Recep ŞENYURT

Hatay’ın merkez ilçesi Defne depremin yıkı­cı etkilerinin en çok yaşandığı bölgelerden biri ol­du. Defne Belediye Başkanı Halil İbrahim Özgün, 6 Şubat depreminde bölgenin tüm alt yapısının yok olduğunu ve be­lediye gelirlerinin sıfırlandığı­nı belirtti. Bölgenin sıkıntıları­nı DÜNYA’ya anlatan Halil İb­rahim Özgün, ilçenin yeniden ayağa kaldırılabilmesi için acil destek beklediklerini söyledi.

Defne’nin 50 yıllık betonar­me inşaat geçmişinin tama­men yıkıldığını, ilçeyi birkaç yıl içinde yeniden inşa etmek gerektiğini aktaran Özgün, “Normalde deprem yaşama­mış bir şehrin 10 birim ekono­mik ihtiyacı varsa, bizler için bu ihtiyaç bin birim.

Bu ne­denle kaynak ihtiyacımız çok arttı. Hatay, özellikle de An­takya ve Defne, 6 Şubat dep­reminin en büyük yıkımını ya­şadı. Antakya ve Defne’ye özel bir statü uygulanması gere­kiyor. Şehir tamamen yok ol­du ve bu durumun daha fazla desteklenmesi gerektiği açık. Düzce ve Van depremlerin­de İller Bankası payı 3 katına artırılarak gönderilmişti. Biz de aynısını talep ettik. Ancak benzer örnekler olmasına rağ­men, bu konuda maalesef me­safe alamadık” dedi.

“Hiç gelir girişi yok, sadece Ankara’dan gelen payla iş yapmak zorundayız”

Deprem öncesinde 200 bin civarında olan ilçe nüfusunun bugün diğer merkez ilçeler­den gelen göçle birlikte 200 bi­nin üzerine çıktığını kaydeden Başkan Özgün, kaynak yeter­sizliğinden dolayı temel bele­diyecilik hizmetlerini bile ger­çekleştirmede büyük zorluk yaşadıklarını aktardı.

Geçtiği­miz ay daha önceki dönemden kalan yaklaşık 200 milyon lira­yı bulan sosyal güvenlik ve ver­gi borcundan kaynaklı kesinti­lerin başladığına dikkat çeken Başkan Özgün, “Emlak vergisi ve çöp vergisi toplayamıyoruz. Belediyeye neredeyse hiç gelir girişi yok. Sadece Ankara’dan gelen parayla iş yapmak zorun­dayız. Şimdi bir de gelirlerimiz kaynağında kesilmeye başlan­dı.” ifadelerini kullandı.

Toplu Konut İdaresi Baş­kanlığı’nın bölgede inşaat fa­aliyetlerini sürdürdüğünü, bu süreçte ciddi harcamalar ya­pıldığını anlatan Başkan Öz­gün, şunları kaydetti: “Ha­tay’a yaklaşık 600 milyar TL yatırım yapıldığı belirtiliyor.

Bu noktada bizim de dile ge­tirdiğimiz husus, bu kayna­ğın tamamının konut yapımı­na ayrılması yerine belirli bir kısmının belediyelere destek olarak aktarılması gerektiği­dir. Çünkü yapılan konutla­rın çöp toplama, yol ve altyapı gibi hizmetlerini belediyeler üstlenecek. Devlet, bazı toplu konut alanlarında altyapı hiz­metlerini sağlıyor olsa da, sü­reklilik gerektiren belediye hizmetlerinin sürdürülebil­mesi için ek kaynak sağlanma­sı gerekiyor. Şu an belediyeler, temel gelir kalemlerinden bi­ri olan inşaat ruhsat harçları­nı alamıyor.

Çünkü inşaatların büyük bir kısmı rezerv alan­lar veya toplu konut alanları kapsamında değerlendirildi­ği için belediyeye herhangi bir gelir aktarılmıyor. Müteahhit­ler ihalelerle bu projelere da­hil olup kar elde ediyor, devlete vergi ödüyor; ancak belediye­ler, devletin bir parçası olma­sına rağmen bu süreçten ma­li olarak desteklenmiyor. Bu nedenle, en azından ruhsat harçlarının devlet tarafından karşılanarak belediyelere ak­tarılması gerektiğini düşünü­yoruz.”

“Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Hatay’daki durumu yerinde görmeli”

Büyük bir yıkımın yaşan­dığı Defne’ye İller Bankası’n­dan gelen merkezi payın artı­rılmasını ya da mücbir sebep halinin devam ettirilerek be­lediyelere yönelik kesintilerin ertelenmesini isteyen Başkan Özgün, aksi takdirde belediye­lerin mali sıkıntıları nedeniy­le temel hizmetlerinin aksa­yacağını, çöp toplayamaz hale gelinmesi halinde ise bu du­rumun halk sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturabile­ceğini dile getirdi.

Başkan Özgün, sözlerine şöyle devam etti: “Belediyele­rin depremin ardından yaşa­dıkları ciddi sorunların özel­likle Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yeterince anlatıla­madığını düşünüyorum.

Böl­geyi ziyaret ederek durumu ye­rinde görmesini isteriz. Bele­diye olarak en azından mücbir sebepten yararlanmak istiyo­ruz. Bize uygulanan kesintile­rin belli bir süre durdurulma­sı, mali anlamda toparlanma­mız açısından büyük önem taşıyor. Şu an için sorumluluk alanımızdaki yolların yapıla­bilmesi adına yalnızca Def­ne için 40 milyar TL’nin üze­rinde bir kaynağa ihtiyacımız var.

Bu nedenle, belediyelerin desteklenmesi ve mevcut borç yükünün bir süre ertelenme­si büyük bir zorunluluk haline gelmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden on binler­ce konut inşası sürüyor. Bel­ki bu projelerin yükü zaman­la hafiflediğinde, merkezi hü­kümet belediyelere daha fazla destek sağlayabilir. Ancak şu an için bu desteğin acilen sağ­lanması gerekiyor.”

“Destek paketleri daha akılcı ve rasyonel düzenlenmeli”

İlçede ticaret hacminin önemli kısmını oluşturan, “or­ta sınıf” diye tabir edilen, bir dükkanı, sermayesi, evi ve ara­bası olanların depremle birlik­te her şeylerini kaybettiklerini ve alt gelir grubuna düştükle­rini anımsatan Başkan Özgün, bu durumun da şehrin ekono­misini ciddi şekilde etkilediği­ni aktardı.

Başkan Özgün, “Be­lediye gelirleri neredeyse sıfıra düştü. Normalde belli bir ge­lir kaybını oranlayabiliriz, an­cak burada gelir tamamen yok olduğu için herhangi bir oran vermek bile mümkün değil. Bu yüzden sadece belediyelerin değil, işletmelerin ve iş insan­larının da özel destek kapsa­mına alınması gerekiyor.

Şu an bazı teşvikler ve destek prog­ramları var, ancak örneğin ciro sınırı 2,5 milyon TL olarak be­lirlendi. Oysa bu rakam gerçek­çi değil, çünkü en küçük bakkal dükkanı bile normal zamanda bu ciroyu rahatlıkla yapabilir. Bu nedenle, destek paketleri­nin daha akılcı, rasyonel ve adil şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“Yardımları etkin ulaştırmak için belediyeleri tercih edin”

 Deprem bölgesine yardım göndermek isteyen birçok kuruluş, dernek ve vakfa da çağrıda bulunan Defne Belediye Başkanı Halil İbrahim Özgün, yardımların, gıda ve giysi dağıtımlarının ihtiyaca göre sistematik ve doğru şekilde yapılması için belediyelere yönlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Başkan Özgün, sözlerine şöyle devam etti: “Örneğin, kuru bakliyat gönderirsiniz, ama o dönemin ihtiyacı bu olmayabilir. Belediyeler, bu tür yardımları daha etkin bir şekilde ulaştırabilir. Şu an biz, sosyal yardımlar konusunda çalışıyoruz.

Gerçekten ihtiyaç sahibi ailelere kartla her ay belli bir destek vererek, onların diledikleri gibi harcayabilecekleri bir sistem kurmayı hedefliyoruz. Bu yardımları özellikle annelere yönelik yapmayı planlıyoruz, çünkü anneler bu desteği en iyi şekilde kullanabilirler. Türkiye’nin genelinde olduğu gibi, deprem bölgesinde de yoksulluk hızla arttı. Bizim amacımız, vatandaşları yalnız bırakmamak ve onlara sadece yol, su, park gibi temel altyapı hizmetlerini sunmak değil, aynı zamanda dar gelirli grupları destekleyip hayatlarını kolaylaştıracak projeler üretmek.”

Kaynak URL