanmış ve oyunun kuralları belirlenmiş değil henüz.

“Bu yıl 600 ton SAF getireceğiz”

Bu yıl için belirlenmiş bir hedef var mı SAF ithalatı açısından?

Bu yıl ilk partide 300 ton getirdik, yıl bitmeden bir 300 ton daha getirmeyi planlıyoruz. İlk bakışta az gibi görünebilir ama her uçuşta 2 birim SAF olacağını düşündüğünüzde bu 600 tonluk SAF hiç de azımsanacak bir rakam değil. Türkiye’de havacılık sektörünün karbonsuzlaştırma hedefine biz de kendi çapımızda bir katkı sunmaktan dolayı gerçekten mutluyuz. SAF kullanım zincirinde kısmen de olsa yer almak önemli. Jet A-1 yakıt ticaretimize SAF’ı da katarak aslında daha sürdürülebilir bir havacılık dünyasına bir katkı yapmış oluyoruz.

Genel olarak 2025 için hedefleriniz konusunda neler söyleyebilirsiniz?

Bu yıl tonaj anlamında 2024’e kıyasla yüzde 5’lik bir büyüme hedefi koyduk. Geçen yıl 1 milyon 200 bin metreküplük bir ürün satmıştık. 2025’te hedefimiz 1 milyon 300 bin metreküplük bir rakam olacak. Bu yıl hedeflerimiz arasında uçak yakıt ikmal aracı satın alınması da var. Geçen yıl Dalaman yatırımını hizmete aldık.

Türkiye’de yeni bir havalimanı yakıt tesisi kurma planımız bu yıl yok. Türkiye dışı veya civar ülkelerdeki havaalanlarında yatırım fırsatlarını takip etmeyi sürdüreceğiz. İstanbul Jet olarak daha çok dış pazarlara yoğunlaşmış durumdayız, dolayısıyla büyümenin itici gücü yine dış pazarlar olacak. Portföyümüzü o hedefe doğru yönlendiriyoruz. Dış pazarlarda daha hızlı büyümeyi planlıyoruz.2025 yılını havayoluyla seyahatin ve dolayısıyla yakıt tüketiminin de artacağı bir yıl olarak görüyoruz.

Rakamlar da dünyada yolcu trafiğinin artacağı yönünde. Uzakdoğu pazarlarında ve uluslararası uçuşlarda yolcu trafiğinde ciddi artışlar bekleniyor. Avrupa’da ise pandemi sonrası etkilerin bu yıl tümüyle ortadan kalkacağı ve havayolu şirketleri ve havalimanları dahil havacılık dünyasında gözlenen insan kaynağı eksikliğinin giderilmesi bekleniyor. Kuşkusuz insan kaynağı takviyesiyle hava yollarının daha yüksek yolcu sayılarına ulaşacağı açıktır.

Kaynak URL